Güncelleme Tarihi:
Aşık olduğunuz, gördüğünüzde kalbinizin hızla çarptığı adam sizi terk etti. Oysa ki ne kadar da mutlu görünüyordunuz. Herkese ne kadar mükemmel bir insanla beraber olduğunuzu anlatıp, caka satıyordunuz. Peki ama şimdi ne yapacaksınız? Sakın kendinizi salıverip, pijamalarınızın ve patates cipsinin ardına sığınmayın. Aşk yarasını kapatmak aslında sandığınızdan çok daha kolay. Kendinize çeki düzen verin, unutmayın yepyeni bir hayat sizi bekliyor.
İlk 48 saat
Ayrılıktan sonraki ilk 48 saat en zor süreçtir. Onunla yaşadığınız en güzel anları düşünüp durursunuz. Bir yandan haksızlığa uğradığınızı düşünür ve ondan nefret ederken bir yandan da onun nerede kiminle olduğunu merak edersiniz. İlk 48 saat sizin hıçkıra hıçkıra ağlayıp rahatlamanız gereken süre. Ayrılığın ertesi günü zaten süslenip, dışarı çıkmanız yersiz olacaktır. Dışarıda sürekli gözleriniz onu arayacak, beyniniz onunla geçirdiğiniz güzel anların resmini çizip duracaktır. İlk 48 saatte ağlayın, pijamalarla evde dolanın, istediğiniz abur cuburu dadanıp, koltuğa uzanıp televizyon seyredin. Bu dönemde acıklı aşk filmleri yerine, yüzünüzü bir nebze de olsa güldürecek komedi ve saçma karate filmleri izleyin. Seçimi siz yapın. Eğer arkadaşlarınızla olmak istiyorsanız en yakın kız arkadaşlarınızla kızlar konseyini toplayıp acil durum değerlendirmesi yapın. Yalnız kalmak istiyorsanız ise yalnız kalın.
Sakın onu aramayın
Terk edilen kadınlar da erkekler kadar ayrılığı zor kabul eder. Sakın ama sakın "Son kez konuşmamız gerekiyor" gibi bahaneler yaratarak onu aramayın. "Umarım her şey yolundadır" gibi mesajlar ve "Kazağını bende unutmuşsun" gibi fikirler de bu duruma dahil. Tüm bunlar onu hâlâ unutamadığınızın bir göstergesi. Ayrıca onun sesini duymak ve ondan alacağınız en ufak bir cevap boş ümitlere kapılmanıza yol açar. Her onu aramak istediğinizde onda en çok nefret ettiğiniz şeyleri düşünün: Yemek yerken çıkardığı garip ses, hafta sonları futbol maçı karşısında geçirdiği saatler ve hala annesinin biricik oğlu olması...
"Alo kimsiniz?"
"Neden?" Ayrılığın ardından kendimize en çok bu soruyu sorarız. "Peki ama neden beni terk etti? Yoksa hayatında başka biri mi var? Bu tarz gereksiz düşüncelerin içinizi kemirmesine izin vermeyin. Hem tüm bunlar onun nerede ve kiminle olduğunu merak etmenize yol açar. Sonuç mu? Tabii ki klasik sessiz telefon numarası. Bu tarz oyunları denemeniz sadece gülünç duruma düşmenize yol açar. Sizi engellemesi için bir arkadaşınızı başınıza nöbetçi tutun. Hem sessiz telefon yaptığınızda onun dışarıda eğlendiğini öğrenirseniz bu sizi daha çok sinirlendirmekten başka bir işe yaramayacaktır. İlişkinizin artık bittiği gerçeğiyle yüzleşin. Biliyoruz bu çok zor fakat gerçekten de gerekli. Yaşadıklarınızla yetinin ve onu ölmüş, bitmiş kabul edin.
