"Ağrılı cinsel ilişkide erkeğin rolü önemli"

Güncelleme Tarihi:

Ağrılı cinsel ilişkide erkeğin rolü önemli
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 12, 2004 06:00

Türkiye'de her yüz kadından 17'si ağrılı cinsel ilişkiden şikayetçi. Dr. Süleyman Engin Akhan "Bu durumda erkeğin rolü sadece seks sırasında değil, günlük yaşamda da önemli" diyor.

Haberin Devamı

Kaynak: Milliyet

Cinsel sorunlardan bahsedildiğinde ilk akla gelen genellikle erkekler olsa da son 10 yılda kadınların da bu tür şikayetleri ile ilgili çalışmalar yapıldı. Bugün kabul edilen kadın cinsel fonksiyon bozuklukları arasında cinsel isteksizlikten orgazm bozukluğuna ve cinsel ağrılara kadar pek çok temel sorun bulunuyor. Bunlar arasında en önemli yere sahip olansa cinsel ağrı bozuklukları.

20-25 Nisan arasında Antalya'da düzenlenen 4. Ulusal Jinekoloji ve Obstetrik Kongresi'nde "Cinsel ağrı bozuklukları; disparoni ve vajinismus" konulu bir sunum yapan İstanbul Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Süleyman Engin Akhan, günümüz kadınının yaşadığı cinsel sorunları ve ağrılı cinsel ilişkiyle ilgili sorularımızı yanıtladı.

Cinsel ağrı bozukluğu hangi sıklıkta görülüyor?

İsveç'te geçen yıl yayımlanan bir çalışmada cinsel ilişki sırasındaki ağrı (disparoni) her bin kadından 43'ünde saptandı. Ayrıca 50-59 yaş grubuna göre genç kadınlarda dokuz kat daha sık görüldüğü belirlendi. Ancak hekime pek başvuru olmuyor.

Cinsel ilişki sırasında ağrıyla son yıllarda daha sık mı karşılaşıyorsunuz?

Son yıllarda arttığını söyleyebiliriz. Belki bunun sebebi sormaya başlamamız ve öneminin yeni yeni kavranmasından olabilir bu artış. Ya da hastalar daha çok gündeme getirmeye başladılar.

Ülkemizde bu kadınların oranı biliniyor mu?

Kadın cinsel sağlığı ünitemizde menopozdaki 400 hastada yeni bir çalışmaya başladık. Bunların 385'i seksüel olarak aktif. 19 soruluk kadın cinsel fonksiyon skalasını uyguladığımız bu kadınların yüzde 17'si son bir ay içinde disparoniden şikayetçi oldu. "Ağrının şiddeti nedir?" sorusunu yüzde 70'i "çok şiddetli" veya "dayanılmaz" diye yanıtladı. Hastaların yüzde 65'i ise ilişki sırasında kayganlık eksikliğinden yakındı.

Ağrıya yol açan faktörler neler?

Çok fazla faktör var ve şu an hiçbiri net olarak ortaya konmuş değil. Eskiden beri ortaya atılan bazı faktörlerden evli olup olmamak, çocuk doğurmuş olup olmamanın (doğurmamış olanlarda daha sık olduğu öne sürülürdü), ABD'de düşük sosyoekonomik durum ve zenci ırkının artık etken olmadığı kabul ediliyor. Ayrıca doğum kontrol hapları, hormonal bazı etkilere maruz kalmak, bağışıklık sistemi gibi çok uzun bir liste var. Küçükken tacize uğramak, kuralcı anne-baba gibi psikososyal faktörlerin de bugün etkin olduğunu söyleyen çalışma yok.

Cinsel ağrı bozuklukları kaça ayrılıyor?

Üçe ayrılıyor. Bunlardan biri disparoni, yani kadının ilişki sırasında yineleyici tarzda veya devamlı ağrı hissetmesi. Diğer bir bozukluk, vajinismus. Onu da vajinanın dış kaslarının istemsiz kasılması nedeniyle ilişkide bulunanama olarak tanımlıyoruz. Üçüncü bozukluk da bu iki gruba girmeyen cinsel ağrılar.

Ağrılı cinsel ilişki hangi sorunlarla birlikte görülüyor?

Disparoniyle vajinismus arasında bir ilişki var. Bazı hastalarda sadece vajinismus, bazılarında sadece disparoni, kimisinde ise ikisi beraber görülüyor. Birbirlerini tetikleyebiliyorlar.

Vajinismusun görülme sıklığı nedir?

Yüzde 5-17 arasında değişiyor. Vajinismus kadınlarda en sık rastlanan psikoseksüel sorunlardan biri. Kadın üzerinde ve kadının partneriyle olan ilişkisinde ciddi strese neden oluyor. Kısırlıkla sonuçlanabiliyor ve özellikle ülkemizde bu sorunu yaşayan çiftlerin bir kısmı tüp bebek merkezlerine başvuruyor.

