Güncelleme Tarihi:
‘Yedi kapılı Teb şehrini kuran kim?/Kitaplar yalnız kralların adını yazar./Yoksa kayaları taşıyan krallar mı?/Bir de Babil varmış boyuna yıkılan,/ kim yapmış Babil’i her seferinde?” (Çev. A. Kadir) Bertolt Brecht’in o güzelim, ‘Okumuş Bir İşçi Soruyor’ şiiri böyle açılır. Şiirin gücü tarihsel gerçekliğe, yeni bir bakış tarzıyla yaklaşmasından geliyordu. Yeni bakış tarzı, daima daha önce keşfedilmemiş veya kale alınmamış olguları hesaba katmanın sonucunda ortaya çıkar. Modern tarih anlayışı, teolojik tarih anlayışına karşı ortaya çıkmıştı ama orada da sorunlar vardı; Brecht’in şiiri o ‘sorunlara’ bir itirazdır. Modern tarih anlayışı gelişirken, Darwin teorisi, ‘biyolojik tarihe’ dikkat çekiyordu. Darwin, bir tarihçi gibi konuşmuyordu ama yaklaşımı, bir biyolojik tarih bakışı sunuyordu.
Bu girizgâhı, Lewis Dartnell’in ‘Kökenler adlı kitabı için yaptım. Dartnell, bu tarih anlayışlarının dışında yer alan ama onları dışlamayan, belki içeren ama onlara yeni sorunsallar çıkaran yeni bir bakış tarzı geliştiriyor. Dartnell tarihi, bir yeryüzü tarihi olarak okuyor. Kitabın başlığında, bir altbaşlık gibi duran ‘Yeryüzünün Tarihi İnsanlık Tarihini Nasıl Şekillendirdi?’ sorusu, Dartnell’in ana problemini oluşturmakta. Dağların ve kıtaların oluşumunu, toprağın hareketini, rüzgârın esiş ve denizlerin akıntı yönünü, bozkırın doğasını hesaba katan bir tarih ve aynı zamanda insanın yeryüzünün bu özelliklerinin sonucunda ortaya çıkan olgularla nasıl karşılaştığını, bu olguların yol açtığı sorunların üstesinden nasıl geldiğini de unutulmuş anekdotlar dile getiriyor. Sözgelimi insan uygarlığının en büyük anıtı olan Keops Piramidi’nin nasıl yapıldığı üzerinde çok durulmuştur. Von Daniken’in kitabını, benim kuşağım hatmetmiştir. Dartnell, dikkatimizi piramitlerde kullanılan kaya bloklarının doğasına çekiyor ve bunların ‘biyolojik kaya’ olduğunu söylüyor: “Firavunların lahit-mezarları dev bir tek hücreli deniz yaratığının iskelet kalıntılarının haddi hesabı olmayan birikintilerinden yapılmıştı. Sayısız foram kabuğundan oluşan bu nummulitik kireçtaşı biyolojik bir kayadır.” Dartnell’in ayırıcı özelliği bu bilimsel kanıtlamanın yanında şöyle bir tarihsel tespiti de dile getiriyor oluşunda: Diyor ki, yeryüzündeki “en muazzam ve görkemli yapılar kutsal olana bağlılıktan dolayı inşa edilmişlerdir”.
“Biyolojik kaya Mısır’da ne geziyordu?” diye sorabiliriz, sormalıyız. Dartnell’in yaklaşımındaki temel tezi de burada ortaya çıkıyor. İnsanlar daima doğal malzemelerden bir barınak çıkarabilecekleri yerlerde yaşarlar. Dartnell’e göre, insan yaşamının Doğu Afrika’da ortaya çıkmış olması (ilk insansı fosiller Etiyopya platosu civarındaki Awash Nehri Vadisi’nde bulunmuştur) rastlantısal değildir, yeryüzü hareketleriyle ilgilidir. Yeryüzü hareketi derken, Dartnell, ‘tektonik levha’ hareketlerini kastetmektedir. Arap Yarımadası bir tektonik levha, Hindistan bir tektonik levha. “Kıtalar daha az yoğun kayalardan meydana gelen daha kalın bir kabuktan oluşurken okyanus kabuğu daha ince ama daha ağırdır.” Yani okyanus dibindeki levha, kara levhasının altına girer. Arap levhası yukarıya doğru hareket ettiğinde Toros Dağları meydana gelir. Kültürel sonuç: Maraş, adının ilk biçimi ‘meraj’, yani göğe yükselen merdiven.
‘Kökenler’, şaşkınlıkla soluk soluğa okunan, heyecan verici ama ayrıntılı tarihsel bilgiler içeren teorik bir yeryüzü tarihi kitabı. Dedektiflik ya da polisiye olan, romana özgü değildir. Filozoflar da dedektif gibi düşünür, bilimadamları da, şairler de; ya da dedektif gibi düşünmek zorundadırlar. Dedektif gibi düşünmez iseniz, ilgi ve konu alanınız ne olursa olsun, teferruatın bataklığında kaybolursunuz. Lewis Dartnell’in Türkçeye çevrilen bir kitabı daha var: ‘Uygarlığı Yeniden Nasıl Kurarız?’ Ama Dartnell’in bu kitapta ne yaptığını anlamak için de öncelikle ‘Kökenler’in okunması gerektiği kanısındayım.
KÖKENLER
YERYÜZÜNÜN TARİHİ
İNSANLIK TARİHİNİ
NASIL ŞEKİLLENDİRDİ?
Lewis Dartnell
Çeviren: Cüneyt Kural
Telekt, 2020
352 sayfa, 47.50 TL