Güncelleme Tarihi:
Serginizin adı 'Başka Zaman - Başka Mekân'ın arkasındaki anlamı ve bu isme karar verme sürecini anlatabilir misiniz?
Pandemi ve ardından deprem felaketi, beni içe kapanmaya, kendi kendimle hesaplaşmaya itti. Zaman kavramı pek çok sergimde başlık oldu. Zaten ele aldığım, “benim” diyebileceğim biçimler “zaman” ile bağ kuruyor “mekân” ise sergi yorumlamalarında mutlaka, yanılsama ya da gerçek olarak hem resimlerde hem de sergilerimde sözünü ettiğim özelliktir. İşte buradan yola çıkarak kendiliğinden sergi adım oluverdi. Ayrıca düz anlamıyla; tarih ve yeni bir galeri olması da başlık seçme nedenlerimdendi.
Son dönem çalışmalarınızda doğal afetlerin etkisinin eserlerinize nasıl yansıdığını düşünüyorsunuz? Bu temayı işlerken ne tür duygusal ve düşünsel yolculuklar yaşadınız?
Serginizde yer alan tuval resimleri, üç boyutlu işler ve büyük kutu çalışmaları arasındaki ilişki nedir? Bu farklı formları bir araya getirme fikri nasıl ortaya çıktı?Akademi son yıllarından bu yana kolaj ve üç boyutlusu asamblajı yapıyorum. Bilindiği gibi kolaj tekniği 20. yüzyılın başlarında sanat ortamına dahil oldu. Dolayısıyla resim sanatına hem hız hem de günün konuları kullanılan gazete, dergi gibi iletişim araçlarıyla girmiş oldu. Bu, yüzyıllardır süren perspektifi de ortadan kaldırmaydı. Ben de günümüze dek farklı boyutlarda kutular yaptım. Kutu; mekânı ifade ettiği gibi ara sıra oluşturduğum enstelasyonlarla bağ kurdu. Sergideki resimler ile kutular aynı dönem yapılmaları nedeniyle benzer mesajlar iletmektedirler. Biri iki öteki üç boyut olması birbirlerinden ayırmıyor tersine lego parçaları gibi bağlayıcı, anlatımı güçlendirici öge oluyorlar.
Sanatınızda sıklıkla kullandığınız temalar veya semboller var mı? Bu sembollerin veya temaların sizin için özel bir anlamı var mı? Örneğin, dikilitaşlar ve bisikletler sizin için ne ifade ediyor?
Akademik kariyeriniz ve sanat pratiğiniz arasındaki ilişkiyi açıklar mısınız? Akademideki öğrencilik yıllarınızın sanat anlayışınıza nasıl etki ettiğini düşünüyorsunuz?
Akademi, ayakta kalabilmek için bir araç niteliğindeydi, başlangıçta. Sonra öğretme ve öğrenme fikri sanat hayatıma tahmin etmediğim ufuk açtı. Her daim sanat tarihi ile yüz yüze kalmak, hesaplaşmak, nedenselliğini kavramak ve bunu öğrencilerin dinamikliğiyle harmanlamak beni de etkin duruma getirdi. Kendimin ve Türk sanatıyla ilgili sergilerin ilhamı buradan kaynaklanmaktadır, kanımca.
Sanatın toplumsal meselelere ve olaylara nasıl bir yanıt verebileceği konusundaki düşüncelerinizi paylaşır mısınız? Sanatın bu tür sorunlarla başa çıkma sürecinizdeki rolünü anlatabilir misiniz?
Bence, sanatın tek dili olmalıdır. O da kendini yani sanatı anlatmasıdır. Farklı anlatımlar, hikayeler başka mecraların malıdır. Toplumsal sorunlar, olayların özünü kavrayıp kendi süzgeçinde geçirerek kavram yaratmaktır, sanat!
Yusuf Taktak’ın 'Başka Zaman - Başka Mekân' başlıklı sergisi 15 Ekim'e kadar Gümüşsuyu'ndaki Brieflyart Galeri’de görülebilir.