Güncelleme Tarihi:
Amerikalı romancı ve öykü yazarı Bernard Malamud, Saul Bellow ve Philip Roth ile birlikte, 20. yüzyılın en tanınmış Amerikalı Yahudi yazarlarından olarak kabul edilir. Birçok edebiyat ödülü kazanmış, eserleri sinemaya uyarlanmış büyük bir usta. 1970’li yılların başında Türkçede yayımlanmaya başlamış. ‘Çırak’, ‘Kiev’deki Adam’ gibi romanlarıyla tanımışız onu. Sonra 40 yıl kadar unutuluşa terk etmişiz bu önemli yazarı. 2013’ten itibaren Kafka Kitap, Malamud’un eserlerini yeniden Türkçede yayımlamaya başladı. ‘Tamirci’, ‘Çırak’ ve ‘Sihirli Fıçı’dan sonra Malamud’un yeni çıkan eseri ‘Kiracı’.
Bernard Malamud’un altıncı romanı ‘Kiracı’, 1971’de yayımlanmış. Roman biri Yahudi, diğeri Afro-Amerikalı iki yazarın arasındaki dostluk ve rekabet hakkında olsa da bizim için çok güncel bir konuyu işliyor. Çünkü ‘Kiracı’ bir yanıyla kentsel dönüşüm öyküsü.
Harry Lesser, New York-Brooklyn’de yıkılmak üzere olan bir apartmanın son kalan kiracısıdır. Apartmanın tüm daireleri boşaltılmış, geriye sadece Harry’nin yaşadığı daire kalmıştır. Lesser, daireden çıkmamak için direnir. Bu direnişi hem yasaları, kiracı haklarını iyi bilmesi hem de iyi avukatlar sayesinde olur.
Malamud’un çıkış noktası, 1969’da New Yorklu ev sahiplerinin binalarını yıkıp yeni ofis binalarına dönüştürme çabaları sırasında kiracılarının başlarına gelenleri okuduğu bir dizi haber olmuş. Ev sahipleri inatçı kiracıları su, ısıtma, telefon, asansör gibi apartmanların temel hizmetlerini keserek evlerden çıkmaya zorluyormuş. Lesser’in ev sahibi Levenspiel de benzeri şeyleri yapmanın yanı sıra yalvarma, kendini acındırma ve rüşvet teklif etme gibi yöntemleri de deniyor.
Daha önce biri başarılı, diğeri başarısız iki romanı yayımlanmış Harry’nin oturduğu daireden çıkmamasının nedeni 10 yıldır emek verdiği kitabını bitirmek istemesidir. Lesser yeni ev bulma, taşınma gibi sorunlarla uğraşmak istemez, kitabını bitirmeden hiçbir yere gitmeye niyeti yoktur.
Harry, bir yandan romanını yazmaya çalışıp diğer yandan dairesini boşaltmaya zorlayan ev sahibi Levenspiel ile mücadele ederken terk edilmiş binada kendisinden başka biri daha olduğunu keşfeder. Bu, ilk kitabını yazmak için kendine gözlerden uzak, uygun bir yer arayan Afro-Amerikalı yazar adayı Willie Spearmint’tir.
Eserlerini yazma sürecinde olan iki yazarın bir araya gelmesi zaten bir çatışma yaratacakken bir de yazarlardan birinin Yahudi, diğerinin Afro-Amerikalı olması daha büyük sorundur. İki yazar bir yandan sanat anlayışları, estetik bakışlarıyla kişilik çatışması yaşarken diğer yandan etnik bir kavganın da aktörleri olmak üzeredir. Henry, Yahudilere hiç sempati duymayan ama Yahudi sevgilisi olan siyahi yazar adayı Willie Spearmint ile yeni bir çatışma alanına girer. Henry ve Willie sanatsal rakipler ve huzursuz komşular olarak kendilerini gerilim ve zoraki dostluğun yaşandığı garip bir ilişki içinde bulurlar. Willie’nin sevgilisi Irene’in de dahil olması ve ortaya bir aşk üçgeni çıkması ile gerilim amansız bir çatışmaya dönüşür.
‘Kiracı’da Malamud, kişisel ve sanatsal rekabetten yola çıkarak iki yazarın dostluklarını ve çatışmalarını anlatırken ırk, kimlik ve bir arada yaşamak gibi insanın temel meselelerini ustaca tartışmaya açıyor. Siyahlar ve Yahudiler arasındaki gerilimli ilişkiyi ele alırken yıkılmaya çalışılan bina örneğinde kent yaşamına dair keskin gözlemler de yapıyor.
Malamud’un ‘Kiracı’da ele aldığı insan doğası, önyargı ve sanatsal ifade arayışı gibi temalar yazıldıkları yıllarda olduğu kadar bugün de geçerli olan evrensel konular. Malamud, insan ilişkilerinin inceliklerini ve çatışan kimliklerden kaynaklanan içsel çatışmaları ustaca anlatıyor. Diğer yandan da kahramanlarının temsil ettiği kimliklerle bağnazlık ve ayrımcılığın yıkıcı sonuçlarını örnekliyor. Okurları kendi önyargılarıyla yüzleşmeye ve insan deneyiminin doğasında var olan karmaşıklıklar üzerine düşünmeye zorlayan duygu yüklü bir roman ‘Kiracı’.