Güncelleme Tarihi:
Kendi sesini bulmuş, kurmaca evrenini meydana getirmiş ve özgün anlatım dilini yakalamış yazarların dünyasında gezinmek, edebiyatın peşinde yol alan okurların yegâne arzusuna dönüşüyor bir noktadan sonra. Bu arzularına cevap bulabilmek içinse öykü, ıskalanamayacak duraklardan biri onlar için çünkü edebiyatımızın en güçlü damarlarından biri olarak bu yönelime cevap verme gücünü her zaman içinde taşıyor. Özellikle yakın geçmişte ortaya çıkmış isimlerle halihazırda güçlü bir geleneğe sahip olduğumuz öykücülüğümüzün daha da zenginleştiğini görüyoruz. Bu isimlerin en öne çıkanlarından biri de Bora Abdo şüphesiz. Sait Faik Hikâye Armağanı’nın da sahibi olan Abdo, öykücülüğümüzde kaplamaya başladığı alanla kendinden söz ettirmeye uzun süre devam edeceğe benziyor.
Bora Abdo şimdi yeni bir öykü kitabıyla çıkıp geldi okurlarının karşısına: ‘Hayalî’nin Tesadüfleri’. Abdo bu kitabıyla yazının hemen başında dile getirmeye çalıştığım ‘kendi sesini bulmuş yazar’ nitelemesinin içini tıka basa dolduruyor.
‘Hayalî’nin Tesadüfleri’nde Abdo, düş ve gerçeğin birbirine karışıp da artık ne düş ne gerçek, kendine has yeni bir düzlemi oluşturduğu dünyadan ses veriyor okuruna. Kitapta bir araya gelen öykülerde gerçek, yine gerçek; aynı şekilde düş de; fakat Bora Abdo’nun kendi dünyasından yansımalarıyla buluyor bu kavramlar rengini. Abdo’nun yazı dünyasında daha önce gezinmiş okurlar, yazarın bu düş ve gerçek algısını çok daha net bir şekilde fark edecektir çünkü kaleminden çıkmış her kitap, bir bütünün farklı parçalarını meydana getiriyor. Dolayısıyla Abdo’nun yazdıklarını birbirine eklemlenen zincirin parçaları olarak okumak mümkün. ‘Hayalî’nin Tesadüfleri’ne de bu anlamda nitelikli bir zincirin yine nitelikli bir halkası gözüyle bakabiliriz.
‘Karanlık bir dünya’ vaat eder okurlarına Bora Abdo yazdıklarıyla. Var- oluşa dair sorgulamalarla birlikte bu karanlığı okurlarına da yansıtır. İnsanın içindeki karanlıkta kalmış her nokta, her duygu Abdo’nun kaşımak, üzerine gitmek istediği izlekler olarak karşımıza çıkar öykülerde. Bu karanlık yanların bir şekilde yüzeye çıkması için didinir yazar. Karanlıklarla hesaplaşılmadıkça aydınlığın ne olduğunu anlayamayız, der gibi bu kitabındaki her öyküsünde Abdo ve tam da bundan, kimi zaman ‘çiğ’ denebilecek manzaraları bile öyküsünün/öykülerinin başköşesine oturtur. Oturtur ki bu çiğliğin de insana dair manzaraların en önemli yansımalarından biri olduğu görülsün. Biz de bu karanlık manzaraların karakterler üzerindeki etkilerini, bu etkilerin öyküyü nereye vardıracağını okuruz. ‘Hayalî’nin Tesadüfleri’nde bu karanlığın yönü aile, şiddet ve ölüm üzerinde biçim buluyor daha çok. Kitabın başkenti ise Adalar. Abdo, Adalar’ı, tüm yalnızlığı ve kasvetiyle taşıyor öykülerine.
13 öyküden mürekkep Bora Abdo’nun yeni kitabı. Üstelik sadece 76 sayfa; incecik. Fakat bu küçücük kitaba öykünün imkânlarının sınırsızlığını yeniden hatırlatacak denli güçlü metinler sığdırmayı başarmış Abdo. Kitapta bir araya gelen öyküler insanın karanlık yanından ses veriyor olsa da yazar, bu karanlığı edebiyatın gücüyle ışıldatıyor.