Güncelleme Tarihi:
Kavga, her çeşit ilişkinin temelidir, biri bir adım atar, öbürü başka bir adım ve orta yolda buluşulur. Malum iki tarafın da inatçı olması halinde köprüler yıkılır, ayrılık çanlarının sesi duyulmaya başlar. İlişkinin temelinin, bazı olumlu davranışları kazanmakla ve idare etme sanatını keşfetmekle sağlamlaştığını biliyoruz. İlişkiniz ister pasif ve sessizce sürsün, ister sinirden kapılar pencereler kırılsın kavga, tartışma, zıtlaşma elbet bir gün ortaya çıkacaktır. İşte amacımız bu tartışma anlarını iyi analiz edebilmek ve kavgaların gerçek sebeplerine karşı sizi uyarmak. Kavga anlarını kaçılması gereken, unutulması gereken, inatlaşılması gereken olaylar olarak algılamazsak belki kendimizi, sevgilimizi ve ilişkimizi daha iyi tanıyabiliriz.
1) Sükûneti bekleyin!
Böyle kabalık görmediniz. Onu terk etmeniz bile mümkün. Ancak ne süt dökmüş kedi gibi kendini affettirmeye çalışıyor ne de tartışmayı başlatacak gibi görünüyor. En kötüsünü yapıyor ve hiçbir şey olmamış gibi davranıyor. Bu da sinirinizi ikiye katlıyor! Böylesi bir durumla karşı karşıya kaldıysanız ilk yapmanız gereken öfkenizin kendi kendinize azaldığı ve sakin bir tonda konuşabileceğiniz bir anı beklemek. Öfke ile bağırıp çağırmanız, karşınızdaki erkeği ürkütebilir. Bu durum da daha büyük bir öfke ile karşılık vermesine ya da sinir bozacak kadar uzun bir sessizliğe gömülmesine neden olabilir.
2) Kızgınlığınızın sebebini araştırın
Evet, artık daha sakinsiniz, en azından fiziksel olarak, yoksa yaptıkların düşündükçe yeniden sinir krizine sürükleniyorsunuz. Ona bağırıp çağırmaya başlamadan önce gerçekten sinirlendiğiniz şeyin ne olduğunu keşfedin. Çoğu kez öfke anlarında bastırılmış duygularımız açığa çıkar. Yoldan geçen ve sizin bile gözlerinizi alacak kadar çok güzel bir kadına göz ucuyla baktığını gördünüz diyelim, ancak bu sadece görünen sebeptir.
Özünde bu öfkenizin kaynağı, örneğin geçen sene sizi aldatması ve bu konuyu sözde atlatmış olmanıza bağlı olabilir. Geçmişteki sorunları gerçekten unuttunuz mu yoksa sinirlendiğiniz ayrıntı, bu biriktirdiğiniz ve çözümlemediğiniz öfkenize mi dayanıyor? Kızgınlık sebebinizin gerçekten sadece görünen olaya veya duruma karşı mı? Yoksa buz dağı çok mu derinlere gidiyor? Bunu düşünmeye başlamakla önemli bir adım atmış olursunuz.
3) Başkalarının suçunu ona yüklemeyin
Kızgınlığınızın önceki olaylara dayanmadığından eminseniz diyelim. Öfkenizi çoğaltan üçüncü kişilerden biri siz olabilirsiniz. Ancak belki de sorun eski sevgilinizin, canınızı çok yakmış olan davranış biçiminin bir benzerini görmek üzere olduğunuzu düşünmenizdir. Bu, daha olay tamamlanmadan öfkelenmenize sebep olabilir. Belki de babanızın ya da patronunuzun davranış kalıplarına benzer şekilde davrandı. Sevgilinizin hayallerinizdeki erkek gibi davranmaması da bir başka olasılık. Aslında belki de tek sebep bu. Bu noktada unutmamanız gereken şu ki, ona istediğiniz biçimi veremezsiniz. Ya da geçmiş acılarınızın suçunu ona yükleyerek saldırıya geçmemelisiniz.
4) Öfkenizi tanımlayın
Bütün fazlalıkları elediniz. Artık öfkenizin geçmişle ve başka kişilerle değil sadece onunla ilgili olduğundan eminsiniz. Bu noktada yapmanız gereken öncelikle kendi kendinize bir iç konuşma yapmak. Sakinleşmek için bir süre uzaklaşın. Ayrı kaldığınız süre zarfında ona asıl sorunu hiçbir ayrıntıya girmeden anlatmak için aklınızda özetleyin. Kavga anında önemli görünen ama aslında sizi olayın en güçlü noktasından uzaklaştıran ayrıntıları eleyin. Bilirsiniz erkekler net bir resim görmek isterler, çünkü ayrıntılarda boğulurlar ve ayrıntılı söylemleri kapris olarak algılarlar. Ona çok net ve sakin bir şekilde sinirlendiğiniz konuyu anlatırsanız sonuna kadar dinlemesini sağlarsınız. Bu da sizi saatlerce süren bir kavgadan kurtarır.