Kocanın rolü nedir bunlarda?

Kocanın rolü, sadece sevişme sırasında etkili değil. Günlük yaşamdaki davranışları, eşlerin aralarındaki uyum son derece etkili. Kadın bir tepki olarak partneriyle ilişki sırasında vajinal kaslarını kasıyor ve ilişki gerçekleşemiyor.

"Vajinismus bir çeşit fobi"

Tedavi yaklaşımı nedir?

31 hastamızın 17'sini "duyarsızlaştırma" (in vitro desensizasyon) adlı yöntemle tedavi ettik. Protez kullanarak hastayı tedavi ediyoruz. Bu protezler basit cam tüpler. Her hastanın kendisine yaptırtıyoruz. Buradaki asıl sorun, vajinismusu olan kadınlarda hem fizyolojik problem hem de kişilik problemlerini bir arada ele almak. Bu hastalar aşırı duyarlı ve cinsel ilişkinin kendisine zarar vereceğini düşünüyor. Bu bir çeşit fobi.

Yani fobi olarak mı kabul ediliyor artık?

Psikiyatrist bir arkadaşım vajinismusu olan bir hastasına kendi vajinasını ve eşinin organını çizmesini istemiş. Hasta küçücük bir vajina ve kocaman bir penis çizmiş. Hastalar olayı böyle görüyor. Fobik bir davranış. Ve bu fobiyi tetikleyen olay da cinsel ilişki korkusu. Kadın, cinsel ilişkinin aşırı derecede canını yakacağına, içini parçalayacağına inanıyor. Bu nedenle genel bir savunma refleksi olarak ilişkide bulunamıyor.

"Kocalarındaki iktidarsızlığı saklamaya çalışıyorlar"

Tedavide öncelikle neler yapıyorsunuz?

Tedaviye mutlaka kocalarıyla geliyorlar. Kocası ve kendisiyle ayrı ayrı konuşuyoruz. Aldığımız bilgileri birbirlerine asla iletmiyoruz. "Kocanızda ereksiyon problemi var mı?" diye mutlaka sorguluyoruz. Çünkü Türkiye'de kadınlar ne yazık ki kocalarındaki sorunu saklamak için ilişkide bulunamadıklarını söyleyebiliyorlar. Kocasının başka biriyle ilişkisi var mı yok mu, mutlaka soruyoruz. Hastaların bir bölümü de çocukları olmadığı için geliyorlar.

Ne tür yöntemler uyguluyorsunuz?


Öncelikle nefes egzersizleriyle başlıyoruz. Pelvik taban kaslarını gevşettiğimiz bu egzersizler sırasında küçük cam protezleri (2 santimetre eninde 2,5 santimetre boyunda) vajinanın içine uyguluyoruz. Hastaya da kendi vajinasını tanımayı öğretiyoruz. Daha sonra en büyüğü üç santimetre kalınlığında, dokuz santimetre boyunda olan protezleri ev ödevi olarak evinde yalnızken uygulamasını istiyoruz. Bu dönemde kocasıyla ilişkide bulunmasını istemiyoruz. Çünkü gereksiz bir strese neden olabiliyor. Daha sonra belli bazı pozisyonlarda ilişkide bulunmalarını öneriyoruz. Hastayla konuşup ikisini buna hazırlıyoruz.

Başarı oranı nedir?

17 hastamız vardı. 11'i grup terapilerine katılıp fayda görmemiş vakalardı. Ortalama evlilik süreleri 4,3 yıl olan bu hastalarımızın hepsi ilişkiye girmeyi başardı. Tedavi yaklaşık üç hafta sürüyor.

Çocuğunuza karma aşı yaptırın

Avrupa ülkelerinde neredeyse hiç rastlanmayan kızamık hastalığı Türkiye'de hâlâ sorun olmaya devam ediyor. Aventis Pasteur Medikal Direktörü Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Tamer Pehlivan'ın geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklama şöyle: "Rapor edilen kızamık vakalarının yüzde 30'unda zatürre, ortakulak iltihabı, ishal, beyin iltihabı gibi komplikasyonlara rastlanıyor. Beyin iltihabı vakalarının yüzde 15 ölümle, yüzde 25'i ise sakatlıkla sonuçlanıyor."

Kızamık geçiren çocuklarda söz konusu riskin en az yedi yıl sürdüğünü ve aşısız çocukların beyin iltihabı hastalığa yakalanma riski taşıdığını unutmayın. Kalıcı sakatlıklar ve ölüm gibi ciddi sonuçlara yol açabilecek kızamık, kızamıkçık ve kabakulak gibi çocukluk çağında görülen hastalıklar için çocuğunuza üç karma aşı yaptırın. Ücretsiz aranabilecek Aşı Danışma Hattı'nın telefonu (0800) 211 33 11.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!