Yayınevlerinin Nobel rekabeti

Güncelleme Tarihi:

Yayınevlerinin Nobel rekabeti
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 15, 2019 12:25

Yayıncılar arası yarış, büyük edebiyat ödüllerini alan yazarlar belli olunca başlar; telif ajanslarının telefonları susmaz. Her yayınevi, ödülü alan yazarın telifli olan yeni kitabını, son kitabını yayımlamak için seferber olur.

Haberin Devamı

‘Hatırlamak’ sayfasında Nobel Edebiyat Ödülü için yaşadıklarımıza değinmiştim. Toni Morrison’ın ölümünü okuyunca onun kitabını yayımlayabilmek için çalışmalarımızı belleğimde tazeledim.
Yayıncılar arası yarış, büyük edebiyat ödüllerini alan yazarlar belli olunca başlar; telif ajanslarının telefonları susmaz. Her yayınevi, ödülü alan yazarın telifli olan yeni kitabını, son kitabını yayımlamak için seferber olur.
Sedat Simavi ile konuştuktan sonra, Simavi Yayınları’nı kurmuştuk. Yayınevini ben yönetiyordum, kuruma karşı sorumlu bendim.
Konur Ertop yerli yazarlar bölümünün başındaydı, Ataol Behramoğlu da yabancı yazarların bölümünü yönetiyordu.
Hepimiz Nobel Edebiyat Ödülü’nün ilan edilmesini bekliyorduk. Çünkü bu, yeni kurulan bir yayınevinin ilk başarısı olacaktı.
Amerikalı yazar Toni Morrison’ın (1931-2019) kazandığını öğrenince fakslaşmalar başladı. İki yayınevi kitabın peşindeydik; Can Yayınları ve Simavi Yayınları.
Yurtdışındaki temsilcilerimizin de bizim çabalarımızın oraya iletilmesinde büyük yardımları oldu.
Sonunda ‘Sevilen’ kitabını yayımladık. Ondan sonra başka kitapları da yayımlandı. Nobel ödüllü telifli kitapları yayımlamak prestij açısından da satış açısından da önemliydi.
Diğer bir Nobel olayını da tekrar yazmam gerekiyor.
Hem Hürriyet Yayınları’nın yöneticisi idim hem de Altın Kitaplar Yayınevi’nin.
O yıl da ödülü Avustralya’da yaşayan Patrick White kazanmıştı, iki yayınevinin de Nobel Dizisi vardı.
Çalışmalarımda şöyle bir kardeş payı yapmıştım; sabah Hürriyet Yayınları’nda olduğum için sabah gelen önerileri orada değerlendirirdim, öğleden sonra da Altın Kitaplar Yayınevi’ne gelen önerileri değerlendirirdim.
İki rakip yayınevinde de çalışmamı sağlayan iki sevgili dostu anmalıyım, Hürriyet’in başında bulunan Nezih Demirkent’i.
Ve Altın Kitaplar Yayınevi’nin sahiplerinden yayınevini yöneten Dr. Turhan Bozkurt’u... Babıâli’de şimdi böyle, insana güvenmeyi bilen kaç kişi var...
Şair Adonis; iyi şair, sevgili dostum Özdemir İnce’nin iyi dostuydu. Birçok yerde o yıl (2003) Adonis’in Nobel’i alacağı yazılmıştı. Onun hakkında Nobel konuşması için hazırlıklar yaptım, CNN Türk’ten de konuşma yapmak için çağırmışlardı. Özdemir İnce de beni telefonla arayarak Adonis’in, misafiri olarak Mersin’de olduğunu, haber ajansı muhabirine haber vermemi söyledi.
Masamdan kalktığımda birden önüme gelen ajans haberi beni şaşırttı, ödülü J. M. Coetze kazanmıştı.
Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan eğer romancıysa kitapları hemen yayımlanır, okur da bulunur, eğer denemeci, tiyatro yazarı ise pek ilgi görmez.
Okuma anımsatması:
Toni Morrison
J. M. Coetze
Orhan Pamuk
Ve bütün Nobel Ödülü alanlar...
Kütüphanenizde bir Nobel köşesi yapmanızı öneriyorum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!