Güncelleme Tarihi:
Sanatçı ailelerin çocukları hep ebeveynlerinin gölgesinde bir hayat sürer... Ama China Moses, bu klişe söylemi yıkabilen nadir isimlerden. Efsanevi cazcı Dee Dee Bridgewater ve yönetmen Gilbert Moses’ın kızı olan Moses, ilk single’ından itibaren büyüleyici sesini duyurmayı başardı. Kimi zaman Amerika’da bir caz kulübünde, kimi zamansa Fransa’da bir dans partisinde hissi veren şarkıları, sanatçının iki taraflı köklerine uzanıyor. Üç yıl önce çıkardığı ‘Nightintales’ ise onun dünden bugüne daha da kuvvetlenen müziğinin bir kanıtı.
Teatral bir sahne
Moses, mükemmelliğe önem veren babasının baskısı yüzünden Fransa’da annesinin yanında yaşamaya karar vererek müzikal anlamda da çokuluslu bir tavır ortaya koyuyor. Zaten eğer Amerika’da büyüse belki sadece vokal kapasitesine önem vereceğini, şarkı sözlerini çok umursamayacağını da bir röportajında dile getiriyor. Babası, ölmeden önce kızının ilk plak anlaşmasının Virgin ile olacağını kehanet ediyor. “Babam insanları etiketlendirmeye takıntılıydı” diyen Moses, annesiyle Paris’te yaşamaya başladığında gerçekten de o dönem Virgin Record ile anlaşma imzalıyor. Caz piyanisti Ralphael Lemonnier ile Blue Note için iki albüm de yayımlıyor. Ardından ise kariyeri yükselişe geçiyor ve hatta The Times dergisi tarafından 2013 yılının en iyi 100 albümü arasında gösteriliyor.
Bir dönem MTV Fransa’da sunuculuk yapması da birçok türden müziğe hâkim olmasını sağlıyor. Keza bu da şarkılarına yansıyor. Neredeyse her albümünde R&B ritmler, huzursuz melodiler, hırçın vokaller ile birleşen bir kontrast ortaya çıkarıyor. Bir şarkısında 60’ların klasik tarzında atmosferik baslar ona eşlik ederken, diğer bir şarkısında dramatik bir aşk şarkısına şahit olabiliyoruz. Genelde şarkılarının birçoğunda ise fazlasıyla hızlı çalınan piyano ve bazen davullarla bile karşılaşma şansınız olabiliyor.
Moses’ın uzmanlık alanı aslında sanıldığı gibi caz değil, hip hop ve blues. Bu altyapısı ona sahnede daha rahat ve teatral bir tavır olarak yansıyor. Tıpkı annesi gibi sahnede seyirci ile yakın temasta olmaktan çekinmeyen, aralarda mutlaka espriler yapan şarkıcı, emin olun çok dinlenen şarkılarını her konserinde mutlaka seslendiriyor. Moses, ayrıca şarkılarının hikâyelerini de aralarda anlatmayı çok seviyor.
Türkiye’de birçok kez sahne alan China Moses, “İstanbul, dünyada en sevdiğim şehirlerin başında geliyor. Burası dünyanın kesişim noktası. Yeni albümümden şarkıları ilk kez İstanbullu izleyicilere söylemek harika bir deneyim olacak” açıklamasını yaptı. Albümü henüz dijital müzik dinleme platformlarında işitmedik ama 5 Şubat günü İş Sanat sahnesinde canlı olarak duyacağımız için oldukça heyecanlıyız. Caz, blues hatta hip hop müzik tutkunları için kaçırılmayacak bir duysal ziyafet olacaktır!