Güncelleme Tarihi:
Uzun yıllar önce, bayramlarda, tatillerde, İstanbul’da yaşayanların çoğunluğu şehir dışına çıkmazlar, daha çok İstanbul’un sayfiye semtlerini tercih ederlerdi. Başta Adalar olmak üzere Boğaz’dan Suadiye’ye uzayan bir listeden seçim yapılırdı. Bayramlarda ve bütün yaz ayları boyunca açık hava sinemaları ve Türk müziği icra edilen gazinolara gidilirdi. Bunlardan bazılarını anımsıyorum, gidip dinlediğim yerlerdi çoğu.
Tepebaşı Gazinosu, Küçük Çiftlik Parkı, Çifte Saraylar (Cağaloğlu’ndan aşağıya inerken geniş bir alandı), Büyükdere Beyaz Park, Üsküdar Salacak, Caddebostan Plaj Gazinosu... Bir de İzmir Fuarı’nda Türk müziği solistleri. Bahçe sinemalarında da tulûat tiyatrolarını seyrederdik. Grupların içinde en tanınmışı Dümbüllü İsmail’in grubuydu. Bir de onun pişekârı Tevfik İnce vardı.
Klasik Batı müziği konserlerinin yaz aylarında yapıldığını anımsamıyorum. Bazı plajlarda, otellerde ikili, üçlü Batı müziği çalan gruplar vardı. Yazlık gazinoların hepsinde solistlerden önce fasılları dinlerdik. Fasıllarda, Ağyazar, Celâl Tokses, Tahsin Karakuş söylerdi.
Küçük Çiftlik Parkı’nda pazarları ailece Münir Nurettin Selçuk’u dinlerdik. Söylediği besteler üzerine de konuşurdu. Hiç kuşkusuz Selçuk’u yalnız bahçe gazinolarında dinlemedim, kapalı salonlardaki konserlirinin çoğunu kaçırmazdım. Gene aynı mekânda iki saz ustasını çok dinledim, biri udî Yorgo Bacanos, diğeri de piyanist Feyzi Aslangil. Saz eserlerinde Bacanos, kadanslarıyla ustalığını gösterirdi.
Feyzi Aslangil, Türk müziğini piyanoda çalan bir virtüözdü. Radyoda her pazar saz çaldığı saz eserlerine hayrandım. Ondan sonra gelenlerin o düzeye ulaştığını sanmıyorum. Yıllar sonra makaralı teybim için TRT’den onun bandını çekme müsaadesi aldım. Kalan Müzik’in sahibi Hasan Saltık’a onun CD’sini yapmasını söylediğimde, elinde kaydının olmadığını söyledi. Sonra benim verdiğim o kayıtla CD yayımlandı. Orada dinlediğim solistlerden biri de Türk müziğinin sopranosu Sabite Tur Gülerman’ndı, Selâhattin Pınar’ın bestelerini okur, Pınar da ona sesiyle ve tanburuyla eşlik ederdi.
Tepebaşı’nda bir zamanların umudu Ahmet Üstün söylerdi. Sahnede acı anılar da olurdu.
Klarnetin ustası Şükrü Tunar, belleğim beni yanıltmıyorsa kalp krizinden sahnede ölmüştü. Yakın tarihte de Caddebostan Gazinosu’nda sevdiğim besteci Yusuf Nalkesen’le beraber Zeki Müren’i dinlemiştim. İkimize de sahneden anons ederek birer şarkı armağan etmişti. Yazımızın amacını yineleyelim, adını andığım sanatçıların icralarını ve bestelerini mutlaka dinleyin.