Güncelleme Tarihi:
Dünya genelinde her 6 ölümden biri, Türkiye’de ise her 5 ölümden biri kanser sebebi ile gerçekleşiyor. Her yıl 4 Şubat tarihi Dünya Kanser Günü olarak anılıyor ve bu hastalığa farkındalık oluşturmak için çalışılıyor.
Son bir yıldır mücadele ettiğimiz koronavirüs salgını ise 4 Şubat Dünya Kanser Günü’nün ilk konularından biri olarak öne çıkıyor.
Uzmanlar kanser hastalarının koronavirüs salgınından daha fazla etkilendiğini söylüyor. Peki bu etkiler neler? Kanser hastalarının koronavirüse yakalanma ihtimali daha mı fazla? Covid-19 salgını erken teşhisi engelliyor mu? Kanser hastalarının Covid-19 sebepli ölüm riski ne? Kanser hastaları Covid-19 aşısı olabilir mi? Bu soruları ve daha pek çok merak edilen konuyu Prof. Dr. Hakan Karagöl anlatıyor...
1) KORONAVİRÜS SALGINI KANSER HASTALARININ TEDAVİ SÜRECİNİ NASIL ETKİLEDİ?
Koronavirüs enfeksiyonuna karşı toplumda oluşan duyarlılığın bir sonucu olarak kanser hastalarında da, özellikle hastalığı yendikten sonra rutin takibi olanlar arasında, kontrollerini geciktirme yönünde bir eğilim oluştu. Bu hastalardan, tekrar etme riskine göre kontrole zamanında gelmesi istendiği gibi, çok riskli grupta olmayanlarda birkaç aylık gecikmelere göz yumuldu. Ancak kemoterapi, immünoterapi gibi tedavileri hastane ortamında devam edilmesi zorunlu olan hastalarda tedavilere ara verilmedi. Bu durumdaki hastaların büyük çoğunluğu da tedavilerini aksatmadan yaptırdılar.
Çok az bir hasta tedavilerini geciktirme eğilimi gösterdi. Koronavirüs salgınına bağlı Şubat-Mart 2020’de başlayan ilk salgın dalgasında tedavi gecikmesine bağlı olumsuz bir etkilenme pek olmadı. Sadece tedavi süreci tamamlanmış ve hastalığı düzelmiş hastaların kontrollerinde, hastalardaki korkuya bağlı bazı aksaklıklar oldu fakat bundan kaynaklanan bir olumsuzluk pek yaşanmadı. Ancak, Kasım-Aralık 2020’deki ikinci dalga salgında, tedavi sürecinde olan bazı hastalarda Covid-19 testi pozitifliği nedeniyle kanser tedavisine ara vermeler yaşandı. Bunlar elbette ki tedavi sürecini olumsuz etkiledi.
2) KORONAVİRÜS SALGINI ERKEN TANIYI ETKİLEDİ Mİ?
Erken tanı ile ilgili ise, kanser tanısı konulup başvurmuş hastaların birkaçında, koronavirüs salgınına bağlı tanı sürecinde zorluklar yaşandığını gördük. Örneğin; bazı hastalar, koronavirüs bulaşması korkusuyla hastanede yapılacak tetkiklerini bilerek geciktirmişlerdi. Tetkik yapan doktorun pozitif çıkması ve izne ayrılması nedeniyle de tetkiklerde gecikme yaşandığını gördük.
3) KANSER HASTALARINDA KORONAVİRÜS RİSKİ NEDEN DAHA YÜKSEK?
- Lösemi, lenfoma, myelom gibi bazı kanser türlerinde bağışıklık sistemi hücreleri hastalıktan olumsuz etkilendiği için bu hastalığı olan kişiler mikroba karşı korumasız hale gelebiliyor.
