ELVİN VURAL - elvinvural@gmail.com
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 12, 2023 09:02
Lara Ögel, ilk kişisel sergisinde bir simyacı rolüne bürünüyor. Toprağın altı, toprağın üstü ve gökyüzünde var olanların izini takip ederek kendi varoluşunu anlamlandırmaya çalışıyor. Eserler, efsunlu bir dille sanki birbiriyle konuşuyor.
Nicholas Christopher’ın bugün ancak sahaflarda bulunabilen ‘Yıldızlara Yolculuk’ kitabında ana karakter Enzo, zihnini odalara ayırabileceğini ve bu odalarda sonsuz bilgiyi saklayabileceğini keşfeder bir şekilde. Lara Ögel’in ‘Üzerimdeki Yıldızlı Gökyüzü ve İçimdeki’ başlığını taşıyan ilk kişisel sergisini Galerist’te gezerken, ben de kendimi sanatçının zihnindeki odalar arasında geziniyormuşum gibi hissettim.
Lara Ögel, bu sergide bir simyacı rolüne bürünüyor. Toprağın altı, toprağın üstü ve gökyüzünde var olanların izini takip ederek kendi varoluşunu anlamlandırmaya çalışıyor. Malzeme kimi zaman keten, kimi zaman yaldız, kimi zaman sırlı seramik, kimi zaman da mermer veya pirinç oluyor. Farklı malzemeleri harmanladığı eserleri, efsunlu bir dille sanki birbiriyle konuşuyor. Sergide yer alan eserler, amorf formlara yaptığı pırıltılı dokunuşlarla estetik anlamda göze hitap eden bir bütüne dönüşüyor.
Sergiyi gezmeye hepsi aynı anda sönmüş gibi duran bir dizi mumun yanından geçerek başlıyorsunuz. Sonra kitap kapaklarıyla karşılaşıyorsunuz. Keten üzerine yaldızlı desenlerle kitap kapağı formunda oluşturulmuş bu seriye bakarken, sanki burnunuzun ucunda kadim bir bilgi duruyormuş, fakat ona erişemiyormuşsunuz gibi hissediyorsunuz. Bakanda güçlü duygular tetikleyen bu seri, minimalizmi benimseyen anlatıların ne kadar güçlü ve katmanlı olabileceğinin kanıtı.
Odaların köşelerindeki mumlar, bu karanlık mekân ve mekânı dolduran tekinsiz ve dünyevi olmayan ses, bir ayin biraz önce bitmiş ve siz de hemen arkasından vuku bulduğu yerleri geziyormuşsunuz hissi yaratıyor.
Bir odadan diğerine geçerken, nihayet sona varıyorsunuz.
Karşınızda serginin kalbi, ‘Aurora’ var. ‘Aurora’, Lara’nın ‘Mundessa’ (2018) işini yeniden yorumladığı bir eser. ‘Mundessa’da olması gereken yerde, yani zeminde duran yatak, bu sefer havada asılı duruyor ve çizgisel bir kutup ışığına dönüşüyor. Böylece domestik alandaki bir nesnenin ucu, kozmik olanın görüntüsüyle bağ kuruyor.
Küratör Naz Cuguoğlu, serginin kalbini neden bu eserin oluşturduğunu şöyle anlatıyor: “Sergi yarı-kurgusal öykülere, ölümlülük gerçeğine, bilinçaltındaki
rüya nesnelerine ve simyaya dair sembollerle dolu. ‘Aurora’, yani Kuzey Işıkları, Lara’nın yerleştirmesinde hayat buluyor. Bu göz alıcı doğa olayı asırlardır da mitolojik öykülerde yer bulmuş. Kuzey Amerika yerli halkının inanışına göre örneğin ışıklar yeryüzünde aramızdan ayrılmış sevdiklerimizin ruhunu simgeliyor. Bu anlamda serginin kalbini oluşturan ‘Aurora’ bir perde olarak sergide bildiğimiz anlamdaki gerçekliğin ötesine uzanan bir eşiği simgeliyor. Mekândaki güçlü ses yerleştirmesi diğer odalara da sızarak bu öteki gerçekliğin kapılarını aralıyor ve izleyicileri büyülü bir yolculuğa davet ediyor.”
Lara Ögel’in ‘Üzerimdeki Yıldızlı Gökyüzü ve İçimdeki’ sergisi, 20 Mayıs’a kadar Galerist’te.