Güncelleme Tarihi:
Sonbahar ve ilkbahar mevsimlerinde polenle birlikte alerjik hastalıkların şiddetinde ciddi bir artış meydana geldi. Polenler ile besinler arasında ortak protein yapısındaki alerjenlerden ötürü yediğimiz besinlerde de zaman zaman alerjik reaksiyonlarla karşılaşabiliyoruz. Oral-alerji sendromu veya polen-besin alerji sendromu olarak da bilinen bu durum pişirilmemiş meyve ve sebzelerin, çeşitli baharatların ve kuruyemişlerin neden olduğu bir tür gıda alerjisidir.
Oral alerji sendromu yıllar içerisinde ortaya çıkabilir. Erişkinlerde daha sık olmak üzere hem çocuk hem de erişkin yaş grubunda görülebilir. Başlangıçta, sorunsuz tüketilen meyveler veya sebzeler yıllar içerisinde polenlere karşı alerjisi gelişen kişilerde şikayetlere sebebiyet verebilir.
Kaşıntı, yanma ve karıncalanmaya dikkat
En sık görülen şikayet çiğ sebze ve meyvelerin yenilmesinden 5-10 dakika sonra meydana geliyor. Bu sırada ağız, boğaz ya da dudaklarda, hafif ödem ve şişliğin eşlik ettiği, kaşıntı, yanma ya da karıncalanma hissi yaşanabilir. Şikayetler besinin ağızla temasıyla başlar ve yutulmasının ardından karın ve midede rahatsızlık hissi, bulantı gibi sindirim sistemini ilgilendiren şikayetler görülebilir. Daha az sıklıkla boğazda ve göğüste sıkışma hissi, nefes darlığı, kusma, ishal ve bilinç kaybı gibi daha ciddi şikayetlerin gelişebildiği de görülmüştür.
Huş ağacı, çimen ve ot poleni alerjisi tetikliyor
Oral-alerji sendromu özellikle huş ağacı polenine daha az sıklıkla da çimen ve yabani ot polenine alerjisi olan alerjik rinitli olgularda gözükmektedir. Örneğin çimen polenine alerjiniz varsa kavun, domates, portakal, fıstık ya da pazı yediğinizde şikayetleriniz gelişebilir.
Huş ağacına alerjisi olan olgularda; elma, fındık, havuç, vişne, şeftali, kayısı, erik, kivi, badem, nektar, kereviz, patates, soya, incir, kabak çekirdeğine alerjik tepki gözlenebilir. Yine içinde bulunduğumuz sonbahar aylarında yabani ot polenine alerjisi olan olgularda; havuç, kereviz, rezene, anason, Hindistan cevizi, biber, tatlı-kırmızı biber, zencefil, kimyon, kişniş, kakule, dere otu, maydanoz ve mango tüketimi ile şikayetler ortaya çıkabilir.
Alerjiye karşı çiğ değil pişirip tüketin
Oral-alerji sendromu olan hastaların hepsinde polen alerjisi bulunuyor. “Fakat bazen polen alerjisi hastanın fark edemeyeceği kadar hafif şiddetli olabilir. Böyle durumlarda deri ya da kan testleri ile polen alerjisi gösterebiliriz. Son yıllarda geliştirilen bileşene dayalı tanı yöntemi ile de birçok polen ve besin arasındaki çapraz ilişki gösterilebilir.
Besin yükleme testi ile de besin alımı sırasında hastada gelişen bulguların ve reaksiyonların gözlenmesi yolu ile tanıda kullanılmaktadır. Deri testi ve besin yükleme testinin doğru ve güvenli bir şekilde uygulanabilmesi için çocuk veya yetişkin alerji uzmanları tarafından yapılması gerekmektedir. Polen ile gıdalar arasında ortak protein yapısına bağlı gelişen oral alerji sendromunda tedavide semptomlara yol açan meyve ve sebzelerin çiğ formlarından kaçınma genelde yeterli olmaktadır. Hastaların çoğunda şikayete neden olan meyveleri veya sebzeleri pişirilmiş halde yiyebilir, çünkü proteinler ısıtma işlemi sırasında bozulur, böylece bağışıklık sistemi ısıtıldığında alerjenler parçalandığı için bu besinleri tanımaz.
Ancak bu durum için istisnası olan gıdalarda bulunmaktadır. Kuruyemişlerin hem çiğ hem de kavrulmuş formları oral-alerji semptomlarına neden olabilmektedir. Polenler için uygulanan alerji aşıları (immunoterapi) polen-besin sendromuna yol açan polenlere hassasiyeti azalttığı için besinlere olan duyarlılığı da azaltıp başarılı olduğu gösterilmiştir.