Yüreklemesine bir uçuş

Edebiyatımızın velut kalemlerinden Nermin Bezmen bir gece uzun bir yolculuğa çıkar. Yarı fantastik, yarı içsel ama hep edebi bir yolculuk. Bu yolculukta yaşadıkları da bir roman olur, dökülüverir kaleminden. Üstelik yalnız değildir bu yolculukta Bezmen, ona bir başka velut kalem Nazlı Eray eşlik eder. Bezmen’in tam 24 yıl önce yazdığı bir kitap ‘Bir Gece Yolculuğu’. Diğer kitaplarına göre üzerinde çokça durulmamış olsa da aslına bakarsanız bir yazarı tanımak için yazılmış en güzel kitaplardan biri. Çünkü yazar bu kitapta kendini kahraman yapıp geçtiği durakları, o duraklardan aldığı hazları ya da endişeleri, gördüklerini, dahası görmek istediklerini anlatıyor. Üstelik tek tanıdık kahraman kendisi değil. Nazlı Eray’ı ve onun romanlarındaki kahramanları da alıyor yanına.
Kitaptan önce Bezmen’in edebiyat dünyasının tüm kıskançlarından azade meslektaşını samimiyetle övmesi, dahası rehberliği ona verdiği bir yolculuk anlatmasını uzun uzun övmek istiyorum. Daha yolculuğun en başında Eray’ın ’Orphée’, ki benim de en sevdiğim kitabıdır, ve ‘Âşık Papağan Barı’ndan çok etkilendiğini anlatıyor. Ve bu kitaptaki kahramanlarla birlikte semalara açılmak istediğini söylüyor. Eray da onları yalnız bırakmıyor tabii. Bezmen, ‘Âşık Papağan Barı’ndan çekip çıkardığı Eray’ın koruyucusu Melek Hasan’ı bu kez kendi yanına çekiyor. Zihninin kanatlarına takılıyor ve Eray’ı da alıp başlıyor yolculuğa. Büyülü gerçekçiliğin ülkemizdeki en önemli temsilcilerinden Eray hem büyüsüyle hem gerçekçiliğiyle var bu yolculukta. Aslına bakarsanız bir kitapla iki yazara yol arkadaşlığı yapıyorsunuz. Tamam, dümende Bezmen var ama her fırsatta meslektaşına hakkını temsil etmekten geri durmuyor. İstanbul’da bekliyor meslektaşını Bezmen. Eray da kopup geliyor başkentin sarılığından İstanbul’un maviliğine. Bebek semalarına açılıyorlar birlikte. Çanakkale Şehitliği’ne uzanıyorlar, Herculaneum’a, Nil Nehri’ne, Abu Simbel’e kadar uçuyorlar. Yollarına İmparator Hadrian, Antinous ve niceleri çıkıyor. Mekânlar, kişiler, zamanlar sürekli değişiyor. Körlemesine demeyelim de yüreklemesine bir uçuş onlarınki. Arada hüzünlenseler de dünyanın gördükleri tüm hallerine bazen türkü tuttursalar bazen ağıt yaksalar da birlikte olmanın gücüyle hakikati aramaktan vazgeçmiyorlar.
Bezmen’in yolculuktaki arkadaşı Eray olunca onun önünde ‘büyülü gerçekçiliğin’ tüm kapıları ardına kadar açılıyor. Bezmen’in çok da tanımadığımız bir yanı var bu kitapta. Dümeni hakikate kırarken rotasını mitler, efsaneler ve fantastik öğeler belirliyor. Tüm bunların toplamında ise bir yazarın kendini anlatması var gizliden gizliye. Bezmen’in yol arkadaşı Nazlı Eray, kitap için yazdığı önsözde “Sanırım ilk defa bir yazar kitabının içinde kendini ve kitabını çok sevdiği yazarı büyük bir coşkuyla yazıyordu. Gökyüzündeydik, inmedik. Hep oralarda dolaştık. Kitap bitince heyecanla okudum. O kadar güzeldi ki. İçinde İstanbul, Boğaziçi, eşsiz korular, çıtırdayan bir şömine alevi, benim Ankaram, sonsuz bir kar, gece ayazı, bozkırın yanaklarımı çimdiklemesi ve aşk vardı” diye yazıyor. Bezmen ise “‘Bir Gece Yolculuğu’ günümüzü, asırları, göçmüşleri, henüz yaşayanları, gerçekleri, hayalleri, kurguyu sınırsız bir zaman perdesinde oyunlaştırıyor. Hepsi iç içe, bir bütün...” diyerek başlıyor bu yolculuğu anlatmaya.
Siz benim Bezmen ile Eray’ın üzerinde durduğuma bakmayın, çok kalabalık bir yolculuk anlatılan. Ve herkese yer var. Özellikle de hakikatin peşinde koşanlara...

BİR GECE YOLCULUĞU�

Nermin Bezmen
Doğan Kitap, 2023
184 sayfa.