Şair Sedat Umran hayatını kaybetti

Güncelleme Tarihi:

Şair Sedat Umran hayatını kaybetti
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 07, 2013 11:02

Türk şiirinin büyük ismi Sedat Umran vefat etti. Usta şairin cenazesi ikindi vakti Zincirlikuyu'dan kaldırılacak.

Haberin Devamı

Rahatsızlığı dolayısıyla, 1 Haziran Cumartesi günü Kartal Sanatçılar Huzurevi’nden alınarak Kayışdağı Darülaceze‘deki yoğun bakım bölümüne yatırılan Sedat Umran, 17 Haziran'da durumu gittikçe ağırlaşınca ağız yoluyla beslenemez hale gelmişti. 25 Haziran günü Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları Hastanesine “solunum yetmezliği” sebebiyle kaldırılan Umran, 4 Temmuz’da iyileşince hastaneden taburcu edilmiş ve yeniden Darülaceze’ye götürülmüştü.

Umran, bu sabah Darülaceze'de hayatını kaybetti.


SEDAT UMRAN KİMDİR?


İlkokul öğretmeni Mehmet Kazım Öcal’ın oğludur. Küçük yaşta öksüz kaldı ve dedesi tarafından büyütüldü. Erenköy 38. İlkokulu, Kadıköy 3. Erkek Ortaokulu'ndan sonra Haydarpaşa Lisesi'ni bitirdi (1942). Bir süre İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne devam etti. Edebiyat Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü'ne geçerek buradan mezun oldu (1948). İstanbul Merkez Bankası'nda (1951-54), İ.Ü. İktisat Fakültesi Maliye Enstitüsü Kütüphane Memurluğu'nda (1954-55) çalıştı. Kayseri Orta Anadolu T.A.Ş.’de, İzmit Boru Fabrikası'nda, Mensucat Santral'de, Demir Döküm Fabrikaları Genel Müdürlüğü'nde, İzmit Mannesman-Sümerbank Boru Endüstrisi'nde memur ve çevirmen olarak görev aldı. 1974'te emekliye ayrıldı. Tüm zamanını şiire ve Almanca çevirilere ayırdı. Yeni Devir, Tercüman ve Türkiye gazetelerinde yazılar yazdı. İlk şiiri 1943'te Yedigün dergisinde yayımlandı. Hisar, Beş Sanat, Varlık, Türk Dili, Güney, Yeditepe, Soyut, Büyük Doğu, Diriliş, Türk Edebiyatı, Sözcükler, Sedir, Tan, Gösteri, Gergedan, Mavera, Aylık Dergi, Milli Kültür, Yaba/Öykü dergilerinde şiirleri ve çeviri şiirleri yayımlandı. Leke isimli kitabıyla tanındı. ‘Eşyanın şairi’ olarak anıldı. İnsan Gelişiminin Devridaimi çevirisiyle 1994 Türkiye Yazarlar Birliği Çeviri Ödülü'nü aldı.

DEVİN UYANIŞI

Kalktı yatağından silkinerek dev, Yaktı duygularını alev alev, Sıyırdı ruhunu küllerinden, Soluk aldı üst üste derinden; Korku dolu bir kap oldu bedeni, Çağrıldığını duydu, dinlemedi söyleneni Çıktı alışkanlığının çadırından, Gözbebekleri yanıp söndü bir an, Geçti bir kararın tam ortasından, Koptu kuşkuların son halkasından, Dinledi ilkin yankısını sesinin, İrkildi görünce büyüyen gölgesinin Kapladığını boydan boya gökyüzünü; Duydu kanında özgürlüğünü, Sardı beline kuşağını tehlikelerin, Duydu özlemini ölümsüz ülkelerin, Kasırgaları önüne katan bir hız, Düşüncelerinin çaktığı bir gök, yıldızsız; Sesinde yankısı ölümsüzlüğün, Bakışlarında utkuyu muştulayan gün; Doladı zamanı adımlarına, Basmadı güvenlik kaldırımlarına; Gökte yıldızların tuttuğu alkış Devin ayak seslerine karışmış; Değişen bir gök altında, uzak, Mesafeleri içine atarak Daldı bilinmeyenler ormanına, Karıştı ölümsüzler kervanına!

Eserleri

Haberin Devamı

Şiir: Meş’aleler (1949), Leke (1970), Gittin Taş Atarak Denizlerime (1990), Kara Işıldak (1993), Parmak Uçlarımdaki Yangın (1995), Sedat Umran’dan Seçmeler (1995), Aynada Gün Doğumu (1995), Akşam Şiirleri (1998), Altın Eşik (1999), Kırık Ayna (Aşk şiirlerinden seçmeler, 2000), Sonsuzluk Atı (Toplu şiirleri, 2000)

Haberin Devamı


Çeviri: Epigramlar (Angelüs Silesius, 1972), Hinduizm (1978), Büyük Kurtuluş – Suzuki /Zen Budizme Giriş (1980), Zen Yolu / Yayla Ok Atma Sanatında Zen (Eugen Herriel, 1980), Nihilananda (1980), Yeni Sınıf (Milovan Djilas, 1982), Roman Kuramı (Lukacs, 1985), Hint Felsefesi (Heintich Zimmer, 1988), Edebiyat ve İhtilâl (Jürgen Rühle, 1989), Felsefenin Arka Merdiveni (Wilhelm Weischeder, 1994), Felsefenin Küçük Okulu (Karl Jaspers, 1995), İnsan Gelişiminin Devridaimi (Sri Aurobindo, 1996), 20. Yüzyıl Alman Şairleri Antolojisi (1995), Büyük Alman Şâirleri (1996), Diyaloglar (Giardona Bruno, 1997), Aforizmalar (Nietsche’den, 1999)


Diğerleri: Şaheserler Antolojisi (Hasan Akay ile, 1994), Şiirde Metafizik Gerçek (Makaleler, 1997)

Haberin Devamı


"ŞİİR İÇİN YAŞAYAN ŞAİR"


‘ (…) Ahmed Haşim tesirinde başlayan şiirini giderek kendi mecrasına taşıdı, eşyanın metafiziğini araştıran şiirler yazdı. İnsan hayatında trajik olana eğilen, trajediyi gizemli bir boyutta ele alan eserleri ile modern Türk şiirinde kendine has bir yer edindi. Leke adlı kitabındaki tutumu sebebi ile ‘eşyanın şairi’ olarak tanımlanmasına rağmen, bu tavır Umran’ın şiirinde ancak belli bir unsuru karşılamaktadır. Eşya dışında günlük hayat, aşk ve tabiat, insan ruhunun gerilime doğru yürüyen açmazları onun asıl yoğunlaştığı sahalardır. Sese ve kelimeye büyük ağırlık verir. Kendini tamamıyle şiire adamış, âdeta şiir için yaşayan bir şâir olmuştur.’ (Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi; c. 8. s. 459, Dergâh Yayınları)


Kaynak: sedatumran.com

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!