Oluşturulma Tarihi: Nisan 30, 2015 11:51
Her 100 kadından birinin vajinismus sorunu yaşadığı araştırmalarla kanıtlandı...
'Eşimle beraber olamıyoruz. Birçok yerde araştırdım ve okudum. Sanırım Vajinismus var bende! Eşim çok anlayışlı. Ama ben onu mutlu edemiyorum. Onun isteklerini karşılayamıyorum. Bacaklarım kasılıyor. Bu olayı kimseyle paylaşamıyorum. Ailelerimiz bizden çocuk bekliyor. Kimseyle görüşmek ve konuşmak istemiyorum. Buraya geldim ama bilmiyorum bir şeyler değişecek mi? Böyle bir durum yaşayan başka danışanlarınız var mı ve tedavi yüzdesi nedir?'
Kendi kendine teşhis sonucu ilk olarak kimseyle paylaşamama ve sorunu çözmeye çalışma. Bu durumu kendine yakıştıramama. Eşine yönelik suçluluk hissetme. Tek başına baş edemeyeceğine inandığında bir uzmandan yardım alma. Gerçekten çözüm olup olamayacağı konusunda şüphe ve kaygılardan kaynaklanan karamsarlık. Böyle bir durum yaşayan kişi ile karşılaşan terapistin tabii ki sihirli bir değneği yok. Tek başına da herhangi bir şey yapması imkansız. Kurulacak iletişim ve yaklaşım çok önemli. Bu soruna neden olabilecek durumları gözden geçirmek gerekir. Aile yapısını, geçmişte yaşanan olumsuz bir olay olup olmadığını, cinsel bilgilerle ilgili yanlış yapılandırmayı, korku ve kaygılarını, ilişki ile ilgili beklentilerini ve sorunu yaşayan erkek ve kadının kişilik özelliklerini belirlemek çözüme ulaşma da geçerli bir yöntemdir.
"Yılan ve vajinismus"
Cinsel sorunu yaşayan kişilere yaklaşım ve kurulacak iletişim başlangıç için çok önemli. Güven ortamı oluşturulduktan sonra sorunun kaynağı üzerinde konuşulur. Bunun pek çok sebebi olabilir. Neler olabileceğini örneklerle belirlemeye çalışabiliriz.
Bir danışanım korkularından bahsetmişti. Çocukluk döneminde yaşadığı bir olayı anlatmıştı. 4-5 yaşlarındaki iken bahçelerindeki su kuyusunun dibinde yılanın kurbağayı yediğini görür. Daha sonra o kuyuya terliği düşer. Babası terliğini almaya çalışırken babasının kuyuya düşeceğinden korkar. Bu olaydan sonra yılan ismini ifade edemediğini ve resmine bakamadığını söyler. Evlendikten sonra eşinin penisinin şeklini ve hareketlerini yılana benzettiğini ve korktuğunu, ona dokunamadığını ifade eder. Ayrıca danışanımla görüşmeler sonucunda aslına onun büyümek istemediğini ve çocuk kalmak istediğini ortaya çıkarmıştık.
Dişiliğini ortaya çıkarmaBir danışanımda eşiyle yaşayamadığı cinselliği konuşarak bir kız arkadaşı ile paylaştığını anlatmıştı. Arkadaşı ona şöyle demişti. 'Kendini kadın gibi hissedeceksin, çocukluktan çıkacaksın' demiş. Oysa bu danışanım için olumsuz bir geri bildirim olmuştu. Çünkü danışanım dişiliğini ön plana çıkarmak ve büyümek istemiyordu. Her kişi için farklı yaklaşımlar gerekebilir. Yardım etmek isterken kişinin olayı çözmesi yerine kaçmasına sebep olunabilir.Vajinismus yaşayan kadınların daha çocuksu olduklarını, şefkat ve ilgiye önem verdiklerini, şüpheci, alıngan, hassas ve kontrolün kendinde olmasını istediklerini gözlemliyorum. Vajinismus yaşayan kadınların bir kısmının çocukluk döneminde cinsel tacize uğradığı ortaya çıkıyor. Bunu kimseyle paylaşamıyor. Kadının erkeklerle ve cinsellikle ilgili olumsuz düşüncelere sahip olmasına sebep oluyor.
Evlilik öncesindeki tartışmalar
Evlilik öncesi aileler arasında yaşanan sorunlar kadının eşine güven duymasını engelliyor. Onu koruyamayacağını ve destek olamayacağını düşündüğü için, eşinin en çok istediği cinselliği onunla paylaşmaktan kaçınıyor. Zaten kendine ve çevresine güven duymayan, vajinismus sorunu olan kadınlar için bu durum daha da güçleşiyor. Evlilikte ya da ilişkilerde en önemli konu güvendir. Güven ortamı sağlanamadığı sürece cinselliğin yaşanması da zor oluyor. Cinselliğin yaşanması ayıp olarak değerlendiriliyor. Bir çocuk gibi okşanmak ve korunmaktan hoşlanma ancak iş cinselliğe gelince kaygılar yaşadıklarını ifade ediyorlar. Bir danışanım birkaç kez randevu almasına rağmen randevularına gelmedi. Eşinin ısrarı üzerine gelmek zorunda kaldı. Geldiğinde oldukça sıkıntılıydı ve 'biliyorum ben bunu yapamayacağım' diyordu. Evlendikleri gün babası ile bir tartışma yaşadıklarını ve babasıyla bir süre küstüklerini anlattı. Babasının otoriter, katı ve zor iletişim kurulan biri olduğunu belirtti. Babanın hataya ve çocuklarının başarısızlıklarına tahammülü yoktu. Baba bu olayı öğrendiğinde kızını suçlamış ve aşırı tepki vermiş. Danışmanım en büyük korkusu başarısızlıktı. Korku yerine kaygısı demek daha doğru olacak sanırım. Bu durumdan kurtulmak için bir kez bir uzmandan yardım alıyor. Ancak ikinci görüşmeden sonra gitmiyor. Çünkü uzmanın tutumu babasının tutumunun aynı. Uzman tarafında bu işi yapamadığı için eleştiriliyor. O yüzden bir daha gitmiyor. Birkaç kez randevu alıp gelmemesinin sebebi de aynı durumla karşılaşma ve başarısız olacağı kaygısı.
