GeriKadın Sağlığı Ağrı ile yaşıyoruz
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Ağrı ile yaşıyoruz

"Yaşamının herhangi bir döneminde ağrıdan yakınmayan yok gibidir."

Geçmişi insanoğlu kadar eski olan ağrılara son 20 yıldır tıbbın yaklaşımı önemli ölçüde değişti, gelişti. Geçmişte çeşitli hastalıkların bulgusu olarak görülen ağrı, özellikle de uzun süren kronik ağrı, artık başlı başına bir hastalık olarak ele alınıyor. Hayatı sınırlayan, bazense tamamen kısıtlayıp günlük aktivitelerden koparan ağrıya karşı bugün, önemli yollar alındı. Geçmişte dindirilemez gözüyle bakılan birçok şiddetli ağrı, başarılı bir biçimde değerlendirilip tedavi ediliyor. Ağrının daha ciddiye alınması sonucunda, tıpta "Algoloji" adı verilen bilim dalı doğdu. 1986 yılında İstanbul Tıp Fakültesi'nde kurulan Algoloji Bilim Dalı'nın başkanı Prof. Dr. Serdar Erdine, ağrıyı bir hastalık olarak ülkeye tanıtıp 'ağrı tedavisi' kavramını kazandıran bir isim. Türkiye'deki ilk Ağrı Bilimdalı'nın (algoloji) kurucusu Erdine, ağrının her yıl yaklaşık olarak 700 milyon iş günü ve 60 milyar dolardan fazla zarara yol açtığını belirtiyor.Mayıs'ta Avrupa Ağrı Federasyonu Başkanı olan Prof. Erdine, bu yazı dizimizde en sık görülen ağrılardan nasıl korunulması gerektiğini ve en etkili tedavi yöntemlerini anlatacak...Ağrı nedir?- Tıp, ağrıyı 2. Dünya Savaşı'na kadar gözardı etti. Savaş sonrası kronik ağrılar, başlı başına bir hastalık olarak değerlendirilmeye başlandı. Geçmişte ağrı, sadece bir uyarı gibi görülüyordu. 1965'te ileri sürülen ağrı teorisi tıpta devrim oldu. Teori, beynin bir ağrı hafızası olduğunu ve oraya kaydettiğini, oradan da nerdeyse bir daha çıkmamacasına ağrıyı çivilediğini ortaya koydu. En tipik örneklerden biri, kolu bacağı kesilen kişilerde kesik bölgesinde ağrı hissedilmesidir. Aslında öyle bir şey yok. Buna hayalet ağrısı denir ama psikolojik değildir.Kronik ağrı nedir?- Bir ağrının kronik ağrı olarak kabul edilebilmesi için 3 - 6 aylık bir süre geçmiş olması lazım. 6 aydan sonra beynin hafızasına girme olasılığı artıyor. Beynin hafızasına girmesiyle beraber doğal olarak hastalık haline geliyor.147 çeşit ağrı varKaç çeşit ağrı var? En sık görülenleri hangileri?- 147 çeşit ağrı var. En sık bel ağrılarını görüyoruz. Baş, boyun, nöropatik ağrılar dediğimiz sinir sisteminin kendisinden kaynaklanan ağrılar, fibromiyaljiler ve kas-iskelet sistemi ağrıları, kanser, eklem ağrıları, damar sisteminden kaynaklanan ağrılar, nevraljiler (şiddetli yüz ağrıları) ilk 10'da yer alıyor.Tıpta ağrı tedavisinde gelinen nokta nedir?- Bu alan artık tanınıyor. Diğer hekimler algolojiye hasta göndererek boşu boşuna ameliyat olmamasını sağlıyorlar. Örneğin bel - boyun ağrılarında ameliyat dışında birçok yöntem var. Önemli olan bu hastaların doğru yerleri bulup tedavi edilmesi. Avrupa Parlamentosu da, Avrupa Ağrı Teşkilatları Federasyonu'nun (EFIC) girişimleriyle 2001'de kronik ağrıyı bir hastalık olarak kabul etti. Her yıl Ekim'in 2. haftası Avrupa'da 'Ağrıya karşı savaşım haftası' olarak kabul edildi. 2004'ten itibaren de Dünya Sağlık Örgütü, Dünya Ağrı Teşkilatı ve Avrupa Ağrı Teşkilatları Federasyonu ortak bir bildiriyle Birleşmiş Milletler'de ağrının dindirilmesinin bir insan hakkı olması gerekliliğini tüm dünyaya duyurdu. Ekim'de Avrupa'da, yaşlılar ve çocuklarda ağrı kampanyasına başlayacağız. Çocukta da migren olurNeden yaşlılar ve çocuklar?- Çünkü her iki grup da dikkate alınmayan gruplar. Çocukta ağrı yokmuş gibi bir mantık vardı. Halbuki bebeğin anne karnında 2 aylıktan itibaren ağrı çektiğini biliyoruz. Çocukluk migreni denen gerilim tipi baş ağrısı vardır. Karın ve bacak ağrılarıyla seyreder. Yaşlılara gelince ağrı kader gibi görülüyor. Kireçlenmelerle birlikte bu ağrıyı yaşayacaksın mantığı gelişiyor ki bu yanlış. Ağrıyı dindirmek insan hakkı olduğuna göre ağrı çekmemesi gerekiyor.Ağrıyı en çok tetikleyen faktörler neler?