Kürt açılımı için izlenmeli

Antalya’da festival tüm hızıyla sürüyor. Özellikle Ulusal Yarışma filmlerinin galalarına ilgi büyük.

Haberin Devamı

Ama, aman bu yazacaklarımı içinde bulunduğum jürinin seçimi ya da beğenileri olarak algılamayın. Bunlar tamamen galalarda gözlemlediklerim.

Galalarda izleyiciler notlarını alkışların süresiyle vermekte. Bazı filmler için birkaç kez çırpıyorlar ellerini. Usta, Başka Dilde Aşk ve Deli Deli Olma gibi kendilerine daha yakın buldukları filmlerde ise alkışın süresi uzun oluyor.

Ve tabii bir de ayakta alkışlananlar var. ıki Dil Bir Bavul mesela... Güneydoğu’da bir köyde sadece Kürtçe bilen çocuklar ve onlara matematik, sosyalden önce Türkçe öğretmeye çalışan bir öğretmen...

Öğretmen çocuğa “kuş” dedirtebilmek için dakikalarca uğraşıyor. “Tuvalete gidebilir miyim?”i Türkçe söylemeyi beceremeyen öğrenci uzun süre sınıftan dışarı çıkamıyor.

Diğer yanda hangi yabancı dili bildikleri sorulduğunda “Türkçe” diyen anne-babalar var. Çocuklarını öğretmene emanet ederken “Biz hata yapmışsak bağışla” diyorlar.

Etkileyici kurgusuyla dikkat çeken ıki Dil Bir Bavul, gerçekten de ilginç noktalara parmak basıyor. Kürt açılımının gündemde olduğu bugünlerde mutlaka izlenmesi gerekenler arasında.

Zaten çok değil, bir hafta sonra, 23 Ekim’de vizyona giriyor. Aklınızda olsun derim.

Haberin Devamı

Ulusal jürinin halleri

Bu haftayı Antalya’da geçirdiğim için Cinemania da Cumartesi günü, ödüllerin açıklanmasına az bir süre kala, saat 12.50’de size buradan seslenecek. Ve belki de ilk kez bir sinema programı Ulusal Jüri’yi ekrana getirmiş olacak. Programı izlerken bir haftadır birlikte film izlediğim jüri üyelerinin sinema anlayışlarını, filmleri nelere göre değerlendirdiklerini ve tabii yeni projelerini de öğrenmiş olacaksınız.

Program öncesinde kısa bir özet geçeyim... Bağımsız ruhların filmlerinden hoşlandığını her fırsatta dile getiren jüri başkanımız Erden Kıral Türk Sineması’nın bir aydınlanma yaşadığını söylüyor. Kıral, Halit Ziya Uşaklıgil’in Ferhunde Kalfa öyküsünü satın almış. Yakında çekimlere başlayacak. Ayrıca yazmakta olduğu bir senaryosu var.

Ağaçlar Ayakta Ölür filmiyle, Altın Portakal’ın başladığı 1964 yılında En ıyi Erkek Oyuncu ödülü alan ızzet Günay, o ilk ödülünü ve şu sıralar sevenlerinin ısrarlarına rağmen neden hâlâ bir filmde rol almadığını anlatıyor. Ona yakışan ve halkın onu görmek istediği bir filmde olması gerektiğini söylüyor.

Sırrı Süreyya Önder’in yeni projelerini eminim siz de benim kadar merak ediyorsunuzdur. Berlin’de geçen filmini kendi çekmekten vazgeçmiş ve başka bir yönetmene devretmiş (ah şu uçak korkusu diyorum, ama yine de filmi merakla bekliyorum).

Müzikten sinemaya geçtiğinden beri başta Cannes ve Altın Portakal olmak üzere önemli festivallere katılan ve bu istikrarlı yükselişe Altın Portakal jüri üyeliğini de ekleyen Yavuz Bingöl önümüzdeki günlerde çok yoğun. O da yeni albümü ve 72. Koğuş adlı tiyatro oyunuyla
karşımızda olacak.

En  duygusal jüri üyesi Nurgül

Nurgül Yeşilçay, gösterimler sırasında en fazla duygulanan jüri üyelerinden... Özellikle dertleri olan filmlerden çok etkileniyor. Ve o da benim gibi, en azından şimdiye dek izlediğimiz filmlerde kadın rollerinin az olmasından şikayetçi. Neyse ki yakında bir kadın filmi olarak nitelendirilebilecek 7 Kocalı Hürmüz’le karşımızda olacak.

Filmlerde estetik, set tasarımı ve sanat yönetimi denince gözlerimiz tabii ki Mustafa Ziya Ülkenciler’e çevriliyor. Kendisi bir yandan jüri üyeliği görevini yaparken, bir yandan da açılış ve kapanış gecelerindeki dekorlarla ilgileniyor. O, aramızda en çok çalışanlardan.

Zevkler ve renklerin tartışıldığını söyleyen Mustafa Altıoklar, sinemada da belli kuralların iyi filmi meydana getirdiğini söylüyor. Değerlendirmelerini buna göre yapacak. Altıoklar, ıstanbul ışgal Altında filmi için bu kez ciddi anlamda start vermiş, setler kurulmuş. ıstiklal Caddesi’nin büyük bir bölümü inşa edilmiş bile.
Gazeteci-yazar ve tiyatro eleştirmeni Zeynep Oral, 70’li yılların Altın Portakal’ı ile günümüzü karşılaştırıyor. ılginç gözlemleri var, Oral’a göre festival halkla bütünleşmiş olduğu 70’li yıllara dönüş yaşıyor.

Jürimizin halleri kısaca böyle işte. Biz cumartesi öğlen saatlerinde Kanal D’de Cinemania’da, gece ise CNN’in canlı yayınlayacağı kapanış töreninde olacağız. Ve ödüller öncesinde de seçimleri neye göre yaptığımızı gerekçeleriyle birlikte açıklayacağız. Bekleriz...

Yazarın Tüm Yazıları