Babalarla ilişkideki anahtarlarOtoriter ve baskıcı tutum sergileyen baba figürü de bu olayın yaşanmasında etkili olabiliyor. Ayrıca vajinismus yaşayan kadınların babalarıyla yakın ve duygusal ilişki kurmada sorun yaşadıkları söylenmektedir. Vajinismus yaşayan kadında annenin rolü nedir? Diye bir soru aklınıza gelebilir. Cinselliğin ayıp ve değersiz bir şey olduğunu ve sadece erkeklerin kendilerini tatmin etmek için kadınları kullandıkları bir araç olarak anlatan annelerin de vajinismus yaşama olasılığını arttırdığı gözlenmektedir. Ayrıca cinsel organla ilgili olumsuz şartlandırmaları da önemli bir etkendir. Bu şekilde yaklaşan annelerin kızlarının vajinismus nedeniyle merkezimize başvurduklarını belirtmeden edemeyeceğim. Cinsel organını pis, iğrenç olarak algılayan ve ona dokunmaktan kaçınan kadınlarda bulunmaktadır. Vajinismus yaşayan kadınların cinsel bilgilerinin yetersiz olduğunu gözlemlemekteyim. Özellikle kızlık zarı ile ilgili olumsuzluk içeren bilgilere sahip olduklarını belirtmeden edemeyeceğim. Kızlık zarının patlayacağı, acı vereceği ve kontrol edilemeyen bir kanama olacağı endişesi içermektedir. Oysa araştırmalar ilk cinsel ilişkide vakaların ancak yüzde 40-45'inde kanama meydana gelebildiğini ortaya koymaktadır. Ayrıca kanamanın her zaman kızlık zarından olmadığı vajinanın da kanamada rol oynayabildiği sonucuna varılmıştır. Kızlık zarının esneyebildiği, kanama ve yırtılma olmadan cinsel ilişkinin olabildiği ve bazı kadınlarda bu dokunun hiç bulunmadığı tespit edilmiştir. Kızlık zarına tıbbi müdahale yaptıran hatta bu yolla hamile kalıp çocuk doğuran kadınların da bilinç düzeyinde bu olayı aşamadıkları için terapiye gelmeleri azımsanmayacak kadar çoktur.
Bekaret ve vajinismusKızlık zarının evlenmeden önce korunması gerektiği öğretilen kadın evlendikten sonra da bunu korumaya çalışabilmektedir. Kızlık zarı bekaret simgesi olarak değerlendirilen toplumlarda daha sık görülen bir rahatsızlıktır. Türkiye'deki vajinismus vakalarının dünyada yaşananlardan daha fazla olması bu gerçeği yansıtmaktadır. Vajinismus sorunu yaşayan kadının cinsel organının anatomik yapısını bilmediği ve cinsel organına dokunmaktan kaçındığı da gözlemlediğim bir durum. Cinselliği kötü, çirkin gibi olumsuz olarak değerlendiren kadın kendi bedenine dokunmayı da kötü ve yanlış bir şey yapıyormuş gibi değerlendirmektedir. Toplum olarak kadından beklentiler çelişkilidir. Evlilik öncesi cinsellik kötü ve yasak olan bir olay olarak belirtilirken, evlendikten sonra cinselliği rahat bir şekilde yaşaması beklenmektedir. Tedavi sürecinde kadının vajinismusu yaşamasına sebep olan etkenleri göz önünde bulundurmak ve güvenilir bir iletişim kurmak çok önemlidir. Eşlerin terapiye birlikte gelmeleri daha yararlıdır. Eşler terapiye kimi zaman ayrı, kimi zaman da birlikte alınır. Eşlerin terapiye beraber gelmeleri birbirlerine destek olduklarını göstermek açısından yararlı olur ve vajinismus yaşayan kadının eşine güven duymasını sağlar. Eşi terapiye gelmeyen kadın eşinin gereken önemi vermediğini düşünüp, terapiye devam etmemekte ve yararına inanmamaktadır. Oysa sorun sadece kadına ait değildir, erkeğin yaklaşımı da sorunun gittikçe çözümlenemez bir hale dönüşmesine sebep olabilir. Birlikte yardım almak eşlerin birbirlerini önemsemeleri ve güvenmeleri açısından yararlıdır. Olaya birlikte katılım tedavinin olumlu gelişmesini sağlayacaktır.
Uzm. Psk. Füsun Budak