5) Kavga ederken gülümseyin
Ne kadar sinirli olursanız, ne kadar haklı ne kadar mağdur olursanız olun, eğer bu bir ayrılık tartışması değilse, unutmayın ki tartıştığınız sevdiğiniz kişi, düşmanınız değil. Çoğumuz kavga sırasında sırf haklı olduğumuzu kanıtlamak uğruna kabalaşabiliyoruz, karşınızdakini düşman olarak algılayabiliyoruz. Kavga sırasında araya katacağınız birkaç tatlı söz, sevgi ile dokunmak ortamı yumuşatacaktır. Önemli olanın kavgadan yarar sağlamak olduğunu unutmayın. Birbirinizi daha iyi tanımak, hassas noktalarınızı fark etmek ve ilişkinizin dinamiğini çözmek için kavgadan maksimum fayda sağlamalısınız.
6) Farklılığı fark edin
İki ileri bir geri olduğunuz yerde sayıyorsunuz. Sizi anladığını söylüyor ama sürekli olarak: "Evet anlıyorum ama sana katılmıyorum. Anlamakla, gerçekten empati kurmak ve orta yol bulmak arasında dağlar kadar fark vardır. Genellikle karşımızdakinin farklarını görürüz ama kabul etmeyiz. Bizi zenginleştiren, bütünleyen karşımızdakinin bizden farklı olmasıyken, kendimizden bir tane daha yaratmaya, kendi düşüncelerimizi ona empoze etmeye çalışırız. Taraflardan biri gerçekten anlamaya başlamazsa ve bunu başaran hep aynı taraf olursa, ilişkide tartışmaların sonu bir türlü gelmez.
7) Tıkanıklığı aşın, yeni bir konuya geçin
İki anlayışsız bir arada, iki inatçı keçi karşı karşıya, tüm gün, tüm hafta zehir olabilir bu yüzden. Baktınız tartışmanın ritmi kaçınılmaz bir şekilde kördüğüme doğru ilerliyor, hiç vakit kaybetmeden rüzgârın yönünü değiştirin. Tartışmayı yarıda kesin ya da mola alın. İkinizin de keyif alacağı farklı bir aktiveye geçin. Dışarı çıkın veya ortam değiştirin. Konudan habersiz bir arkadaşınızı da davet edebilirsiniz. Bunlar sevgiliniz için fazla ani ve kesin manevralarsa, tartışma sırasında yan yollara saparak çaktırmadan başka bir konuya, tartışmaktan keyif alacağı, görece daha zararsız bir uzlaşmazlık alanınıza ulaşın. Örneğin yemek zevkiniz arasındaki farklar gibi... Bu noktada öpüşmeye yönelmek, hatta sevişmek bile bir anda her şeyi unutturabilir ve sinirleri gevşetebilir.
8) Kavgada konu dağılmasın
Eğer sinirli olan taraf sevgilinizse, öfkeli hareketler yapmasını ya da suratını asıp oturmasını engellemek için sorunun ne olduğunu ifade etmesini sağlayın. Bunu daralmadan ve çok özet bir şekilde yaptığından emin olun. Bu şekilde asıl noktayı tespit edip konunun dallanıp budaklanmasını engelleyebilirsiniz. Tartışma sırasında ister sizin isterse onun yüzünden ana konudan uzaklaşırsanız ve geçmiş hatalara saplanıp kalırsanız kontrolü elde tutarak tekrar ana noktaya dönmeye çalışın. Bu ana noktanın üzerinde derinleşmekte sonuna kadar serbestsiniz ama dediğimiz gibi ilgisiz çıkmaz sokaklara girmediğinizden kesinlikle emin olun.
9) Bu kavgadan ne öğrendik?
Geldik son anlara. İkiniz de bitap düştünüz ama kimse yelkenleri suya indirmiyor. Kavganın en hararetli yerlerini geçtiniz şimdi ikiniz de ayağınızda topu çeviriyorsunuz. Yine kontrolü ele geçirerek, asıl noktadan ne kadar uzaklaştığınızı tespit edin. Zihninizi toplayarak tüm tartışma boyunca onun ve sizin savunduğunuz şevleri tekrar edin ve bir çözüm üretmeye, karar almaya çalışın. Siz bir adım atarsanız onun da bir adım atmasını sağlayabilirsiniz. "Peki sonuç? Bu böyle sürüp gidemez, uzlaşmamız lazım" diyerek, kavgacı olduğunuz kadar müzakereci olduğunu da göstererek bu ilişkiye ve sevgilinize değer verdiğinizi gösterin.
10) Bir sonraki kavgaya hazırlık
İstediğiniz kadar karar alın eğer tartıştığınız kritik bir konu ise mutlaka daha sonra tekrar karşınıza çıkacaktır. Bunu engellemek için tartışmanızı her ikinize de sorumluluk yükleyerek bitirin. "Peki, bir daha böyle olduğunda ne yapıyoruz, ne yapacağız?" diyerek aldığınız kararların uygulanabilirliğini tespit edin. Hiç yol kat edilmemiş gibi en baştan bir tartışmanın içine düşmemek için her ikinizin de özen göstermesi gerektiğinin bilincine varın ve onun da bunu fark etmesini sağlayın.
Kaynak : Cosmopolitan