Güncelleme Tarihi:
Yedikule Hisarı’nda Osmanlı hanedanlarından Genç Osman’ın boğularak öldürüldüğü daracık zindanın içindeyiz... Duvarlar simsiyah... Hemen yan tarafa, biraz daha büyük zindana geçiyoruz; orası da zifir karası...
Yedikule’yi Kültür Bakanlığı’ndan devralan Fatih Belediyesi’nin restorasyon için oluşturduğu bilim kurulunun üyesi yüksek mimar İhsan Sarı, duvarlardaki karartıların, yıllarca zindanları işgal eden tinercilerin yaktıkları ateşler nedeniyle oluştuğunu belirtip ekliyor: “Bu karartılar titizlikle silinip orijinal haline kavuşturulacak.”
Ardından Osmanlı döneminde yüksek rütbeli mahkûmların toplu olarak tutulduğu zindandayız. Burası ahşap kalaslarla iki kat haline getirilmiş. Orijinal haliyle duran bu yüzlerce yıllık ahşaplar örümcek ağlarıyla kaplı. Mekânın ortasında mahkûmların kafasının kesilip atıldığı söylenen yaklaşık 1 metre genişliğinde ‘kanlı kuyu’ var; etrafı demir kafesle kapalı... Ürpertici bir yer burası... İhsan Sarı, “Bu kanlı kuyuya şimdiye kadar hiç inilmemiş. Oraya inebileceğimiz günü sabırsızlıkla bekliyorum. Bu kuyuda kemikler bile bulabiliriz” diye anlatıyor.
Etkileyici bir yer Yedikule Hisarı... Doğu Roma İmparatorluğu döneminde kenti çevrelemek için yapılan surlar yaklaşık 1600, Osmanlı döneminde eklenen surlarsa yaklaşık 500 yıllık. Bizans döneminde yapılan Altın Kapı’nın önünde, üzerinde yürüdüğümüz taşlı yol, belki de İstanbul’un en eski kaldırımı. Devamında, üç merdiven çıktıktan sonra üzerinde yürüdüğümüz kaldırımsa Fetih’ten sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılmış. Yedikule Hisarı’na yaptığımız gezi sırasında Fatih Belediye Başkanı M. Ergün Turan, “Bakın” diyor, “Bir adımda tarihte 1000 yıl ileri gittik. Böyle başka bir yer var mı?”
DİNAMİK RESTORASYON
Yedikule Hisarı’nı devraldıktan sonra bilim kurulu oluşturup restorasyon çalışmalarına hızla başlayan Fatih Belediyesi, yaklaşık sekiz ayda iç avludaki alanı temizleyip çimlendirdi. Etap etap yapılacak restorasyon çalışmaları sürerken iç avludan başlayarak Yedikule’yi aşama aşama ziyarete açacaklarını belirten Başkan Turan, “Dünyada benzer örnekleri olan dinamik bir restorasyon gerçekleştiriliyor. Restorasyon devam ederken hisar ziyarete açılacak. Ayrıca restorasyon çalışmaları ziyaretçiler tarafından gözlemlenebilecek. İlk etapta duvar güçlendirme ve orta avlu peyzaj çalışmalarına başlandı. Yürüyüş yolları da yapılıyor, sonraki etapta kule restorasyonu olacak. Güney pilon üzerinde yer alan terasa cam korkuluk yapılarak, turistler için seyir terası oluşturulacak. Hisarın adını aldığı ‘yedi’ kulesinden biri bugüne ulaşamamış. Bugün gördüğümüz altı kulenin ise ikisi Bizans, diğer dördü Osmanlı zamanında yapılmış. Bu kuleler çağdaş koruma anlayışına uygun olarak restore edilecek. Bu da Fatih ilçesinin, İstanbul’un ve Türkiye’nin mevcut turizm potansiyelini, restorasyon sonrası yapılacak nitelikli etkinlikler, sergiler, müze çalışmaları gibi faaliyetlerle daha üst seviyelere çekecektir” diyor.
ÇALIŞTAY 7 EKİM’DE
Yedikule Hisarı’nda uluslararası düzeyde bir sanat galerisi ile I. Theodosius’tan Fatih Sultan Mehmed’e, Genç Osman’dan Macar elçisine kadar Yedikule’de izi olan önemli şahsiyetlerin hikâyelerinin anlatılacağı bir müze de yer alacak. 7 Ekim’de Yedikule Hisarı için alanında uzmanların katılacağı ulusal bir çalıştay yapacaklarını, oradan çıkacak sonucun projeye kılavuzluk edeceğini vurgulayan Ergün Turan, “Yedikule Hisarı’nın İstanbul turizm destinasyonuna alınması için görüşmelerimiz sürüyor. Hisar sadece etkinliklerin yapıldığı bir mekân olmayacak. Aynı zamanda açık hava müzesi ve içinde birçok anı, hikâye barındıran muhteşem bir mekân olduğundan tur operatörlerinin güzergâhlarını renklendirip, çeşitlendirecek. Böylece Yedikule Hisarı dünyanın en gözde kültür ve sanat merkezlerinden biri haline gelecek” diyor.
DÜNYADAN ÖRNEKLER YOL GÖSTERECEK
Yedikule Hisarı’nın İstanbul’un en önemli tarihi yapılarından biri olduğunu vurgulayan Başkan Turan, “Burası 5’inci asırdan bugüne kalmış olan Altın Kapı, yani Porta Aurea, II. Thedosius zamanında inşa edilmiş olan kara surları, Fetih sonrası yapılan iç kale ve kuleleri ile gözbebeği bir anıt eser. Bu proje uluslararası standartlarda, üst düzey bir restorasyon ve yeniden işlevlendirme projesi olarak ele alınıyor. İtalya’daki Doria Kalesi, Estonya’daki Haapsalu Kalesi, Belçika’daki Villers Abbey, İspanya’daki Coracera Kalesi, İngiltere’deki Astley Kalesi restorasyonu gibi hassasiyetle ele alınmış örnekler, Yedikule Hisarı projesinin yüksek standartları için yol gösterici oldu” diye konuşuyor.
ORTAK KÜLTÜR MİRASI
Yapımına 5’inci yüzyılda başlanan ve Doğu Roma İmparatorluğu Dönemi’nde şehri çevrelemesi için yapılan Yedikule Hisarı’na ismini veren yedi kuleden üçü Bizans döneminde dördü ise Osmanlı zamanında yaptırıldı. Yedikule Hisarı, Bizans’tan bu yana tarih boyunca farklı amaçlar için kullanıldı. Bizans dönemi kara surları ve en önemli kapılarından Altın Kapı ile Osmanlı döneminde inşa edilen kule ve surlardan oluşan yapı kentin çok kültürlü ortak kültür mirasının en görkemli anıtlarından biri. Yedikule Hisarı, çoğunlukla zindan olarak anılsa da aslında yapılış amacı şehre gelen yabancı kralları ve yabancı ülkelerden gelen mevki sahibi kişileri görkemli bir giriş kapısıyla karşılamaktı. M.S. 413-439 yılları arasında, Kral II. Teodosios döneminde yapımı tamamlanan yapının bugünkü halini alması ise İstanbul’un fethinden sonraya dayanıyor. Hisar, Osmanlı döneminde hapishane, darphane, sanat evi, hayvanat bahçesi olarak kullanıldı ve hatta uzun bir süre Osmanlı hazinesi burada muhafaza edildi. Hisarların içerisinde bir de mahalle vardı ve İstanbul Fethi’nden sonra inşa edilen ilk cami bu hisarların içerisinde yer alan Yedikule Hisarı Fatih Camii’dir.