Güncelleme Tarihi:
Bir yazarın eserlerinden seçmeler yapması, yazdıklarının hangilerini önemli bulduğuna dair bir ipucudur. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ‘Anmalar Armağanlar’ kitabına baktım. Seçtikleri isimler arasında ben de vardım. Edebiyatçılar hakkında bu tür kitapları sağlığında çıkarmak, onun da bu kitabı görmesini sağlamak benim kanaatimdir.
Kitap yayımlandıktan sonra İlhan Berk İstanbul’a gelmiş, Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nde kitabını imzalamıştı. Gelen okurlarıyla da kitap hakkında sohbet etmişti.
Kitaplığımdan bir başka kitap da ‘Kendi Seçtikleri’ dizisinde yayımlanan ‘Saklı Su’. Hürriyet Yayınları’nın yönetiminin başındayken böyle bir diziye başlamıştım. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bu diziyi sürdürmesini önermekteyim; bir kişi üzerine birçok yazarın düşüncelerini içermesi araştırmacılar, eleştirmenler için de önemli bir toplam işlevi taşıyor. Ben de o diziye Cemal Süreya’yı hazırlamıştım.
Milli Eğitim Bakanlığı bir dönem klasikler dizisine ara vermişti. Hürriyet Yayınları ilk kuruluş döneminde Adnan Semih Yazıcıoğlu’nun yönetimindeydi. Yabancı yayınların başında Selâhattin Hilâv, yerli yayınların başında da ben bulunuyordum. Baktım raflarda bir yeşil kaplı kitap duruyor. Lucretius’un ‘Evrenin Yapısı’ kitabı; çevirenler Tomris Uyar ve Turgut Uyar. Çeviri Türk Dil Kurumu Çeviri Ödülü’nü kazanmıştı.
O dizideki kitaplar MEB Yayınları’nın yerini almıştı.
***
Uzun yıllar öncesinin bir dostumun, bir ortağımın kitabına rastladım. Mehmet Selâhattin (1923-2004) iyi bir romancıydı, birlikte Değer Yayınları’nı kurmuştuk.
‘Şehirde İnsan Yoktu’ya baktım, tanıtım yazısı şöyleydi:
“Sosyo-ekonomik koşulların aile bağlarını koparıp kişileri tek başına topluma fırlatışının romanıdır. Bir genç kızın acımasızlıklar ortamında direnişini ve çırpınışını belgeleyen yaşama destanıdır. Sağlam bir roman dokusu içinde gerçekçilikle duygusallığın başarılı bireşimi, bu eserin dikkat çeken özelliğidir.”
***
Korsan kitapçılarla mücadele süregelen bir uğraş. Bir çalıntı öyküsü ile yazımı bitirmeliyim.
Bir yayınevi ünlü Rusça çevirmeni Hasan Âli Ediz’in bir kitabının korsan baskısını yapıyor. Peki Ediz çalıntıyı nasıl ispat ediyor? Korsan yayıncı kitabı okumadan dizgiye verdiği için yanlışıyla basmış. Çevirmen, bu yanlış sayesinde kitabını kurtardı. Yanlış anımsamıyorsam Maksim Gorki’nin bir kitabıydı...