Yunan usulü bir hüzün

Güncelleme Tarihi:

Yunan usulü bir hüzün
Oluşturulma Tarihi: Haziran 10, 2021 23:27

Türkiye’de en çok ‘Kızıla Boyalı Saçlar’ adlı eseriyle tanınan Kostas Mourselas, ‘Hüzün Nedeniyle Kapalıyız’da küçük bir Yunan kasabasında sahip olduklarının keyfini çıkaracaklarına, tatminsizlik duygusuyla hüzne saplanan insanları anlatıyor. Bir ailenin üç nesle yayılan gizli, girift, sırlarla bezeli hikâyesi bu...

Haberin Devamı

“H üzün ki en çok yakışandır bize” der Hilmi Yavuz bir şiirinde. Kostas Mourselas’ın ‘Hüzün Nedeniyle Kapalıyız’ adlı romanını okuyunca anladım ki hüzün bu coğrafyaya çok yakışıyor. Belki de kaderi hüzün bu coğrafyanın. Yazarı ‘Kızıla Boyalı Saçlar’la tanıyor Türkiyeli okur ama ‘Hüzün Nedeniyle Kapalıyız’ da en az onun kadar ilgi çekici bir kitap. Mourselas bir Yunan kasabasında bir ailenin üç nesle yayılan gizli, girift, sırlarla bezeli hikâyelerini anlatıyor. Elbette Yunan usulü... Yani heyecanı hiç dinmeyen, sık sık kavgacı ama her zaman eğlenceli! İlişkiler o kadar girift ki kaybolmayalım diye kitabın en başında yazar bize kim kimdir diye anlatıyor, hatta bir şema ile ilişkilerin haritasını veriyor. Ama bu kadar bilgiye rağmen ilişkilere hâkim olmakta zorlandığımı itiraf etmeliyim.
Akdeniz kıyısındaki küçük Yunan kasabasının sakinlerinin her biri kendine bir çıkış yolu bulmaya çalışıyor. Aslında hepsinin derdi kaderlerini kırıp bu küçük kasabanın dışındaki dünyada var olmanın bir yolunu bulmak. Ama... Bazılarının saptığı yollar diğerlerinin felaketi olabiliyor. Hayata dair ne varsa o var kısaca, ‘Hüzün Nedeniyle Kapalıyız’ın içinde.

‘TATMİNSİZLİK HÜZÜN YARATIR’
Kitabın herkesi birleştiren kahramanı Mitsos! Çağdaş bir Homeros... Yaşanan her şeyin içyüzünü bilmese de gizli saklı noktaları o kadar güzel doldurup kendi hikâyesini anlatıyor ki hiç bitmesin anlattıkları istiyorsunuz. Sadece kitaptaki kahramanlar değil, okur da istiyor Mitsos’u daha çok dinlemek. Laf aramızda bol bol gıybet yapıyor Mitsos. Anlıyoruz ki Ege’nin iki kıyısında da gıybet seviliyor. Ama elbette kimse kötü niyetle yapmıyor. Söze hep “Çok iyi insandır...” diye başlanıyor. Bir şekilde yolları hep Mitsos’a çıkan kahramanların hikâyelerinden bahsedeyim size...
Elenicik var mesela; gerçek aşkın peşinden mi gitmeli yoksa kendine uygun olana razı mı olmalı derken hayatının en büyük sorgulamasını yaşamak zorunda kalıyor. Babis var sonra, arkadaşına sadık kalmaya çalışırken özüne ihanet ediyor. Pandelis günahla başlayan kaderini değiştirmeye çalışırken günaha teslim oluyor. Ve diğerleri... Aslında hepsinin sorunu aynı, yıllar geçse de farklı zamanlardan bahsedilse de konu insan olunca sürekli aynı noktaya takılıp duruyoruz çünkü. Tatminsizlik! Kimi maddi olarak fazlasını istiyor, kimi bir zamanlar âşık olduğu insanı artık beğenmiyor, kimi daha iyi imkânlara layık olduğunu düşünüyor, kimi kader kurbanı olduğuna inanıyor.
Nihayetinde o küçük Yunan kasabasındaki herkes kendi elleriyle kendisini mutsuzluğa itiyor. Çünkü sahip olduklarının keyfini çıkaracaklarına, sahip olmadıklarına takılıp kalıyorlar. Tanıdık mı? Her ne kadar yazar kitabın başında bu kitapta politik bir tavır göstermek istemediğini söylese de bence en sert politik eleştiriyi yapıyor. İnsanın doğuştan gelen tatminsizliğinin önünde sonunda onu hüzne götürdüğünü söylüyor.
Bu noktada yine yazıya başlarken andığım Hilmi Yavuz geliyor aklıma. Yine bir mısrasında “Hüzün en büyük muhalefettir şimdi” der. Bu küçük kasabanın kaderlerini kırarken hem kendilerinin hem de sevdiklerinin yüreklerini parçalayan sakinleri de hüzünde birleşiyorlar nihayetinde ve hüzne sığınarak sağlam duruyorlar hayata karşı.

HÜZÜN NEDENİYLE KAPALIYIZ

Yunan usulü bir hüzün

Kostas Mourselas
Çeviren: Kosta Sarıoğlu
Kırmızı Kedi Yayınları, 2021
248 sayfa, 30 TL.

BAKMADAN GEÇME!