Aşk kural tanımaz!

Güncelleme Tarihi:

Aşk kural tanımaz
Oluşturulma Tarihi: Kasım 16, 2007 06:00

Geleneksel aşk öğütlerini bir kenara itip, kuralları sarsmaya ne dersiniz? İşte ilişkinize farklı bir hava getirecek yedi kural...

Haberin Devamı

Bir şeyi hep aynı şekilde yapmanız o şeyi doğru yaptığınız anlamına gelmez. Düşük belli jean pantolonları, çevirmeli modemleri ve sadece "kötü çocuklarla" çıkma kuralınızı bozduğunuzdan beri hayatınızın ne kadar güzelleştiğini hatırlıyor musunuz? İlişki uzmanları, aşağıdaki yedi aşk kuralını unutmanın da aynı derecede sizi özgürleştireceğini söylüyorlar, hatta belki de daha fazlasını elde edeceksiniz.

Eski kural: Kıskanç bir cadı olmayın
"Birçok kadın, eğer kıskanç davranırlarsa nevrotik ve zayıf görüneceklerini düşünüyor" diyor How Not To Be Afraid of Your Own Life (Kendi Yaşamınızdan Korkmamayı Nasıl Öğrenirsiniz?) isimli kitabın yazarı Susan Piver. Örneğin; bir kız, erkek arkadaşıyla flört ederken pek çok kadın kendilerine ne kadar güvenli olduklarını kanıtlamak için dişlerini sıkıp, dışarıya karşı serinkanlı davranmaya çalışabilir.

Yeni kural: Biraz sahiplenici olun
"Umrumda bile değil" türünden davranışlar bazen ters tepebilir çünkü "Sizin tarafınızdan kıskançlıkla karşılaşmaması bir erkeği, ilişkinize yatırım yapmadığınıza inandırabilir" diye uyarıyor The Dangerous Passion (Tehlikeli Tutku) kitabının yazarı David Buss. Tabii ki ne zaman bir kadınla konuşsa "öldüren cazibe" tavrına bürünemezsiniz ama zaman zaman sizi rahatsız eden şeyleri de hafifçe belli edebilirsiniz. Örneğin bir arkadaşınız onunla flört ettiğinde veya sürekli olarak bir türlü güvenmediğiniz iş arkadaşı olan o kadından bahsettiğinde.

Yapmanız gereken, yorumlarınızı tamamen o kadının davranışlarına yöneltmek olmalıdır. Böylece onu kontrol etmeye çalışıyormuşsunuz gibi görünmezsiniz. Örneğin şöyle diyebilirsiniz: "Neredeyse ağzının içine düşecekti" veya "Acaba bu kadar dekolte giyinmesinin özel bir sebebi olabilir mi?" İçinizdeki kıskanç şeytanı açığa çıkarmak, onu kaybetme fikrinin sizi rahatsız ettiğini bilmesini sağlayacak, aynı zamanda da aranızdaki bağı sağlamlaştırma isteğinizi kanıtlayacaktır.

Eski kural: Onu yatakta her zaman pohpohlayın
Seksi bir Cosmo kızı olduğunuz için büyük ihtimalle vaktinizin çoğunu çarşafların arasında erkeğinizin aklını başından alacak yollar bulmakla geçiriyorsunuz ki açıkçası bu iyi bir şey. Asıl tehlike, onu memnun etmeye çok fazla odaklanıp kendi ihtiyaçlarınızı göz ardı etmeye başladığınızda ortaya çıkıyor. Rock, "Kadınlar bazen ne istediklerini ifade etmekte zorlanıyorlar; özellikle de yatakta" diye anlatıyor ve ekliyor: "Genel olarak bencillikten uzak oldukları için partnerlerine sadece bir şeyler veriyor ve karşılığını almıyorlar."

Yeni kural: Çarşafların arasında bencil olun
Erkekler sizi yatağa götürmekle zaten övündükleri için sizin son derece fedakar ve verici görünen doğanız bile tek başına ona en büyük ödüldür. O yüzden ilişkiden çok zevk almadığınızı hissettiğinde onun cinsel egosunu aşırı derecede zedelemiş olacaksınız.

