Güncelleme Tarihi:
Ressam Habip Aydoğdu, 1970’lerden bugüne evrilen soyut dışavurumcu, neredeyse performatif yaklaşımıyla tuvali adeta bir mekân, kendini ise bu mekânda estetik ve felsefî arayışa çıkmış bir varlık olarak deneyimleyen, tutku yüklü bir imza.
Renk ve formlar aracılığıyla ikinci, üçüncü, dahası, dördüncü boyutun sınırlarını zorlayan ressam Aydoğdu, bu kez de tutkunu olduğu kırmızı rengin merkezine,
‘Kırmızı Yolculuk’ başlığıyla seyahat ediyor. Üstelik bunu yaparken, oğlu Özgür Aydoğdu’nun dijital ortama aktardığı, etkileşimli iPad uygulamasıyla, resimli ‘plastik’ günlüklerini de sanatseverlerle paylaşıyor. ‘Animasyon’ ve sessiz sinema dönemini çağrıştırır bu soyut yolculuk imgeleri, sanatçının kariyerinde yeni bir dönüm noktasının da habercisi olma özelliğini gösteriyor.
4 Ekim’e kadar Bodrum Belediyesi Şevket Sabancı Kültür ve Sanat Merkezi’nde izlenebilecek sergi, Aydoğdu’nun önceki aylarda İstanbul İş Sanat Kibele Galerisi’nde açtığı ‘Kırmızı’ ve Suriyeli şair Adonis’in eserlerine dahil ettiği şiirleriyle açılışına katıldığı, İzmir Folk Art Gallery’de Fahri Özdemir imzasıyla yer alan ‘Kan Kırmızı’ projelerinden sonraki üçüncü Türkiye durağı. Bodrum’daki sergi, Aydoğdu’nun 2010-2017 tarih aralıklı ‘Çare’ (2017), ‘Arayış’ (2017), ‘Cambaz’ (2017), ‘Yüz Bir Gül’ (2017) ve ‘Van Gogh için Sandalye’ (2010-2017) ile, ‘Kırmızı Sır’ gibi (2015-2017) üç boyutlu eserlerini de içeriyor.
Bunlardan ‘Kırmızı Sır’, bir mermi kutusu üzerine akrilik, ahşap ve cam malzemeyle üretilirken, ‘Van Gogh için Sandalye’, 37 yaşında hayata veda eden dışavurumcu Hollandalı ressama bir ithaf niteliğini taşıyor. Tek kişilik bir oyun, bir tür sahne-heykel gibi varolan övgü ve dramatizasyon yüklü bu çalışma için Aydoğdu, malzeme olarak ise ikinci el hasır bir sandalyeyi, akrilik boyayı, ustura, taş, ip ve postal gibi ‘biyografik’ nesneleri ve bir de yanmış Van Gogh kitabını seçmiş.
Bu arada, sergi hakkında kaleme alınmış bir metinde, ressam Aydoğdu’yla ilgili olarak özellikle şu ifadelerin altını çizmekte fayda bulunuyor: “Aydoğdu’nun geniş fırçalarla oluşturduğu ritmik ve dinamik lekelerle adeta meydan okuduğu, başkaldıran cesur resimleri; yaratma süreci boyunca sık sık yön değiştiren, bilinçaltının tetiklemesiyle başlar; fevri, atak ve spontan hareketlerle devam eden vahşi bir mücadele, kırmızı bir yolculuktur. Bu vahşi mücadele sırasında Aydoğdu, önüne çıkan tüm değerleri, bir bir evcilleştirir.”
Aydoğdu’nun imge ve simge arasında sürekli olarak bir müzakere yolu aradığı merak yüklüresminde, ışık ve rengin enerjisiyle, seçtiği kelimelerdeki çoğul anlamın doğurgan potansiyeli başı çekiyor. Aynı anda hem çok iyi bir virtüöz, hem de vokalist gibi hareket eden sanatçı, bir yanıyla hem eli sazında, sözü üzerimizde ‘küresel bir âşık’, hem de tıpkı okyanusun öte yanında, gitar, saksofon ve trompetiyle büyülerken vokalden de geri kalmayan eski blues ve caz ustaları veya gezgin ortaçağ ozanları, ‘Trobadour’lar gibi davranıyor, doğaçlamanın geri dönüşsüz ama cömert ısısına doğru yöneliyor.
Tuvali, dünyayı okuyup yazmak, çözmek ve düğümlemek için hem bir kitap, hem de defter, hatta bazen de silinebilir bir tahta olarak deneyimleyen, övgü ve eleştirinin hemzemin ve hem zamanda olabilirliğini insancıl bir kaygı iletecrübe etmemize vesile olan Aydoğdu’nun yapıtlarında, son dönemde insanlık için de felsefi ve etik bir derinliği olduğu düşünülebilecek kırmızı, beyaz ve siyahın ‘iletişimi’de özellikle öne çıkıyor.
Habip Aydoğdu’nun ‘Kırmızı Yolculuk’ başlıklı sergisi Bodrum Belediyesi Şevket Sabancı Kültür ve Sanat Merkezi’nde. Tel: 0252 382 47 37
Soyut dışavurumcu resimleriyle tanınan Habip Aydoğdu, bu kez tutkunu olduğu kırmızı rengi merkezine alıyor.