- Kanser hastalarında kanser kitlelerinin organlar üzerine olan olumsuz etkisi, hastalığa karşı vücudun mücadele etmesini zorlaştırıyor. Örneğin; karaciğerdeki kitlelerin baskısıyla karaciğer fonksiyonlarında bozulma olması, böbrekte tümör nedeniyle fonksiyon bozulmasının olması, akciğerde kanser kitlesine bağlı broşlarda baskılanma olması veya akciğerde sıvı birikmesi akciğer fonksiyonlarını bozuyor. Bu durumdaki hastalar mikrop ile ölüm kalım mücadelesine başlamışken bu problemeler nedeniyle daha güçsüz hale gelmiş oluyorlar.
- Ameliyat, ışın ve kemoterapi gibi bağışıklık sistemi üzerine bazen olumsuz etki yapan tedaviler nedeniyle, mikrop ile yapılan mücadelede vücut daha güçsüz hale gelmiş olabiliyor.
- Kanserin kendisi ve tedavisine bağlı gelişebilen beslenme bozuklukları nedeniyle vücut bağışıklık sisteminin baskılanma ve mikroba karşı verilen savaşta elimizin zayıflamasına neden oluyor.
- Bazı hastalarda görülen hastalık ve tedavilerin oluşturduğu moral bozukluğu ve endişe nedeniyle bağışıklık sisteminde baskılanma olabiliyor ve bu da mikrop ile mücadeleyi zorlaştırıyor.
4) KANSER HASTALARINDA KORONAVİRÜS BELİRTİLERİ NELERDİR?
Covid-19 enfeksiyonunda sık görülen bazı bulgular kanser hastalarında görülmez iken, bazen Covid-19 enfeksiyonu olmamasına rağmen kanser hastalarının bazı bulguları enfeksiyon ile karışabiliyor. Örneğin, bazı hastalarda ateş gibi enfeksiyon bulguları bağışıklık sisteminin baskılanmasına bağlı görülmeyebiliyor.
Yine, akciğerde kanser hastalığı olan hastalarda sık görülen öksürük ve nefes darlığı yakınması koronavirüs enfeksiyonu ile karıştırılabiliyor. Covid-19 enfeksiyonunda görülen bir bulgu olan tat ve koku değişiklikleri kanser hastalarında kanser ilaçlarına bağlı da oluşabiliyor.
5) KANSER HASTALARI KORONAVİRÜSTEN KORUNMAK İÇİN NELER YAPMALI?
Kanser hastalarının koronadan korunmak için daha fazla dikkat etmesi gerekiyor. Özellikle koronavirüs enfeksiyonuna yakalanma riski daha fazla olduğundan iki konuya dikkat edilmeli:
1-Hastalığın bulaşmasının önlenmesi:
Kalabalık yerlerde hasta insanların bulunabileceği düşünülerek mümkün olduğunca buralardan uzak durulmalı.
İzole ev ortamından çıkmak zorunda kalınırsa maske (FFP3 veya N95 türü-Bu maskeleri temin etmek için en yakınınızdaki hekime başvurup reçete yazdırabilirsiniz) ve eldiven takılmalı.
Hastalık bulaşma riski olan herhangi bir şeye (kapı kolu, para ve benzeri) her temastan sonra eller bol su ve sabun ile 20 saniye yıkanmalı veya yıkama şansı yok ise yıkanıncaya geçen sürede yüzde 70’ten fazla alkollü kolonya ile ya da tıbbi dezenfeksiyon solüsyonları ile eller dezenfekte edilmeli.
Ağız, yüz, burun ve göze eller yıkanmadan dokunmamalı.
2-Hastalığa karşı vücut direncini artırmak:
Beslenme doğru ve düzenli olmalı.
Uyku düzeni oturtulmalı. Uyku bağışıklık sisteminin güçlenmesi için en önemli faktörlerden biridir. Özellikle en geç saat 23.30’da yatılması önerilir.
Günlük en az 20 dakikalık hafif bir egzersiz veya yürüyüş muhakkak yapılmalı.
Uygun bitkisel takviyeler alınmalı.
6) KANSER HASTALARININ COVID-19 ÖLÜM ORANLARI DAHA MI YÜKSEK?
