Kuzey Irak'ta değil Türkiye'de çözüm

WASHİNGTON'un Türkiye'ye verdiği güvencelerin lafta ya da kağıtta kalması sizce sürpriz mi?

ABD'nin Irak planındaki en sağlam dayanağı olan Kürtlerin, peşmergelerle birlikte sivillerin de bulunduğu gruplar halinde Kerkük'e girmeleri nasıl sürpriz değilse, Bush Yönetimi'nin verdiği güvencelerin bir çırpıda unutulmaları da sürpriz değil.

Ama unutuldukları gibi hatırlanıvermeleri de çok mümkün.

Çünkü artık, ittifakları kolayca çiğneyerek tek başına yola çıkan ve bu yolda da zafere ulaştığına inanan bir güç var karşınızda.

İttifak çerçevesinde karşılıklı yükümlülüklerin sorumluluğundan kurtulmuş bir gücün verdiği sözlerin, ne sözlüsünün ne de yazılısının bir anlamı olabilir.

Türkiye gibi Kuzey Iraklı Kürt gruplara verilen garantilerin de kıymeti yoktur artık.

* * *

TÜRKİYE, kendi güvenliğini ve dış politikasını ABD'nin vereceği güvencelere, Kuzey Iraklı Kürt grupların garantilerine bağlayabilir mi?

Hayır. Ama kendi güvenliğini belirlemek ne demek? Bu, kesinlikle Kuzey Irak'a askeri bir müdahale gerektiği demek değildir.

Askeri bir müdahale, Türkiye'yi ABD ve Avrupa ile karşı karşıya getirir. Bundan daha önemli bir şey var. Komşuluk ilişkileri.

Türkiye, Irak'a kucak açan, halkına destek mesajları ile yanaşan zor zamanda yardımına koşan komşu olduğunu, Irak'ta yaşayan herkese, Arabı'na, Kürt'üne, Türkmen'ine, Asurisi'ne göstermelidir.

Bunun da bence tek yolu, Türkiye'nin güvenlik ve dış politikasını ‘‘Kürt ipoteğinden’’ kurtarmaktır.

Yani çözümü dışarıda aramak değil, içeride gerçekleştirmektir.

Türkiye, kendisini çevrede meydana gelebilecek olaylardan etkilenmeyecek bir demokrasi ve adalet düzenine yükseltmek zorundadır.

Kürt sorununu insan hakları ve demokrasi çerçevesinde derhal, çok köklü adımlar atarak çözmeye karar vermeliyiz.

Kaybetme korkularıyla yaşayan bir toplum yerine, kendi gücünü ekonomik sorunlardan, siyasi meselelere kadar her alanda seferber edebileceğine inanan bir ülke olmanın yoludur bu.

Dış politikada kişilikli bir duruş da bu inançla mümkün değil mi zaten?

* * *

IRAK'ta olanlar bizi tabii ki ilgilendiriyor. Ama ilk verilecek mesajlar da çok önemli. Irak halkının Türkiye'den duymak istediği en son şey ‘‘askeri müdahale’’ tehdididir herhalde.

Irak'ın yeniden yapılanması bizi tabii ki çok yakından ilgilendiriyor. Iraklıların güvenliği, bizim için akrabalarımızın güvenliği demektir.

Dün CNN Türk televizyonuna konuşan Kerküklü bir Türk, gelişmeler karşısındaki endişelerini dile getirirken Türk ordusunun yardımlarına gelmesini beklediklerini söylüyordu.

Bu aslında, dünyaya bir ‘‘adalet’’çağrısıdır. Türkiye'ye düşen, Türkmenlerin sesini ve endişelerini dünyaya duyurmaktır.

Irak'ta bizi en çok ilgilendirmesi gereken ‘‘adil’’ bir sürecin başlamasıdır. Bizim bundan sonra bölge ile ilgili sloganımız bu olmalıdır. Adalet.
Yazarın Tüm Yazıları