Akıl sağlığı ve beslenme

Güncelleme Tarihi:

Akıl sağlığı ve beslenme
Oluşturulma Tarihi: Haziran 18, 2003 09:25

Fındık, ceviz ve soya, hücrelerdeki 'paslanma' sorununa karşı etkili. Süt ve süt ürünleri vücutta alüminyum ve kurşun birikmesini engelleyerek alzheimer'e dur diyor. Şizofrenideyse katkı maddelerinden arındırılmış gıdalara yönelmek gerekiyor.

Haberin Devamı

Beyaz ekmek, bol nişastalı şarküteri ürünleri, yüksek ısıda tekrar tekrar kızartılmış cipsler, boya ve aroma maddeleriyle tıka basa dolu meşrubatlar.Evinde pek tencere kaynamayan çalışanların, öğrencilerin temel besinleri bunlar... İşin acısı, hepsi de çeşitli akıl ve ruh sağlığı problemleri yaşandığında diyetten ilk çıkarılan besinler.Beslenme uzmanı ve İstanbul Teknik Üniversitesi Gıda Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Huriye Wetherilt'e beynin ve sinir sisteminin daha iyi işlemesi için hangi hastalıklarda hangi besinleri önerdiklerini, nelere yasak konulduğunu sorduk.Multipl skleroz, manik depresif bozukluk, şizofreni gibi sorunlar için özel bir beslenme biçimi var mı?Yukarıda bahsi geçen ruhsal sorunlarda, her birey için belli bir kesin diyet önermek yanlış olur, çünkü bu sorunların çevresel, psikolojik ve metabolik kaynakları kişiden kişiye değişebiliyor. Ancak, beslenmeyle ilgili bazı önlemler, bu sorunların ortaya çıkmamasına veya hiç olmazsa etkilerinin hafifletilmesine yardımcı olabilir. Hastalara önerilen bütün diyetlerin temelinde enerji ve besin maddeleri açısından yeterli ve dengeli bir beslenme tarzı var. Bu hastalıklarda, diyetteki hayvansal kaynaklı doymuş yağların, şeker, beyaz undan yapılan ekmek ve hamur işlerinin en aza indirilmesi, saf ve dışarıdan gıdalara eklenen katkı maddelerininse hiç olmaması gerekmekte. Tek tek incelersek:MS'nin 'yasak listesi'Multipl skleroz'da (MS) beyin ve omurda 'miyelin' tabakasının yangısı ve sertleşmesi sonucu sinir sistemi çalışamaz hale gelir. Bu da kişide halsizlik, kas yorgunluğu, kramp, koordinasyon kaybı, hissizlik, idrar yolları sorunları, görme, duyma ve konuşma bozuklukları olarak ortaya çıkar. Bu hastalık görüldüğünde doymuş, hayvan eti yağları, tereyağı, margarin gibi katı yağlar, gıda boyaları, suni tatlandırıcılar, kıvam artırıcılar, aroma maddeleri gibi tüm katkı maddeleri diyetten çıkarılır.En iyi korunma anne sütüİleri yaşlarda hastalığın görülmemesi için daha bebeklik çağında, elzem yağ asitlerinden zengin olan anne sütü son derece yararlıdır. Eğer bebeğe inek sütünden yapılan formül mamalar vermek gerekiyorsa, bunların sıvı yağlarda bulunan elzem yağ asitleriyle zenginleştirilmiş olanları tercih edilmelidir. Yetişkinlereyse nohut, mercimek gibi kuru baklagiller, tahıl daneleri, tam buğday unundan yapılan ekmekler, bol yeşillik, taze ve küflenmemiş sebze ve meyve önerilir. Kişinin alerjisi veya hassasiyeti olan tüm gıdaların kesilmesine özellikle dikkat edilmesi gerekir. Multipl skleroz'lu hastaların bazıları, diyetlerinden buğday ve çavdar gibi 'gluten' proteini içeren besinler çıkarılınca da bu durumdan yarar görebiliyorlar.Alzheimer'ın diyeti yeşilAlzheimer hastalarında başta 'asetilkolin' olmak üzere 'seratonin', 'GABA', yaklaşık yüzde 50 ile yüzde 90 oranında kayba uğrar. Oysa bu maddeler, sinir hücreleri arasında iletişimi sağlamakla görevlidir. Bu maddelerde yüzde 50-90 oranında kayıp meydana geldiğinde, sinirler arasında yanlış sinyaller iletilir, hasta yakın zamana dek yeterli olan hafıza yeteneğini kaybetmeye başlar. Alzheimer hastalığının diğer bir özelliği de beyinde anormal plakaların oluşması.Alzheimer hastalığının temelinde sinir hücrelerinin oksidasyonu, yani bir nevi 'paslanması' yatıyor Bu nedenle 'paslanmayı' önleyen antioksidan vitaminlerin mineral ve bitkisel gıdalarda bulunan antioksidan maddelerin tüketimi hastalığın önlenmesi için son derece önemli.Antioksidanlar en çok sebze, meyve, fındık, ceviz ve soya fasulyesi gibi besinlerde bulunur. Süt, yoğurt, peynir gibi besinlerden yetersiz beslenen kişilerde kalsiyum düzeyi yetersiz olduğundan, bu kişiler