Güncelleme Tarihi:
Yurtdışında yaşayan edebiyatçılarımızın durumu konusunda bilgi alabilmek bu dönemde çok zor.
Önceleri Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda Mustafa İsen’in başkanlığında TEDA diye bir kurul oluşturulmuştu, yıllarca ben de oranın üyesiydim. Dışarıdaki bir yayıneviyle anlaşan bir yazar, kitabın o dilde yayımlanabilmesi için belli bir katkı payı alıyordu.
Birçok edebiyatçımızın yapıtı öylece o dilde yayımlanıyordu.
Frankfurt Kitap Fuarı’nda birçok yayınevinde, özellikle Alman yayınevlerinde Türk yazarlarının çevirilerini görüyordum.
O yazarlarla ilgili toplantılar da yapılıyordu.
Frankfurt’a Onur Konuğu olduğumuz yıl, bu tür etkinliklerin oranı artmıştı. Edebiyatla ilgili iki kitaptan birini ben hazırlamıştım, diğerini de rahmetli Füsun Akatlı. Bunların yeni bir düzenlemeyle bugüne getirilmesi gerçekleştirilmeli.
Bu konuya tekrar döneceğim.
Birçok antoloji yayımlanıyor, yurt dışındaki yazarlarımızın yapıtlarının olduğu bir antolojinin eksikliğini hissediyorum.
Geçenlerde bir şair arkadaş, antolojilerin satılmama gerekçesini söylemişti. Ona göre, internette şiirlerin yayımlanması antolojilerin satışını önlüyordu.
Almanya’daki Türk edebiyatının iki cepheden değerlendirmesi yapılırdı. Almanya’da yaşayan, Türkçe yazan Türk yazarları ile Almanya’da yaşayan, Almanca yazan Türk yazarlarının durumu.
Türk yazarları hangi dilde yazarsa yazsın Türk edebiyatı içinde değerlendirilmeli. Almanca yazanlar da iki antolojide de yer almalı.
Siyasal nedenlerle oraya giden Fakir Baykurt ile Dursun Akçam bu değerlendirmenin nirengi noktalarıdır.
Türkiye’de kitapları yayımlanan Yüksel Pazarkaya, aynı zamanda Türk edebiyatından Almancaya, Almancadan Türkçeye de çeviriler yapmış, bu bağlantıyı kurmuştur.