"Eğer kendiniz tatmin olmazsanız ikiniz de mutlu olamazsınız" diyor Rock. Çözüm basit; utangaç olsanız bile neden hoşlandığınızı açıkça söylemeniz gerekir: Yaptıklarından hoşlandığınızı belli etmek için inlemelerinizi kullanın veya sadece nereye ve nasıl dokunulmasından hoşlandığınızı gösterin.

Eski kural: Diğer erkekler hakkında düşünmek aldatmanın bir başka çeşididir
Her gördükleri kıza en ufak bir suçluluk duymadan iştahla bakan erkeklerin tersine kadınlar, diğer erkeklerle hafifçe flört ettiklerinde veya birini çekici bulduklarında bile bunun üzerinde fazlaca dururlar. "Bazı kadınlar bu şekilde erkek arkadaşlarını aldattıklarından veya bunun ilişkilerinde yanlış bir şeyler olduğunu gösterdiğinden endişelenirler" diyor psikolog Joseph Rock. Böyle düşünmenin sonucu ise kendinizi aslında yaşamasanız bile yasak bir ilişki yaşıyor gibi suçluluk duygusu altında hissetmeniz. Hem de hiçbir şey olmadığı halde.

Yeni kural: Masum bir fantezi aşk yaşamınızı ateşleyebilir
Gizli bir fantezinin size vereceği heyecanlı duygular şu andaki ilişkinize iyi gelebilir. Neden mi? Çünkü eskiden olduğunuz gibi kendinizi seksi, flörtçü, bekar bir kız gibi hissetmeye başlarsınız (erkek arkadaşınızın başta sizi çok beğenmesinin nedenlerindendir) ve o da bu tekrardan uyanan heyecanın meyvelerini toplar.
Diğer insanlara karşı hissedilen cinsel çekim gayet normaldir ve bundan suçluluk duymanız son derece gereksizdir. Joseph Rock bunu şöyle açıklıyor: "Sadece başkasına karşı çekim hissetmeniz; fantezi kuruyor olsanız bile bunu gerçeğe dönüştüreceğiniz anlamına gelmez." Çizgiyi geçmediğiniz ve fantezinizi gerçeğe dönüştürmediğiniz sürece düşüncelerinizi sansürlemeyi bırakıp bu hoş hayallerin keyfini çıkarın.
Eski kural: Yatağa hiçbir zaman kızgın girmeyin
Aranızda bir sorun olduğunda çözüme ulaşmak istediğiniz için saatlerce konuşup, tartışmaya alışkınsınız.

Yeni kural: Kızgınlıkların üzerinden biraz zaman geçmesini bekleyin
"Bir konuyu fazla zorlamak ve neler söylemeniz gerektiğini düşünmeden konuşmak ikinizin de sonradan pişman olacağınız sözler sarf etmenize neden olabilir" diyor Piver. Özellikle de yorgunken yapılan konuşmalar için bu geçerlidir. Konuşmayı ertelediğiniz zaman ise sizin için asıl önemli olan yanlarını iyice düşünmeye vaktiniz olur. Ayrıca bu zaman içinde biraz sakinleşeceğiniz için kendi fikrinizi savunurken daha anlayışlı ve mantıklı olursunuz. Örneğin böyle bir tartışmayı ertelemek için şöyle diyebilirsiniz: "Şu anda çok rahatsız oldum ve düşünmek için biraz zamana ihtiyacım var." O böyle bir ara istediğinde ona hak vermeniz de yararlı olur. O anın kızgınlığı ile kavga etmek yerine bu konuyu tartışmak için daha uygun bir zaman belirleyin. "Bunu yarın işten sonra konuşalım" demek, sonradan bu konuyu tekrar açmayı istediğinizi ve bundan henüz kurtulmadığını anlamasını sağlar.

"Çoğu tartışma, üzerinde biraz düşündükten sonra sıcaklığını yitirir. Ertesi gün bundan konuşurken eskisi kadar kızgın olmazsınız ve belki de tartışmaya değer bir konu olmadığına karar verip ölümüne tartışmadan bu konuyu kapatırsınız" diye açıklıyor Piver.

Eski kural: Bağımsız kadını oynayın
Ağır bavullarınızı kendi kendinize taşımak, kendi tost makinenizi tamir etmek ve turşu kavanozunu açmaya çalışmak sizin güçlü, bağımsız ve modern bir kadın olduğunuzu kanıtlar değil mi? Şimdi bir daha düşünün...

