Güncelleme Tarihi:
1. Tarafsız ve adil davranışlar sergilemek
Bazı çiftler, eşleri tarafından kendilerini yargılanıyormuş gibi hissedebilirler. Böyle bir his otomatik olarak savunmaya geçme davranışı ortaya çıkaracaktır. Beraberinde aşırı hassaslık, alınganlık, içe kapanma, yargılanma endişesi ile her şeyi konuşamayacağını düşünme gibi sorunlar doğacaktır. İletişiminizi canlı tutabilmek istiyorsanız yargılayıcı konuşma, mimik ve davranışlardan kaçınmalısınız.
2. İstekleri somutlaştırmak
Çiftler, sıklıkla birbirlerinden ilgi görmediklerinden yakınıyorlar. Bu sorunu çözebilmek için öncelikle soyut ve oldukça geniş bir kavram olan ‘ilgi’ nin somutlaştırılması gerekebilir. Örneğin; eşlerden biri ilgiyi eşinin düzenli olarak kendisini birlikte olmadığı süreçlerde merak etmesi ve araması olarak tanımlayabilir. Bunu bilmeyen diğer eş ilgiyi ona çiçek almak olarak düşünerek çiçek almaktadır fakat kişinin ilgi kavramı içinde bu bulunmuyorsa eşinin kendisi ile ilgilenmediğini söyleyecek, diğer eş ise çiçek aldığı için ‘hayır ilgileniyorum’ şeklinde yanıt verecektir. Bu nedenle eşler birbirlerine ‘ilgi’, ‘sevgi’, ‘tutku’ gibi soyut kavramlardan bahsederken somut olarak bunların kendilerince ne anlama geldiğini tanımlamaları ilişki kurtarıcı bir durum olabilir.
3. Hassas noktalara saygı gösterebilmek
Hepimiz insanız ve elbette hassas olduğumuz, dokunulmasını veya eleştirilmesini istemediğimiz noktalarımız olabilir. Henüz paylaşmaya, yüzleşmeye veya çözmeye hazır olmadığımız konular diğer insanlar tarafından dile getirildiğinde veya eleştirildiğinde oldukça rahatsız hissederiz. Eşler birbirlerine hassas noktaları konusunda saygılı olduklarında ve bunu bir silah gibi kullanmadıklarında aşklarını çabucak eskitmekten kurtulabilirler.
4. Fedakarlık
Aşkı canlı tutan durumlardan birisin de kişilerin birbirlerine karşılıklı olarak sevgi ve fedakârlık sergileyebilmeleri. Fedakârlığın büyük bir durum için gerçekleşmesine gerek yoktur. Küçük fedakâr davranışlar karşı tarafın heyecanını sıcak tutacaktır. Kendinizi ilişkiniz için feda etmeyin, sevdiğiniz kişinin küçük ihtiyaçları için fedakâr olun.
5. Düşüncelere saygılı olabilmek ve değiştirme çabasından vazgeçmek
Düşüncelere saygı duymadan karşı tarafı değiştirme çabası da çiftlerin en sık yaşadığı sorunlardan biri. Düşünün ki elinizde bir alışveriş listesi var. Listedekileri alabilmeniz için ya listedeki tüm ürünlerin bulunduğu bir markete gidersiniz ya da gittiğiniz bir markette olmayan ürünlerin gelmesini beklersiniz tabi beklediğiniz ürünleri getirirlerse!
İlişkilerde bu duruma benzer. Ya isteklerinize ve beklentilerinize uygun bir ilişki bulursunuz ya da beklentilerinizi karşılayacak şekilde karşınızdakinin değişmesini beklersiniz veya onu değiştirmeye çabalarsınız. Bunlardan en tehlikeli olanı ilişki yaşadığınız kişiyi değiştirme çabasıdır. Bu çaba onun kişiliğine ve düşüncelerine saygı duymadığınızı gösterebilir ve eşiniz artık sizinle düşüncelerini paylaşmama kararı alabilir. Sağlıklı bir iletişim ve canlı bir aşk için değiştirme çabasından vazgeçmeyi ve eşinizi anlamaya çalışmayı düşünebilirsiniz.
6. Esnek olabilmek
İlişkinizde ne yaşarsanız yaşayın kesin ve kati bir yargıya varmadan önce mutlaka farklı bakış açılarından da durumlara bakabilme yeteneğinizi geliştirin. Örneğin; eşiniz sizin sevmediğiniz bir arkadaşı ile buluşmuş olabilir ve bunu size söylemediğinden sorun yaşıyor olabilirsiniz. "Onunla görüşmeni istemediğimi bildiğin halde nasıl görüşürsün?" sorgulamasına girmeden önce bu durumu neden size söylemeye çekindiği üzerine düşünmelisiniz. Sizden korkuyor mu? Çekiniyor mu? Anlayamayacağınızı mı düşünüyor? Anlaşılmadığını mı hissediyor? Esnek olmadığınızın mı farkında? Unutmayın ilişkilerinizde siz yargıç değilsiniz, yaşanan sorunlarda en az sizde eşiniz kadar sanık koltuğunda oturmaktasınız.
7. İlişkiye her şeyini verdiğini düşünmekten vazgeçmek
Hani ‘saçını süpürge etmek’ deyimi vardır ya işte sağlıklı bir ilişki için bundan vazgeçmelisiniz. Eğer kendinizi bir süpürge olarak görüyorsanız eşinizi de pislik olarak görüyor olmalısınız ki süpürge rolüne girerek temizleme çabasındasınız. Eğer ilişkideki iki insandan bahsediyorsak, bu ilişkideki her bir bireyin ilişkiyi iyi tutabilme çabası en fazla yüzde 50 olabilir.
Bir kişi ancak kendisi için yüzde yüzünü verebilir fakat iki kişilik ortak bir yaşamda en fazla yarısını verebilecektir. Ne yaparsanız yapın yüzde 50 verebileceğiniz bir ilişkiye yüzde yüz veriyormuşsunuz gibi davranmayın. Aksi halde bu bir ilişki değil tamamen kişisel bir çaba anlamına gelir. Gireceğiniz bir sınav için yüzde yüz çabalarsınız, ilişkiniz için değil. Aksi halde kendinizi süpürge gibi hissetmekten alıkoyamazsınız.
8. Öfkeyi eğitebilmek ve empati kurabilmek
Empati yapmak en önemli konu. Empati kavramı sanıldığının aksine kendisini karşı tarafın yerine koyabilmek değil, karşımızdaki insanın mimik ve davranışlarından hangi ruh hali içinde olduğunu anlamaya çalışmaktır. Eşinizin davranışlarına öfkelenmek yerine öncelikle onun mimik ve davranışlarını yorumlamaya çalışın. Bu yorumların size neler hissettirdiğini fark edin ve bulduklarınızı eşinizle paylaşın.
Unutmayın, karşımızdaki kişinin bizde ortaya çıkardığı kontrolsüz öfke ve hiddet sanılanın aksine onunla ilgili değil kendi yüzleşemediğimiz sorunlara dokunması sebebi iledir. İlişkiniz bu durumlardan dolayı zedeleniyorsa bu konuda profesyonel bir yardım alabilirsiniz. Aşkı canlı tutan durumlardan birisi de çiftlerin birlikte veya ayrı ayrı kendilerine yardım edebilmek için çabalamalarıdır.