Güncelleme Tarihi:
Vision Art Platform’u diğer sanat galerilerinden ayrıştıran başat nokta aslında adında saklı. ‘Platform’ kelimesi burada anahtar kelime. Vision Art Platform sanatçıya ve ayrıca izleyiciye nasıl bir alan sağlıyor?
Yaratma cesaretiyle yola çıkan Vision Art Platform, kendi bünyesinde yer alan sanatçılarına, aynı zamanda misafir ettiği sanatçılarına daha özgür bir alan tanır. Sınırlandırılmış bir temsiliyet ile ilerleyen Vision, sanat izleyicisi için ise daha ulaşılabilir bir sanat ortamı yaratır.
Sizin sanatçılarla dostane bir ilişki kurduğunuzu yakından takip ediyorum. Kolektif bir çalışma ile barışçıl bir ortamda daha üretken bir sürecin geliştiğini söyleyebilir misiniz? Sanatçı ile galerici arasındaki ilişkiyi nasıl koruyorsunuz?
Vision Art Platform’un doğasında işbirliklerine açık bir altyapı var. En büyük vazgeçilmezi ise sanatçıları. Bu nedenle hayatımızın merkezinde hem kendi bünyemizdeki hem de misafir ettiğimiz sanatçılar bulunuyor. Büyüyüp çoğalmak ve birlikte iz bırakan işlere imza atmak için kolektif bir çalışma sistemine mecbursunuz. Sanat tek başına yapılabilir bir alan değil. Bunun etkileşimi olarak üretim sürecinde de fazlasıyla olumlu geri dönüşlere tanık oluyoruz. Ben bir galerist değilim; kurmuş olduğumuz platform yapısı benim yaşam tarzımı çok fazla yansıttığı için aramızda doğal bir iletişim başlıyor.
Artweeks@Akaretler’de izlediğimiz ‘Tayfa 35’ başlıklı sergi tam da bir önceki soruyu destekler bir nitelik taşıyor. Birlikte çalıştığınız 15 sanatçının bir tanıtımı niteliği taşıyan bu serginin doğuşu ve hikâyesinden bahseder misiniz?
Bulunduğumuz konum nedeniyle Artweeks@Akaretler’e dahil olduk. Aslında fuar bize dahil olmuş gibiydi. Biz fuara çok kapsamlı bir sergi düzenliyormuş gibi yaklaştık; bir proje tasarladık. ‘Tayfa 35’, 15 yaratıcı ruhun işlerinden oluşan kolektif bir sergi olmasıyla önem taşıyor. Vision Art Platform’un sanatçılarını bir arada tanıttığı sergisi olmasıyla benim için ayrıca heyecan verici. 30 Mart’ta tekrar başlayacak olan fuara yine kendi sanatçılarımızdan oluşan bir grup sergi hazırlığı içindeyiz.
Bugünlerde çok konuşulan bir konu var: NFT. Siz bu elle tutulamayan, çoğunluğu yatırım amaçlı alınıp satılan dijital sanat eserleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
NFT’nin zamanla daha da dikkat çekeceği görüşündeyim. Fakat lokal olarak henüz buna hazırlıklı değil koleksiyonerlerimiz. Diğer açıdan dijital eserlerin daha çok şu an NFT’ye uygun olduğunu düşünüyorum. İyi bir programlama ve başarılı bir yazılımla ilerleyen dönemlerde biz de bu alana yatırım yapmayı planlıyoruz.
5. Mardin Bienali’ni Ceiba Tele Icu ile birlikte destekleme kararını nasıl aldınız?
Ceiba Tele Icu, sanata yatırım yapan diğer şirketimiz. Onunla birlikte birçok alanda sanatçıları desteklemeyi hedefliyoruz. Ceiba Tele Icu & Vision Art Platform olarak 5. Mardin Bienali’ne sponsor olduk. 20 Mayıs 2022 tarihinde bienal başlayacak. En önemli bienallerden biri olduğunu düşünüyorum.
Altı genç sanatçının işlerinin buluştuğu ‘Bir Yok Oluş Repertuarı’ bugünlerde izleyiciyle buluşuyor. Genç sanatçılar bu sergiye özel mi ürettiler işlerini?
‘Bir Yok Oluş Repertuarı’ altı genç misafir sanatçımız ile birlikte bizim sanatçılarımızdan Çağrı Saray küratörlüğünde gerçekleşti. Bir desen sergisi ve çoğu eser sergi kapsamında özel üretildi. Sanatçılar kendi atölyelerinde üretimi gerçekleştiriyorlar.
Serginin ortaya çıkış hikâyesini öğrenebilir miyiz? Sergi yok oluş kavramının hangi hallerini, nasıl gösteriyor?
Vision Art Platform’un bir sonraki adımından bahsedelim mi? Planlanan gelecek sergiler neler?
Önümüzde Ezgi Bakçay küratörlüğünde Özlem Şimşek’in fotoğraf sergisi var. Hemen akabinde Meryem Taşyar küratörlüğünde bir karma sergimiz gerçekleşecek. Ayrıca Artweeks için hazırladığımız, kendi sanatçılarımızdan oluşan, Sevim Sancaktar küratörlüğünde bir büyük karma sergi hazırlığı içindeyiz.
‘Bir Yok Oluş Repertuarı’ başlıklı sergi, 6 Şubat’a kadar Akaretler No: 35’teki Vision Art Platform’da görülebilir.