Unutamadığım dost: Yaşar Kemal

Güncelleme Tarihi:

Unutamadığım dost: Yaşar Kemal
Oluşturulma Tarihi: Şubat 22, 2018 14:47

Yaşar Kemal aramızdan ayrılalı üç yıl olmuş. Yıldönümlerinde anılar tazelenir, en azından kitaptaki işaretli satırlar yeniden okunur. Konuşmaları kulağınızda çınlar, birlikte yurtiçi ve yurtdışı geziler bellekte yeniden yaşanır...

Haberin Devamı

Yaşar Kemal, Basınköy’de oturduğu yıllar uzun yürüyüşler yapardı. Yaparmış demek daha doğru, çünkü o uzunluktaki yürüyüşe hiçbir zaman katılmadım. Ancak evinin denize bakan bahçesinde konuşmalar yaparak dolaşırdık.
Akşamüstü ziyaretlerinde ise şimdi aramızda olmayan eşi Tilda Kemal’in de katıldığı edebi konuşmalar yapardık. Bir de seyrek de olsa Tilda’nın ikram ettiği tek buz atılmış bir kadeh kırmızı şarabı içerdim.
Yaşar Kemal’in eşlerini ben sevdim, onlar da beni sevdi.
Ayşe Semiha Baban ile nikâhlarına yurtdışında olduğum için katılamamıştım. Sonrasında Sarayburnu’nda beraber bir kutlama yemeği yemiş ve fotoğraf çektirmiştik.
Yemek faslına gelince... Evde küçük biber dolmalarını ikram ederken, bunların insanı şişmanlatmadığını iddia ederdi Yaşar Kemal. Kendisi de çok severdi çünkü.

Haberin Devamı

1982 yılında Uluslararası Cino Del Duca Ödülü’nü aldığı gece Paris’te Seine Nehri’nin kıyısında yemek yemiştik. Ben, Zülfü Livaneli ve Garbis Keşişoğlu mönüden normal yemekleri söylerken, Yaşar Kemal salataları tercih etmişti. Ama sonra bize imrendiği için yemeklerimizin tadına bakmaktan da kendini alamamıştı.
Balık konusunda uzmanlaştığı için Ayşe Semiha Baban’la evlenip Anadolu tarafında yaşamaya başlayınca oranın balık lokantalarına giderdik beraber.
İyi bir konuşmacıydı. Türkiye İş Bankası’nın her yıl öğrenciler için yayımladığı antolojinin tanıtım toplantısında, çocuklara, çocuk edebiyatına dair konuşmalar yapardı.
MSGSÜ’de ‘onur doktoru’ toplantısını da unutamam. Soruları yanıtlamış, adeta bir ömrün özetini birkaç cümleye sığdırmıştı.
Barselona’daki, Paris’teki ödül günlerini hiç unutmadım. Oralarda yaşayan okurları otelde sıra beklerlerdi onu görmek için.
Üzerine yapılan toplantılarda pek çok konuşma yaptım. Bu konuşmalar bana bir büyük yazar hakkında çeşitleme yapma özelliği kazandırdı. Öylesine zengin malzeme vardı ki, her zaman farklı bir yönü sizi büyülerdi.
Benim savım şudur: Büyük yazarlar bir kez okunmakla anlaşılmaz, derinliklerine varılmaz. Yıldönümleri de bu okumalar için fırsattır.
Yaşar Kemal’i anarak yeniden okumanızı salık veririm.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!