Korurken kaybedilen devlet, Yugoslavya

DEVLETİN isim değişikliği, antetsiz kağıtlara yazılı bir mektupla bildirildi İstanbul'daki diplomatik temsilciliklere.

‘‘Duyduk duymadık demeyin’’ diye bağıran davulcular dolaştıracak halleri yoktu ya. ‘‘Sırbistan Ulusal Meclisi'nin 4 Şubat 2003'de ve Montenegro Ulusal Meclisi'nin 29 Ocak 2003'te aldıkları kararlara dayanarak, Yugoslavya Federal Cumhuriyeti Meclisi'nin 4 Şubat 2003 tarihinde Sırbistan ve Montenegro Anayasasını kabul ve ilanından sonra Yugoslavya Federal Cumhuriyeti devletinin adının ‘‘Sırbistan ve Karadağ’’ olarak değiştirildiğini İstanbul'daki tüm baş konsolosluklara saygı ile duyururuz’’ diyen mektuplarla bilgilendirildi herkes.

Dünyanın her yerinde postaya verildi antetsiz mektuplar. Antetsiz, çünkü, yeni devletin bayrağı ve ulusal marşı gibi, iki başlı kartal sembolünün yerini neyin alacağı da henüz belli değil. Diplomatların kartvizitleri gibi, mektup kağıtlarının ve zarfların da yeniden hazırlanması gerekiyor.

Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra ortaya çıkan koşulları kavramadan, dünyaya meydan okuyarak ayakta duracağını sanan Miloşeviç'in sonunda yok ettiği devlet, şimdi geçmişe sünger çekiyor.

Yugoslavya, ciddiyetle incelenip, dersler çıkartılması gereken en önemli Soğuk Savaş sonrası deneyimi.

* * *

80'li yılların başında Tito Yugoslavya'sının genç bir diplomatı olarak göreve başlayan Yugoslavya Federal Cumhuriyeti'nin İstanbul Başkonsolosu Dragan Momcilovic, bir haftadan beri Sırbistan ve Montenegro (Karadağ) devletini temsil ediyor.

Bir meslek yaşamında, ortak unsurlar da taşısa, üç ayrı devletin temsilcisi olmak ilginç. Bana, yeni devletini ve bugünlere neden gelindiğini anlatmasını rica ettim.

‘‘Artık geleceğe bakıyoruz’’ dedi ‘‘Geleceğimiz Avrupa Birliği. Uzun müzakereler sonucunda, Avrupa Birliği'nin de yardımı ve ABD'nin desteğiyle oluşan yeni devlete umutla bakıyorum.’’

‘‘Nereden kaynaklanıyor bu umut?’’

‘‘ Evet, bir Yugoslav olarak artık geleceğe iyimser bakıyorum. Çünkü eski ülkeden gelen deneyimlerimiz var. Dünya değişirken, köklü değişimler yapılmalıydı. Eski Yugoslavya da değişmeliydi. Bu yapılamadı. Artık hepimiz, değişim için harekete geçtik. Güçlerimizi bunun için birleştiriyoruz. Her alanda değişime gidiliyor.’’

* * *

SIRBİSTAN ve Karadağ devletinin kurulması için sağlanan uzlaşma ortamının çok önemli olduğunu vurguluyor Momcilovic. Son on yılı, dünyanın dışına itilmiş, ambargolar altında geçirmiş bir ülkenin vatandaşı olarak, iyimserliğinin nedenlerini üç noktada toplarken, belki de Yugoslavya derslerini sıralıyor.

UZLAŞMA, İÇ UYUM. ‘‘Karadağ ile Sırbistan arasında, yani iç ilişkilerde uzlaşma ve uyumlu çalışma dönemi açılacak.''

AB. ‘‘Avrupa Birliği ile artık daha ciddi bir süreç başlayacak aramızda. 2010'a kadar üye olma hedefini koyuyoruz. Bunu gerçekleştirmek için harekete geçiyoruz. ’’

DÜNYA İLE ENTEGRASYON. ‘‘Uluslar arası örgütlerle ilişkilerimiz artacak. NATO ve Avrupa Konseyi'nden olumlu işaretler alıyoruz. İMF ve Dünya Bankası ve diğer kuruluşlar gelmeye başladılar.’’

* * *

YUGOSLAVYA yok artık. Dünyanın nereye gittiğini anlamak istemeyen, uluslar arası topluma sırt çeviren, uzlaşmayı teslimiyet sanan Miloseviç ve çevresinin ‘‘korumak isterken yitirdiği bir devlet’’ olarak tarih oldu.
Yazarın Tüm Yazıları