Güncelleme Tarihi:
Türk edebiyatının önde gelen isimlerinden şair Fazıl Hüsnü Dağlarca, Ekim 2008’deki vefatından 10 ay önce bir vasiyetname kaleme aldı. 10 Ocak 2008’de Kadıköy 4. Noteri’nde düzenlenen vasiyetnamede, Dağlarca, yayımlanmış ve kendisinden sonra yayımlanacak kitaplarının telif gelirlerini Çamlıca Bilfen Okulu’nda okuyacak yoksul çocuklara bıraktığını açıkladı. Vasiyetnamede şöyle denildi: “Bu zamana kadar yayımlanmış ve bundan sonra yayımlanacak bütün kitaplarımda hesabıma intikal edecek paraların yatırıldığı bankada birikerek, bu paranın yıllık faizi ile, benim adıma müze kuran Çamlıca Bilfen Okulu’na indirimli, maddi durumu iyi olmayan öğrencilerin okutulması…”
11 MİRASÇI MÜDAHİL
Dağlarca’nın ölümünden sonra mirasının tespiti için tereke davası açıldı. İkinci bir davayı da, miras bırakılan okulun bağlı olduğu Bilfen Eğitim Kurumları A.Ş. açtı. Kasım 2017’de açılan davada, vasiyetnamenin yerine getirilmesi istendi. Anadolu 17. Hukuk Mahkemesinde açılan davaya, Dağlarca’nın 11 mirasçısı müdahil oldu. Bir kısmı Adana’da bir kısmı Ankara’da yaşayan mirasçılar, söz konusu okula sadece telif gelirlerinin verilmesini istedi. Mirasçılar tarafından, Vehbi Koç Vakfı’nın 2005’te verdiği 100 bin dolarlık büyük edebiyat ödülünün, bu kapsamın dışında olduğu kaydedildi. Mirasçılar adına dava dosyasına sunulan dilekçelerde, haklarının zarar görmemesine dikkat edilmesi istendi.
ÖDÜL PARASI HESAPTA
Mahkeme, bankalarda biriken paranın tespiti için bilirkişi atadı. Hazırlanan rapora göre, hesaplarda 1.853.712 TL ile 118.659 dolar biriktiği kaydedildi. Mahkeme bir sonraki duruşma için bu ayın sonuna gün verirken, mirasçılardan Piraye Saim’e ise hiçbir şekilde ulaşılamadığı anlaşıldı. Piraye Saim, ünlü şairin, kendisinden 8 yaş küçük kardeşi. Mahkeme, Piraye Saim’e ulaşamayınca ilanen tebligat yoluna gitti.
BİR EVİNİ DE ORDUYA BAĞIŞLAMIŞTI
Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın mirasının tespiti için açılan tereke davası ise 13 yıldan beri sürüyor. Tereke dosyasına, Dağlarca’ya ait tüm menkul ve gayrimenkullerin bilgisi girdi. Ünlü şairin, yaşamını yitirdiği evinin müze yapılması için de Kadıköy Belediyesi’nin bir dava açtığı anlaşıldı. Benzer içerikteki bir başka davayı ise Türk Silahlı Kuvvetleri açmıştı. Ünlü şair, Konya’daki bir evini TSK’ya bağışlamıştı. Ancak, mirasçılardan Piraye Saim’e ulaşılamadığı için anılan dairenin devri de yapılamamıştı. Ünlü şair bilindiği gibi, 1950’li yıllarda yüzbaşı rütbesindeyken istifa etmiş ve Çalışma Bakanlığı’nda iş müfettişi olarak çalışmaya başlamıştı.