Dünya genelinde kaç kanser hastasında koronavirüs enfeksiyonu görüldüğü ve bunların kaçının bu enfeksiyon nedeniyle hayatını kaybettiği ile ilgili bilgi mevcut değil. Elimizdeki veriler sadece koronavirüs enfeksiyonunu ağır geçirip hastaneye yatırılan ve bunlar içinde hayatını kaybedenleri içeriyor. Kanser hastalarında hastaneye yatanlarda ölüm oranı farklı çalışmalarda ve farklı dönemlerde (2020 kış/ilkbahar dönemi, 2020 yaz dönemi) yapılan çeşitli yayınlarda ciddi farklılıklar bulunuyor.
Kasım 2020 tarihinde yayınlanan ve hastane yatışı gereken ağır koronavirüs enfeksiyonu geçiren toplam 18.650 kanser hastasını değerlendiren 42 çalışmayı inceleyen bir yayında, bu hastalardan 4243’ünde ölüm olduğu (yüzde 26) belirlendi. İncelemeye alınan çalışmalardan iki tanesi Aralık 2019 ile Şubat 2020 tarihleri arasında Çin’de, diğerleri ise Şubat 2020-Mayıs 2020 tarihleri arasında dünyanın farklı ülkelerinde hastaneye yatırılıp tedavi gören kanser hastalarıydı. Oranın, kanser olmayan Covid-19 hastalarınındakinden biraz daha yüksek olduğu görülüyor.
7) KANSER HASTALARI COVID-19 AŞISI OLABİLİR Mİ?
Koronavirüs enfeksiyonuna yönelik olarak hem ölü virüs aşılarının hem de m-RNA aşılarının kanser hastalarında normal sağlıklı insanlardan farklı yan etkilerin olduğuna dair henüz bir bilimsel veri bulunmuyor. Bu nedenle kanser hastalarına da aşı yapılmalıdır.
Kanser hastaları, aşılama yönünden iki gruba ayrılabilir. Birinci grup; kanser tedavilerini tamamlanmış, takip sürecindeki hastalar. İkinci grup; halen cerrahi, radyoterapi veya ilaç tedavi süreci devam eden kanser hastaları. Tedavileri tamamlanmış, takip sürecinde olan hastalarda aşı uygulaması, normal sağlıklı insanlarda olduğu gibi yapılabilir.
Kanser hastalığı nedeniyle, kemoterapi, immünoterapi, akıllı ilaç tedavisi veya hormonoterapi alan hastalarda ise uygulanan aşının, normal insanlardan farklı bir yan etkisi olduğuna dair henüz bir bilgi yoktur. Ancak, aşının tutma ihtimalinin özellikle kemoterapi alan hastalarda daha az olduğunun bilinmesi gerekmektedir. Bunun sebebi, bu ilaçlar ile bağışıklık sisteminde görülen baskılanmadır.
Aşı, mikroba karşı bağışıklık sistemi üzerinden fayda sağladığından, özellikle kemoterapi sonrası aşının etkisi düşük olabilir. Gündelik klinik uygulamalarda kemoterapi almaya devam eden ve aşı sırası gelmiş hastaların hangi gün aşı yaptırması gerektiğini hesaplanarak hastaya bildiriliyor. Bu nedenle, tedavi gören hastalar da onkologlarına bu konuda danışmaları tavsiye ediliyor.
Sonuç olarak kanserde ilaç tedavisi alan hastalarda kanser tedavisini bırakıp aşı yapmak veya aşıyı kanser tedavileri tamamlandıktan sonraya bırakmak gerekmemektedir. Radyoterapi yapılan hastalarda, radyoterapi sırasında aşı uygulamasında sakınca olmadığı radyasyon onkoloğu doktorlar tarafından genellikle söyleniyor. Yine de, ışın tedavisi devam eden hastaların, radyasyon onkoloğu doktorlarına danışarak aşılarını yaptırmaları doğru olacaktır.