Yeni kural: Bırakın sizin süperman'iniz olsun
"Erkekler kesinlikle bağımsız kadınları çekici bulurlar ancak eğer tümüyle kendinize yetiyorsanız kendilerini işe yaramaz hissederler" diyor Rock. Tabii ki sizin yapmanız daha çabuk ve kolay olacaksa yapmalısınız ama ona da yapmakta özellikle iyi olduğu şeyleri göstermesine izin vererek egosunun okşanmasını sağlayın. Bu; mantarlı risotto pişirmek, o çok övündükleri vücut gücü ile alışveriş torbalarınızı taşımak veya karda araba kullanmak olabilir.

"Erkeklerin koruyucu ve geçim sağlayıcı olmaya ihtiyaçları vardır ve gerçekleştirme odaklıdırlar. O yüzden sizin için bir şeyler yapmak onun bir anlamda aşkını gösteriş biçimidir" diye açıklıyor Turndorf. İşte bu yüzden; bırakın yapsın canım!

Eski kural: Üstüne fazla düşmeyin
Eğer kollarınızı onun boynuna dolayıp onun hakkında sevdiğiniz her şeyi kendisine çekinmeden söylerseniz bundan hoşlanmayacağını düşünüyorsunuz. Ayrıca o kadar uzun süredir birliktesiniz ki zaten o sizin nasıl hissettiğinizi biliyor veya siz öyle sanıyorsunuz...

Yeni kural: Samimi tarafınızı ortaya çıkarın
Bir erkeği çılgın gibi sevmenin yan etkilerinden biri de sürekli içinizden gelen sevgi ve şefkat gösterileridir. Kendinizi tutmayın! Ona sizi nasıl mutlu ettiğini gösterin. Till Death Do Us Apart-Unless I Kill You First (Ölüm Bizi Ayırana Kadar-Önce Ben Seni Öldürmezsem) isimli kitabın yazarı, ilişki terapisti Dr. Jamie Turndorf, "Bir erkeğe tekrar tekrar onu neden sevdiğinizi hatırlatmanız gerekir" diyor. Erkekler romantik konularla ilgilendiklerini itiraf etmek istemeseler de aranızdaki bu fark aslında sizi cezbedici kılan faktördür. Bu sevgi gösterilerinden vazgeçtiğinizde, kısa sürede sizin bu feminen özelliğinizi görmeyi özleyebilir.

Ona karşı duyduğunuz çekimi belirtmeyi yinelemek isteseniz de aşırıya kaçmayın. Onu rahatsız etmeyecek şeyler yapın: Yüzünü öpün, cümlenize "Şöyle yapmana bayılıyorum..." diye başlayın veya onu ilk çıkmaya başladığınız dönemde birbirinize söylediğiniz özel isimlerden biriyle çağırın. Sizin için güzel bir şey yaptığında ona o konuda tam bir uzman olduğunu söyleyin ve yanınızda olmadığı zaman onun en iyi yaptığı şeyleri özlediğinizi anlatın; "Keşke şimdi burada olup sırtıma masaj yapsaydın" gibi. Ufak bir yorumda bile bulunsanız yeterli olacaktır. "Birbirinize vereceğiniz ekstra sevgi dozu, aranızdaki duyguları okşar" diyor Dr. Turndorf.

Eski kural: Aynı ilgi alanlarını paylaşmalısınız
Bazı çiftler yanlış bir kanıyla; yakın olmayı, birbirlerinin tüm hobileri ile ilgilenmek olarak algılıyor.

Yeni kural: Kendinize zaman ayırmanız aranızdaki bağı güçlendirir
Eğer siz de, o da kayak yapmaktan hoşlanıyorsanız ne mutlu size. Ama onun hobilerine katılmak için kendinizi zorlamanız, aranızdaki etkileşime zarar verebilir. Siz sıkılırsınız ve bir sürü soru sorarsınız, o da sizin gerçekten ilgilenmediğinizi bildiği için rahatsız olur ve zevk alamaz. Diğer taraftan sizin onu kendi hobilerinize katılmaya zorlamanız da sadece onu kızdıracaktır.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!