‘Yeni normal’imiz paylaşma ve dayanışma

Güncelleme Tarihi:

‘Yeni normal’imiz paylaşma ve dayanışma
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 08, 2020 08:30

Küresel koronavirüs salgınından birçok sektör gibi Türkiye’deki sanat galerileri de derinden etkilendi. Yaklaşık iki aydır kapalı olan galerilerin yöneticileriyle yaşadıkları sorunları ve gelecek planlarını konuştuk.

Haberin Devamı

Koronavirüs salgını nedeniyle kültür sanat kurumları iki aydır kapalı. Dünyanın en büyük sanat fuarı konumundaki Art Basel’in eylül ayına ertelendiği duyuruldu. Ancak açıklamada, bu tarihin çok erken olabileceği ve alternatif olarak online platformlarını güçlendirip ‘yeni normal’e adapte olmaya çalışacaklarının altı çizildi. Almanya’da müzeler açılmaya başladı. Ama müze yöneticilerinin çekinceleri büyük. Zira sosyal mesafe kuralı nedeniyle müzelerin en büyük izleyici kitlesi olan grup ziyaretleri, uzun bir süre yapılmayacak.Devlet politikalarına baktığımızda sanat destekleri yeterli değil. İşin maddi zorluklarını bir kenara bırakıp pozitif yönden bakmaya çalışırsak... Ayakta kalmak biraz değişim, adaptasyon ve esnekliğe bağlı; gerekirse küçülmeye de... Farklı görüşlere göre, birkaç yıldır düşüşte olan sanat fuarlarının uzun bir süre yapılamayacağı, sanat ekosisteminin yeniden yapılanması gerektiği de konuşuluyor. Sistemin yeniden kurulup sağlıklı devam edebilmesi için sanatın tüm kurumlarının birbirini desteklemesi, iyileşmeyi hızlandırabilir. Pandeminin en ciddi etkilerini sanatçılarla birlikte yaşayan Türk galeriler, daha radikal güvencelere ihtiyaç duyuyor.
Bir yandan mekânsal varlıklarını korumaya çalışırken online platformlarda görünür olmak için ciddi bir uğraş içindeler. Galeri yöneticileriyle yaşadıkları sorunları ve geleceğini konuştuk.

İÇ PİYASAYA YÖNELİM OLACAK
Aslı Sümer (ArtSümer): Türkiye’deki galerilerin maalesef iş hacmi çok büyük değil. Üstelik son yaşanan çeşitli felaketler ve krizler sonucunda çok da gafil avlandığımızı söylemek yanlış olur. Kısacası söylemek istediğim şey, zaten esnek ve uyumlanabilir yapıları sayesinde bugüne kadar var olabilenler var oldu. Süreçte oldukça iyi galerilerin kapandığına üzülerek şahit olduk. Galeri mekânı olmadan çalışma modeli doğdu. Bu, bize işbirliklerinin, bir arada durmanın önemini gösterdi. Bugün hâlâ ayakta, iyi niyetli ve adanmış bir şekilde çalışabiliyorsak hepimiz alkışı hak ediyoruz diye düşünüyorum. Pandeminin seyahat imkanı ve isteğini olumsuz yönde etkileyeceği belli. Dolayısıyla sanat ile olan ilişkimizde de coğrafi kısıtlamalar olacaktır. Bunun koleksiyonerler açısından iç piyasaya yönelme ya da eskiye nazaran daha çok önemseme olarak olumlu yansıyacağını ümit ediyorum.

Haberin Devamı

BİRÇOK İFLAS VE KAPANMA OLABİLİR
Daryo Beskinazi (x-ist): Sanal sunumlar ne kadar iyi niyetle yapılırsa yapılsın, insanların bir noktada sıkılıp ilgisizleşeceklerini, hatta bunun çoktan başladığını düşünüyorum. Türkiye gibi sanatın pek de muteber addedilmediği bir ülkede şu an durum, özellikle de gerek sanatçılar gerekse de galericiler açısından feci. Önümüzdeki bir yıl içinde birçok iflas ve kapanma olabilir. Ayrıca koleksiyonerler de muhtemelen alımlarını daha da azaltacaklardır. Ayakta kalacaklar, başka gelir kaynakları olup da bunun bir kısmını galerilerine aktaranlar ve yarı yarıya küçülmeyi, yerelleşmeyi belirsiz bir süre için kabul eden galericiler olacaklar. Bazen mucizelere de inanmak lazım.

