Güncelleme Tarihi:
1915 yılında Alman bir psikiatrın saptadığı alışveriş hastalığı yıllar süren araştırmalar, çalışmalar sonrası "kompulsif shopping' terimiyle ruhsal kökenli rahatsızlıklar listesine alındı. Uzmanlar, sayıları giderek artan alışverişkoliklerin bir uzman yardımı ve antidepressan ilaç kullanımıyla tedavi olabileceğini söylüyor. Takıntıların esiri olmayınBir mağazanın vitrini önündesiniz. Vitrin camının arkasında bir bluz, bir CD-çalar, bir çift ayakkabı, bir televizyon, bir mikro dalga fırın, ya da bir çanta duruyor. Vitrinde neyin olduğu önemli değil aslında. Önemli olan o objeyi satın alma konusunda karşı koyamadığınız dürtü. Sizi mağazadan içeri sokan ve, ihtiyacınız olsun olmasın, bütçeniz elversin veya elvermesin, sizi satın almaya iten ve mağazadan elinizde paketle çıkarken, kendinizi kötü hissetmenize neden olan dürtü. Aslında sizi rahatsız eden şey zayıflığınız. Bir hastalıkmış gibi, alışveriş dürtüsüne karşı koyamayışınız.Aslında bu bir hastalık. Amerikan Psikiatri Derneğinin geçtiğimiz günlerde yaptığı yıllık toplantısında Obsessif Kompulsif Bozukluklar listesine dahil ettiği bir rahatsızlık. Tıpkı, tırnak yemek gibi. Suçlu seratonin eksikliğiUzmanlara göre alışveriş hastalığına yakalanların sayısı giderek artıyor. Standford Üniversitesi'den Prof. Lorrin Koran, Amerikalıların yüzde 8'inin kompulsif shopping kurbanı olduğunu söylerken bunların yüzde 90'ının kadın olduğunu belirtiyor. Koran, alışveriş hastalığının bir antidepressan ilaçla tedavi edilebileceği görüşünü de savunuyor. Stanford Üniversitesi araştırmacısına göre, önüne geçilemez alışveriş tutkusu, sinir hücreleri arasındaki bağlantıyı sağlayan serotonin maddesi eksikliğinden kaynaklanıyor. Tedavi de, bu nedenle, depresyon küründe kullanılan Prozac benzeri ilaçlarla mümkün olabiliyor."Önüne geçilemez alışveriş isteğinin Amerikan Psikiatri derneği tarafından obsessif kompulsif bozukluklar arasına dahil edilmesinin nedeni, insanları aslında istemedikleri birşeyi yapmaya iten hastalıklardan biri olması" diyor Koran ve devam ediyor: "Tıpkı kleptomanlar, kumarbazlar, piromanlar gibi. Bu kişiler onları aşan, kontrolleri dışına çıkan durumların pençesindedir. Onları köle haline getiren durumların. "Shopaholic' (alışverişkolekler)lerin çoğu, ödeyemeyecekleri borçların altına girerler çoğu kez. İşlerini, arkadaşlarını, sevdiklerini kaybederler. Birçok alkoliğin, kumarbazın başına geldiği gibi. Alışverişkolikler, uyuşturucu kullanan insanlarınkine benzer duygular yaşadıklarını itiraf etmişlerdir. Alışveriş yaparken, para harcarken kendilerine inanılmaz mutlu hissederler. Ancak alışveriş bittiğinde birden çökerler. Kaybolan mutluluğu yeniden elde etmek için tekrar alışverişe çıkarlar."Kadınlar çoğunluktaUzmanlar alışveriş hastalığının özellikle 30-40 yaş grubunu hedef aldığını belirtiyor. Ancak hastalığın ilk belirtileri ergenlik çağında görülmeye başlıyor. "I shop, therefore I am" (Satın alıyorum, o halde varım) adlı kitabın yazarı terapist Lane Benson, sorunu "toplumun kontrolsüz alıcıyı onaylaması" olarak görüyor.Columbia Üniversitesi'nden obsessif kompulsif bozukluklar konusunda uzman Prof. Jack Gorman'a göre, diğer birçok rahsal kökenli rahatsızlıklarda olduğu gibi, "sorun kişinin normal yaşamını sürdürmesine engellediği zaman hastalıktan söz etmek mümkün" olabiliyor. "Genellikle" diyor Gorman, "alışveriş hastası satın aldığı şeyin işine yaramadığını bilir ama kendini satın almaktan alıkoyamaz."Gorman gibi birçok uzman bu hastalığı tedavi etmenin en uygun yolunun psikilojik destekle antidepressan ilaçların birlikte kullanımı olduğunu söylüyor. Alışveriş hastalığına tutulanların neden çoğunlukla kadın olduğu sorusunun yanıtına gelince: "Bunu açıklamak zor" diyor Gorman, "ancak kadınlar genel olarak alışveriş yapmaya daha yatkınder kaygısal rahatsızlıkların kadınlar arasında daha yaygın olması gibi."