Güncelleme Tarihi:
Son dönemde sosyal medya paylaşımlarıyla tanıdığımız kişilerin (günümüz diliyle ifade edecek olursak ‘influencer’ların) kitaplarını çokça görüyoruz raflarda. Yazın da gelmesiyle plajlarda kolayca okunabilecek, herkesçe anlaşılabilecek, suya sabuna çok fazla dokunmayan bu kitaplar altı çizilecek pek çok afili cümle barındırması ve bir hayli aforizma içermesiyle de kendine belli bir etki alanı ve hedef kitlesi belirlemiş gibi bir görüntü çiziyor.
Tabii ki ilk bakışta aynı gibi görünmesine karşın bu gruptan sıyrılan kitaplar da var. Karakarga Yayınları’ndan çıkan Hazal Yılmaz imzalı ‘Anlam Arama’ bunlardan biri... Hazal Yılmaz son derece samimi ve açık yürekli bir biçimde iç dünyasını açıyor okuruna. Kendine, kalemine, düşüncelerine ket vurmuyor. Siz de bunu hissettiğiniz andan itibaren daha bir kulak kesiliyorsunuz söylediklerine. Yalın dili ve akıcı anlatımına kapılıp gidince de bir bakıyorsunuz ki Hazal Yılmaz’ın anlattığı hikâyeler üzerinden kendi içinizde bir sorgulamaya başlamışsınız bile... Çünkü onun da yaptığı tam olarak bu. Yaşadıklarına, yaşamak istediklerine, yaşayabileceklerine, yaşananlara bir anlam arıyor. Sürekli düşünüyor, sorguluyor ve bunu o kadar olağan bir biçimde yapıyor ki bir süre sonra bu düşüncelerin, bu sorgulamaların sizden mi yoksa ondan mı geldiğini kestiremiyorsunuz.
Kitapta birbirinden bağımsız birçok hikâye ve hikâyecik var. Bazen çocukluğa, çoğu zaman kadınlığa ama hep iyi bir insan olmaya yönelik hikâyeler bunlar. Birçok zorluk, birçok acı, birçok kayıp yaşamış bir kadın figürü görüyoruz bu anlatıların içinde ama bu kadın hayatın olumsuz taraflarından dem vurmuyor hiç. Aksine, güçlü ve ayakta kalmayı başarmış, üstelik bunu yalnızca kendi başına yapabilmiş biri karşımızdaki.
Hazal Yılmaz’ın anlatılarının en önemli ortak noktalarından biri merak duygusu. Çocukluğuna dair bir şey de anlatsa, ilişkileri üzerine bir çıkarım da yapsa temelde bir sorgulama içinde olduğunu görüyoruz. Bir insanın bir başka insana kalbini açmasının giderek daha zor hale geldiği günümüzde yazar tüm okurlarına tüm duygularını içtenlikle açıyor. Anlattıklarının gerçekliğinden ise bunlara ya da bir benzerine kendi yaşamınızda da tanık olduğunuz için bir an bile şüphe duymuyorsunuz.
Çok gezen, çok okuyan, çok düşünen, çok soru soran, çok seven ve sevgisini çekincesiz şekilde paylaşan, yaralarını da göstermekten utanmayan, kendini olduğu gibi kabul eden, her gün yeniden başlayabilecek bir iç enerjiye sahip, yaratıcı, üretken ve zeki, küçük mutlulukların peşinde koşan ve hayatın içindeki dinamizmi yakalayan tüm kadınların kendinden izler bulabileceği bir kitap ‘Anlam Arama’. Pek çoğumuzun belki de en çok ihtiyaç duyduğu şeyin peşinden gidiyor, yaşananların anlamını bulmak istiyor, sorularımızı çoğaltıyor, daha çok okumak, daha çok düşünmek, daha çok yürümek, bir hayalin arkasına takılıp gitmek isteği uyandırıyor.