Haberin Devamı

DAYANIŞMAYLA ATLATILABİLİR
Hande Özdilim (Labirent Sanat): Sanat kurumlarının, sanatçıların ve koleksiyonerlerin salgın döneminde ve sonrasında dayanışma bilinciyle hareket ettikleri takdirde bu süreci daha az hasarla atlatabileceklerine inanıyorum. Ama yıllardır birleşmeyen bu sentezi böylesi zorlu koşullar ne kadar bir araya getirir, bilemiyorum. Kaldı ki, sanat sektörünün bırakın normal koşulları, olağanüstü her durumu devlet desteği olmaksızın kendi içinde çözmeye çalışmasını beklemenin de ne kadar doğru bir yöntem olduğu tartışılır.

ÇEVRİMİÇİ UYGULAMALARI SÜRDÜRECEĞİZ
Adnan Yerebakan (Sanatorium): Korona sonrası gelişmeler hakkında birçok tahmin yürütülebilir ancak öngörülebilir değil. Galericilerin izleyicilerle olan iletişim kanallarının değişeceğini ve gelişeceğini düşünüyorum. Çevrimdışı gerçekleştirdiğimiz birçok etkinliği artık çevrimiçi olarak da izleyicilerimize sunmak gibi bir düşüncemiz var. Bunu da galerimiz fiziki olarak faaliyete geçtiğinde uygulayacağız.

Haberin Devamı

İŞBİRLİKLERİ ARTACAK
Kerimcan Güleryüz (The Empire Project): Pandemi öncesi, iki-üç senedir sert bir değişim evresine giren sanat pazarı, yeni sorunlardan ziyade hızlandırılmış var olan sorunlarla yüz yüze. Bu alanda en çok etkilenebilecek yapıların sanat fuarları olduğunu düşünüyorum. Birçok orta ölçekli uluslararası fuar kapanabilir. Galerilerin ortak kullanımlı işbirliklerine doğru gidebilmesi bence yüksek bir olasılık. Bunun uluslararası kurumlarla işbirliği imkânlarını artırabileceği düşüncesindeyim. Bu tür işbirliklerinin de fotoğraf ve video gibi daha kolay seyahat edebilen formatlara odaklanması şaşırtıcı olmaz. Özellikle Türkiye’de dijital alanda sanatın karantina döneminin ötesine gideceğini düşünmüyorum. Bilgilendirme ve pozitif paylaşımlar dışında Türkiye’deki alıcı, elle tutulur nesneleri tercih ediyor.

Haberin Devamı

KOLEKTİF SORUMBULUK VE İŞBİRLİĞİ
Banu Çarmıklı (Koleksiyoner, yazar): Belirsizliğin hâkim olduğu bu ortamda kapanan galeriler, müzeler ve diğer sanat kurumları alternatif fikirler üretmeye başladılar bile. Çevrimiçi sergi turları, canlı yayın bağlantılı sanatçı atölye ziyaretleri ve seminerler, müze arşivlerine online ulaşabilmek akla ilk gelenlerden. Ekonominin küçüleceğini düşünürsek bölgesel dinamiklerin öne çıkacağı bir ortam olacak. Koleksiyoner içe dönerek lokalize olacaktır. Dayanışma ve işbirliği zamanı, motivasyonumuzu yüksek tutmalıyız. Bu sıkıntılı günleri kolektif sorumluluk bilinci ile atlatacağımıza inanıyorum. Nietzsche’nin deyişiyle: “Gerçeklikten ölmemek için sanatımız var”.

Haberin Devamı

MÜZEYEDELERİMİZ DİJİTALLEŞTİ
Olgaç Artam (Artam Antik): Dünyada online müzayedelerin hızla geliştiği bir dönemde, koronavirüs salgını bu dijitalleşmeyi çok hızlandırdı. Alınan tedbirler kapsamında salon müzayedelerimiz de dijitalleşti. Erol Akyavaş’ın tuval üzerine figüratif çalışması 467 bin lira fiyata satılarak internet üzerinde satılan en değerli Türk sanat eseri olmasından bir hafta sonra Sotheby’s müzayede evinin düzenlediği internet müzayedesinde Fahrel Nisa Zeid’in soyut çalışması yaklaşık 2 milyon 700 bin lira fiyata satılarak yeni rekor oldu. Son dönemde online müzayedelerde yeni alıcıların sayısı hızla artıyor, daha geniş kitlelere ulaşıyoruz. Alıcıların %80’i eserleri yakından görmeden alıyor, bildikleri tanıdıkları usta isimlerin eserlerine yoğunlaşıyorlar. İnternet ile entegre olmuş dijital müzayede sistemleri göreceğiz. Artam Antik A.Ş. olarak sanat eserlerinin sahipliğinin onay mekanizması olacak bir blockchain yazılımı üzerinde çalışıyoruz.

 

BAKMADAN GEÇME!