Güncelleme Tarihi:
Merhaba,
Size güzel haberlerim var. Yaşam koçum Hakan Arabacıoğlu ile kilo verme konusunda devam eden çalışmamızın ilk ayında, üç kilo verdim! Nasıl olduğunu ben de anlamadım. Diyet veya egzersiz yapmadım, pişirdiğim yemekler de aynı ancak baskülde fark eden kilo miktarı, üç!
Hakan’la olan görüşmelerimizi, ev ödevlerimi size olduğu gibi anlatıyorum. Son bir ay boyunca yaptığım yegane şey, kendimi takip etmek oldu. Evet, kendimi takip etmek. İradeli davranıp, davranmadığımı kontrol etmiyorum. Sadece içimden geldiği şekilde, kendimi ifade edebiliyor muyum, buna bakıyorum. Ödevlerimi yapmak, bu süreci daha da kolaylaştırıyor. Örneğin, ben bu hafta ödevimi yaparken, kilo verirsem, kendimi beğeneceğimi söylediğimi gördüm. Yani kendimi beğenmek için bazı şartlarım var. Bu tür şartlılıkları hayatın içinde çok sık görüyoruz. İşimi değiştirirsem, mutlu olurum veya evlenirsem kendimi güzel hissederim gibi.
Oysa neyi değiştirirsek değiştirelim, inançlarımızı değiştirmediğimiz sürece hiçbir şey olmuyor. Sanırım sizin de buna benzer tecrübeleriniz vardır. Bu durumda, kendimizi çaresiz hissediyoruz ve bu karanlıktan çıkmak pek kolay olamıyor.
Konumuz kilo olduğuna göre, benim ilk haftalardaki ödevimi hatırlayalım. Kendimi beğendiğimi, kendimi sevdiğimi, kendimi olduğum gibi kabul ettiğimi tekrarlıyordum, hala devam ediyorum. Zihnimiz, kendini beğendiğinde, bedenimiz de beğeneceğimiz bir forma girmeye başlıyor. Kendimi takip etmekten kastım tam anlamıyla bu, kendime her daim güzel, olumlu, değerli olduğumu hatırlatıyorum. Aksi düşüncelerle vakit kaybetmiyorum.
Kendimizi beğendiğimiz, değer verdiğimiz anda aslında hayatımızın her alanında büyük değişimlere şahit olabiliriz. Hakan’la yaptığımız son görüşmede, müşterilerim ve kazancımdan bahsederken, bedenimle ilgili gibi görünen kendimi beğenmeme halimin, bu alanı da olumsuz etkilediğini gördük. Kendimi takdir etmiyordum, hayli önemli referanslarımı ise “sıradan” buluyordum. Durum böyle olunca, müşterilerimin de beni sıradan bulması kaçınılmazdı.
Karışık görünüyor olabilir ancak her şey o kadar basit ki, kendimizi nasıl hissediyorsak, nasıl görüyorsak, neye inanıyorsak, hayat karşımıza aynı türde olayları ve kişileri getiriyordu. Kendimizi yenilediğimiz anda, çevremiz, işimiz, eşimiz her şey bir anda değişebiliyor. Zaten başka türlü de değişmiyor. Kendimize değer vermemiz yetmiyor, bunu ortaya çıkarmalı, görünür kılmalıyız. Benim bu haftaki ödevim bu.
Bu konudaki tecrübelerinizi benimle paylaşın. Görüşmek üzere…