kurşun ve aluminyum gibi vücudumuza zararlı mineralleri çevreden daha kolay ve yüksek dozlarda alabiliyor. Alzheimer hastalığının bir diğer özelliği de beyin plakalarında aluminyum birikmesi olduğundan, yaşamın her evresinde süt ürünlerinin tüketilmesi çok önemli.Hassas midelere yoğurtYoğurt, süte göre daha rahat tavsiye edilir, çünkü Türkiye'de halkın önemli kısmında 'laktoz intoleransı' denen süt şekeri hassasiyeti var. Alzheimer'la ilişkisi olan diğer bir diyetetik etmen de kandaki folik asit, B6 ve B12 vitaminlerinin düzeyleri. Bu vitaminlerin yetersizliğinde, kanda 'homosistein' düzeyi yükselmektedir. Yüksek homosistein damarlarda toksik etki yapmakla kalmaz, beyinde anormal plakaların oluşmasına da yol açar. Alzheimer hastalarında homosistein düzeyleri normalden yüksek, folik asit, B6 ve B12 vitaminlerin düzeyleri ise normalin altında bulunduğundan, bu üç vitaminin yeterince alınması, hastalıktan korunmak için önemlidir. Folik asidin en verimli kaynakları yeşil yapraklı sebzeler, B6 için muz, kuru baklagiller ve tam buğday unundan ürünler.Hayvansal gıdalarda bulunan B12 vitamini yetersizliğiyse yalnızca vejetaryenlerde ve bağırsaklarında emilim bozukluğu olanlarda görülür. Bu nedenle, ailelerine alzheimer hastalığı sık görülenlerin, kandaki B12 vitamini düzeylerini araştırması, gerekirse takviye alması hastalıktan korunmada etkili olabilir. Bu hastalık, kan kolesterol profili olumsuz olan kişilerde de daha sık görüldüğünden, risk altındaki kişiler için diyetlerinden katı yağları çıkarmaları; bunun yanı sıra bol miktarda sebze, meyve, kuru baklagiller, yulaf, fındık, zeytinyağı ve yağlı balık mesela uskumru, lüfer, palamut, hamsi tüketmeleri de faydalıdır.Glutene dikkatŞizofreni ve otizm sorununda diyetten tüm işlem görmüş besinlerin, katkı maddelerinin, şeker ve beyaz undan yapılan hamur işlerinin çıkarılması, bazı şizofreni hastalarına yardımcı olabilir. Bu kişilerin, alerjileri ve hassasiyetleri olan tüm besinlerden tamamıyla uzak kalmaları da gerekir. Bunun yanında doktor kontrolünde yüksek dozda verilen B1, B3, B6, B12, C ve E vitaminleri, folik asit, çinko, manganez, lglutamin gibi maddeler de, hastalığın kontrolünde fayda sağlayabiliyor.Otizmde hastanın diyetinden doğal boyar madde olan lutein, soya proteini, süt proteini ve buğday, çavdar gibi tahıl proteini olan glutenin çıkarılması; bunun yanında diyetlerinin balık yağı, B3, B6, A vitamini ve magnezyum yönünden takviye edilmesi de yararlı olabiliyor.Depresyonu dağıtan besinlerŞeker ve nişastalı gıdaların tüketilmesi insülin salgısını ve kan şekerini hızla yükseltip iki-üç saat sonra yine hızla çok düşmesine neden olur. Bu durumda vücut kan şekerini yine normal düzeye getirebilmek için hızla adrenelin salgılar. Bu da panik atağa neden olabiliyor. Ayrıca adrenalin salgılanması sırasında, vücuttaki magnezyum stokları harcandığından, genelde panik ataklılarda bu mineralin düzeyi düşük çıkar. Manik depresyon bozukluğunda görülen hallerin kaynağı da adrenalinin aşırı salgılanması... Bu gibi durumlarda diyetten şeker, saf nişasta, çay, kahve ve kola gibi kafein içeren besinler, alkol ve katkı maddeleri çıkarılır. Şeker, saf nişasta ve katı yağlardan arındırılmış dengeli bir diyete, balık, omega3 yağ asitleri EPA ve DHA'yı içeren balık yağı, zeytinyağı, fındık, gerekirse doktor kontrolünde C, D ve B grubu vitaminleri, demir, çinko, kalsiyum, selenyum ve özellikle magnezyum takviyesi eklenir. Depresif hastalarda kandaki B12 vitamini düzeyinin de araştırılması gerekir, çünkü vejetaryenlerin dışında kanda bu vitaminin yetersizliği, emilim bozukluğu olduğunu düşündürür, bu durumun ivedilikle düzeltilmesi gerekir. Aksi takdirde geriye dönüşü olmayan sinir harabiyeti riski ortaya çıkar.D VitaminiAyrıca düzenli olarak yapılan yürüyüş, yüzme gibi fiziksel aktiviteler vücudun endorfin salgısını artırarak depresyonu engellemede yardımcı olabilir. Güneş ışığı ve D vitamini de depresyon tedavisinde olumlu etki göstermektedir.Radikal

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!