Umut etmek bile lüks olduğunda...

Güncelleme Tarihi:

Umut etmek bile  lüks olduğunda...
Oluşturulma Tarihi: Şubat 24, 2023 19:37

Mieko Kawakami’nin ‘Memeler ve Yumurtalar’ı, hayata tutunmaya çalışan yoksul insanları anlatıyor. Pencereleri olmayan evlerde oturanlar için mutluluk ufuktan uzakta görünür. Kimi dış görünüşünü değiştirerek kurtulabileceğini düşünür bu girdaptan kimi ise dünyaya yeni bir can getirerek...

Haberin Devamı

Acının, fakirliğin, tüm zorluklara rağmen hayata tutunma kavgasının dili, dini, ırkı olmuyor. Dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın insan eğer şanssız başlamışsa hayata hep eksik kalıyor ve adalet ona pek uğramıyor. Mieko Kawakami’nin ‘Memeler ve Yumurtalar’ adlı kitabı bu yazdıklarımı ispat ediyor. Natsuko, Japonya’da yaşıyor mümkünsüzlüğü. Gece kulübünde komi olarak çalışan anneannesi ve aynı yerde konsomatrislik yapan annesiyle birlikte yaşama tutunmaya çalışıyor. Alkolik babasından kaçınca anneanneye sığınıyorlar. Bir de ablası var ki o da ailedeki kadınların kaderini paylaşıyor. Anneannesi ve annesinin çalıştığı gece kulübünde konsomatris olarak hayatını kazanıyor. Bir adama gönül veriyor, babası gibi çıkıyor. Kızıyla bir başına kalıyor. Penceresiz bir hayat onlarınki. Bir evin ne kadar penceresi olduğu ve onların büyüklüğü zenginliğin göstergesi. Çok tanıdık geliyor fakirliğin tarifi. Japonya’ya çok uzak bizim coğrafyamızda da fakirlik ölçütü, bir evin pencerelerin sayısı ve büyüklüğü.
Natsuko görece en şanslıları çünkü anne ve anneannesi art arda kanserden göçünce ablası onun bakımını üstleniyor. Okutuyor, bir şansı olsun istiyor. Çok geriden başlasa da 30’larını geçince ancak kapatıyor arayı ve dümeni eline alıyor. Natsuko kendi kanatlarıyla uçmaya karar verince Tokyo’ya taşınıyor. Hayali yazar olmak. Hikâyelerini dergilere, yayınevlerine yollayarak onlardan haber beklerken yarı zamanlı işlerle idare ediyor. Bir gün ziyarete geliyor ablası ile yeğeni. Yeğeni suskunluğu seçmiş, annesiyle konuşmuyor. Sonradan anlıyoruz ki küçük kızın suskunluğu da çaresizlikten. Annesinin o hâlini görüp ona yardım edememenin acısıyla en azından onu kırmamak için konuşmamayı seçiyor. Ablanın ise tek derdi memeleri. Estetik olmak istiyor çünkü sanki memeleri büyük ve uçları ırkındaki diğer kadınlardan farklı görünerek pembe olursa talihi değişir diye düşünüyor.

Haberin Devamı

Bir gün talih gülüyor Natsuko’ya, yazdıkları kabul görüyor, güzel övgüler alan bir yazar oluyor. Ama bitmiyor çaresizliği. Çünkü aslında umutlu olmayı bilmiyor Natsuko. Umut etmek onun mümkünsüzlükle yazılan kaderi için bir lüks. Bir çocuğu olursa değişir yazgısı diye düşünüyor. Ablasının memelere taktığı gibi o da yumurtalara takıyor. Çocuk sahibi olmak için yapay döllenme yollarını araştırmaya başlıyor. Bu şekilde dünyaya gelen insanlarla tanışıyor. Kitap bu noktada çocuk sahibi olmayı tartışmaya başlıyor. Sahi neden çocuk sahibi oluruz? Kawakami cevaplıyor: “Bebekler sevimli olduğu için. Yetiştirmek istediğim için. Kendi çocuğumla buluşmak istediğim için. Kadın olarak bedenimi sonuna dek kullanmak istediğim için. Sevdiğim kişinin genini bu dünyada bırakmak istediğim için. Şunlar da deniyor: Yalnız olduğumdan, yaşlılığımda bana baksın diye...”
İkinci bir tartışma da yapay döllenmeyle igili. Son dönemde sıkça tartışılan yönteme, bu şekilde dünyaya gelmiş karakterler cevap veriyor. İçlerinden biri var ki Yuriko Zen, işte onun hikâyesi kitap boyunca anlatılan acılara tüy dikiyor. Çocuk sahibi olamayan ailesi bir donörün spermiyle dünyaya getiriyor Yuriko Zen’i. Ve babası bildiği o adam hem kendi istismar ediyor Yuriko Zen’i hem de başkalarına satıyor. Bununla da bitmiyor Natsuko’nun şahitlikleri, spermini dünyanın en büyük armağanı olarak gören erkekler çıkıyor karşısına ya da babası belli olmadığı için birliktelik kurmaya değer görülmeyenler... Natsuko da yumurtalarından umut yaratmak için bir karar veriyor. Bu kararı ona mutluluk mu getiriyor, bu da kitabın sürprizi.
Efsane yazar Haruki Murakami’nin “Her okura yaşamın anlamını sorgulatan, sivri olduğu kadar büyüleyici bir roman. Roman kahramanı kesinlikle yaşıyor, sahiden nefes alıp veriyor” cümleleriyle tanımladığı kitap aslında acının evrensel olduğunun altını çizerken günümüz modern yaşamının ortaya çıkardığı tartışmalara da farklı bir yerden bakıyor.

Haberin Devamı

Umut etmek bile  lüks olduğunda...
Memeler ve Yumurtalar
Mieko Kawakami
Çeviren: Ali Volkan Erdemir
Doğan Kitap, 2023
432 sayfa.

BAKMADAN GEÇME!