- Birincisi stres. Beyin streslere karşı ne yapacağını tam bilemediği için vücudun kasılmasına yol açar. Kasıldıkça fibromiyaljiler gelişir. İkincisi aşırı iş yüklenmek. Ağrı başka ağrıyı da tetikler. Örneğin baş ağrısı olanlarda ağrıyla birlikte vücut kasılmaya başlar. Bu sefer fibromilyaljiler (yüz ağrıları) ortaya çıkar.Kadında baş, erkekte bel ağrısıEn kolay tedavi edilebilen ağrılar hangileri?- Ani ve yeni başlayan ağrılar. Tabii ki bir diş ağrısı daha kolay tedavi edilebilir. Ameliyat sonrası akut, ani başlayan ağrı da kolay tedavi olur. Ameliyat sonrası 2 gün ağrı çekeceksin deniyor, halbuki hiç gerek yok çekmesine. Hastalar boş yere ağrı çekiyor.Kimler daha çok ağrı çekiyor?- Kadınlarda baş ağrıları oran olarak daha fazla. Erkeklerde ise bel ağrıları önde gidiyor. Türk Ağrı Derneği olarak Türk Eczacılar Birliği'yle birlikte yaptığımız çalışmada Türk toplumunun yüzde 60'ının ağrı çektiğini saptadık. Evlendikten sonra da kadınlarda baş ağrıları, erkeklerde ise bel ağrıları artar.Türk insanı hangi yaşlarda ağrı çekiyor?- En çok 30 - 50 grubu. Her toplumda böyledir.Yaşla birlikte hangi ağrılar azalır ya da artar?- Yaşlılıkta baş ağrıları azalır. 60 yaşında baş ağrısı varsa başka sebepler ararız, tümör veya hipertansiyon gibi. Yaşla beraber genellikle bel, damar sistemi kaynaklı ağrılar, kas iskelet sistemi, eklem ağrıları, karın ağrıları artar.Sosyo-ekonomik durum ağrı tipini belirler mi?- Sosyo-ekonomik durumu yüksek olan kişilerde genellikle baş ağrıları daha çok görülürken, bel ağrıları vücuduyla çalışan gruplarda daha fazla olur.Yaz tatiliniz ağrı yüzünden zehrolmasınYaz aylarında hangi ağrılar ortaya çıkar ya da daha çok görülür?- Hava değişiklikleriyle birlikte özellikle kas iskelet sistemi ağrıları ön plana çıkar. Bunun sebebi sıcak soğuk farklılıklarıdır. Aşırı güneşte kalmak, aşırı terlemek doğru değil. Ne kadar güneşte kalırsam o kadar sağlıklı olurum düşüncesi bu ağrıları olan kişiler için geçerli değil. Örneğin eklemlerde bu tip hava değişikliklerine yönelik olan sessiz reseptörler (algılayıcı) vardır. Bunlar ağrıya karşı harekete geçirir. Bu hava değişiklikleri sessiz reseptörleri harekete geçirdiği için daha fazla ağrı ortaya çıkar.Neler önerirsiniz?- Denizden çıktıktan sonra doğru kurulanın, rüzgârda kalmayın. - Sıcak soğuk farklılıklarına karşı korunun. - Arabada, işyerinde ve evde klimalardan, havalandırmalardan uzak durun. - Migrenliler ışık duyarlılığına karşı koyu renk güneş gözlükleri kullanmalı.- Aşırı terlemeyle birlikte elektrolit kaybı (su ve mineral) ağrıyı artırır. Bu nedenle bol su içilmeli, tuz miktarı doğru ayarlanmalı. Bunlarla birlikte magnezyumun ağrıları azaltmak açısından çok faydası var.İşte Türkiye'nin ağrı haritasıTürkiye'de ağrı sıklığı yüzde 63.5Ağrı sıklığı en fazla batı(yüzde 69.6) ve doğu (yüzde 69.2) bölgelerinde olup, Karadeniz'de yüzde 50.9, güneyde yüzde 48.5'e düşüyor.En sık bel, baş, karın ve bacak - diz ağrıları görülüyor.Türk toplumunun yüzde 35'i 1'den fazla ağrıya sahip olduğunu söylüyorNasıl dindirirsiniz?Böbrek taşına kas gevşeticiÇok şiddetli, çoğu kez dayanılmayacak bir ağrıya neden olan böbrek ağrısı, önce belde başlar, sonra kasıklara ve cinsiyet organına ilerler. Ağrı bıçak saplanması tarzındadır. Ağrı, taş mesaneye inene, daha sonra da düşene kadar devam eder. Düz kas gevşetici ilaçlar ağrıya karşı etkindir.Yüz ağrılarına radyofrekansEn şiddetli ağrılar arasında yer alan nevraljiler (yüz ağrıları) elektrik çarpması şeklinde kendini gösterir. Ağrının şiddeti hastayı intihara kadar götürebilir. Nevraljilerde ameliyata gerek kalmadan, yüze giden sinirlerin yakılması veya tahrip edilmesi gibi yöntemlerle, 3 - 8 yıl gibi uzun sürelerle hastanın ağrısının dindirilmesi mümkün.Gut'a soğuk kompresGut, eklemlerde kristaller halinde ürik asit birikmesine bağlı gelişir. Özellikle dirsek, diz, parmak ve ayak eklemlerini tutar. Hastaların yüzde 75'inde ayak başparmağı şişer ve ağrı yapar. Bu dönemde hemen aspirin ve benzeri ilaçları almak son derece yanlıştır. Aspirin ürik asitin vücuttan atılımını yavaşlatır. En doğrusu, soğuk kompreslerle ağrı şiddetini azaltmaktır. Hastanın kilo vermesi, proteinden zengin yiyeceklerden, alkolden kaçınması gut krizlerini önler.Milliyet

False