İlk hafta
İlk 48 saati pijamalarınız içinde tembellik yaparak ve onu düşünerek geçirdiniz. Tamam bu gerekliydi ama şimdi o kapıyı kapatıp ilerleme vakti. İşe kanepeden kalkıp duş alarak başlayın. Sadece hijyenik nedenlerden dolayı değil ama artık hareket zamanı. Onun tüm fotoğraflarını alın evet yanlış duymadınız, hepsini. Hatta buna onun gönderdiği mektuplar, hediyeler de dahil. Ona ait, ondan izler taşıyan tüm eşyaları bir kutuya koyun ve asla görmeyeceğiniz bir yere kaldırın. Bu gibi durumlarda fotoğrafları yakmak ya da yırtmak da sizi rahatlatacaktır. Bırakın artık, onu unutun gitsin. "Ya barışırsam, ama bu fotoğrafta çok hoş çıkmış" demek yok.
Bakım zamanı
Süslenip, dışarı çıkmak belki de en son istediğiniz şey. Fakat normal hayatınıza dönmek zorundasınız. Hem sosyal hayatınızı kaybetmek de istemezsiniz. Kendinizi güzel hissettiğiniz bir elbise giyin. Birkaç küçük iltifat duymanın hiçbir sakıncası yok. Hafta sonunun izleri hala gözlerinizde duruyorsa çay poşetlerini gözünüze koyun, şişliği alacaktır. Kendini mükemmel hissetmek aslında insanın kendi elinde olan bir şey. Ne kadar seksi, güzel, çekici olduğunuzu tekrarlayın, bunu söyleyen arkadaşlarınızı da dinleyin.
Bittiğini kabul et
Birkaç ay sonrasını düşünün. Berbat hissetmek yerine bittiğini kabullenmiş olacaksınız. Güneş tekrar doğacak ve yepyeni, mükemmel bir adam hayatınızda belirecek. Kalbiniz bu kez onun için atmaya başlayacak ve tekrardan yaşadığınızı hissedeceksiniz. O halde neden bekliyorsunuz. Bu düşünceyi ve ilişkinizin bittiğini kendinize kabul ettirin. Hem okyanustaki tek balık o değil. Bu ayrılığı belki de çok daha güzel bir ilişkinin başlangıcı olarak kabul edin.
Yeni bir aşk.
Şimdi yapmanız gereken şey olabildiğince yeni ortamlarda bulunmak ve yeni insanlar tanımak. Onunla birlikte oluşturduğunuz kısıtlı çevreden uzaklaşmak onu unutmak için en iyi yollardan biri. Böylelikle sürekli onun hakkında bir şeyler duymaz veya ona rastlamazsın. Hep takıldığınız mekanları değiştirin. Hem yeni yerler keşfetmek yeni bir aşk için iyi bir adım olacaktır. Tanıştığınız insanlara da bir şans tanıyın. Hemen eski aşkınızIa kıyaslayıp yargılamayın. Onlarla sohbet edin, gülümseyin, ilgilenin ve ortak bir şeyler bulmaya çalışın. Yeni insanlarla nasıl tanışacağınızı bilmiyorsanız bir liste yapın. Yeni bir spor salonuna üye olabilir ya da hep istediğiniz İtalyanca kursuna yazılabilirsiniz. Burada tanışacağınız yakışıklılardan biri hayatınızın aşkı olacak.
Aceleci davranma
Küçük flörtler, iltifatlar ve aşk oyunları kendinize güveninizi artırır. Ama romantik ve ciddi bir ilişkiye atlamadan önce iyi karar vermek gerekiyor. Zaten bir aşk acısını yeni atı atmışken yanlış nedenlerden dolayı bir başkasını yaşamaya hiç gerek yok. Hızla başlayan bir ilişki çoğu kez aynı hızla biter. Zaten özgürlüğün tadını çıkarmak ne güne duruyor. Kavgadan dertten uzak hayat çok daha güzel.
Tüm bu saydıklarımızı başarıyla yaptıysanız, bravo başardınız! Aşk acısını kolaylıkla unuttunuz. Zaman zaman onu aramamak da belki zorlandınız ya da belki de bir daha asla mutlu olamayacağınızı düşündünüz ama her şey geride kaldı. Yeni aşklar, planlar sizi bekliyor. Hem kimin ne zaman hayatımıza gireceğini ve çıkacağını saptayamayız. Ama gidenlerin ardından hayatı zindana çevirmek de yersiz. Zaten en derin acılar bile gün gelip unutulmuyor mu?