Güncelleme Tarihi:
Yaman Törüner’in ‘Yorumlu Hatıralar’ı sadece çeşitli hatıralar ve savunmaları değil aynı zamanda eleştiri ve çözümleri de içeriyor. Törüner, Türkiye ekonomisinin önemli ve kritik görevlerinde uzun yıllar hizmet etmiş bir isim. Önce İstanbul Menkul Kıymetler Borsası, ardından Merkez Bankası Başkanlığı ve 53’üncü hükümet döneminde de devlet bakanı olarak görev yapan Törüner, Türkiye ekonomisinin yakın tarihine dair pek çok konuya açıklama getiriyor.
Beş bölümden oluşan kitabın ilk bölümü ‘Borsa ve Öncesi’ 1975 yılıyla açılıyor; Törüner’in ABD Merkez Bankası Federal Reserve’de çalışan ve staj yapan ilk Türk olduğu Amerika’da... Burada öğrendikleri aslında gelecek yaşamında para piyasalarına ve ekonomiye dair bakışına çok şey katmış. Söz konusu yıllar, yani Türkiye’de özelleşme dönemine henüz girilmemiş dönem, Amerika’da özel sektörün atağa geçtiği yıllar aynı zamanda. Bu anlamda öğrendiği ilk şey şu olmuş Törüner’in; devletin yaptığı hemen her şey özel sektör tarafından da yapılabilir ama özel sektörde fark şudur ki, her işte mutlaka rakiplere ihtiyacı vardır. Burada küçük bir eleştiri ile beraber örnek veriyor: “Örneğin bizde olduğu gibi Türk Telekom’un rakibi olmadığı halde özel sektöre satılması, ABD’de mümkün olmazdı.”
ABD ile Türkiye kıyasında değindiği bir diğer nokta, bilhassa son yıllarda üzerine çok şey söylenen ancak ortak bir zeminde buluşulamayan ülkeye giriş çıkış ve göçmenlik meselesine dair. “ABD’de bu konu çok ciddi kurallara bağlı, bu sayede ülke dürüst, kaliteli vatandaş ve işgücü sağlıyor” diyor. Lakin Türkiye’de kontrolsüz biçimde çalışan yabancı nüfusun çokluğu ve bunun dezavantajlarına da değiniyor.
TÜRK EKONOMİSİNİ KURTARACAK ‘CİN FİKİRLER’
Para yönetiminin kurallarına değindiği kısımdaki tavsiyelerin tamamı kendi deneyimlerinden ve gözlemlerinden yola çıkarak verilmiş. Nedir bu kurallar? Misal, “Yatırımlarınızı çeşitlendirerek riski dağıtmalısınız” diyor Törüner ya da “En kârlı olandansa en az riskle en çok kâr edilene yatırım yapmalısınız”. Kitabın ‘Yanlış Kararlar’ adını verdiği kısmında ise 1994 krizini içeriden bir ses olarak anlatıyor. 1990 yılından başlayan piyasa ekonomisinden vazgeçiş stratejisinin etkilerine dair o dönem yaptığı uyarıları paylaşıyor. 1992 senesinde dönemin Devlet Bakanı Tansu Çiller ve Başbakanı Süleyman Demirel ile görüşmelerine değiniyor. Yine o yıllarda Tansu Çiller ve Margaret Thatcher’ın nasıl tanışıp bir araya geldiklerine dair kısım oldukça ilgi çekici.
Kitabın ikinci bölümü ‘Merkez Bankası ve Sonrası’, “Ne zaman yeni bir politikacı işbaşına gelse, bir veya birkaç dolandırıcı ortaya çıkar” diyerek başlıyor. Bilhassa azgelişmiş ülkelerde kaçınılmaz olan bu ‘şansını deneme’ girişimi kimi zaman karşılığını da buluyor şüphesiz. Törüner, Merkez Bankası’nda görev yaptığı dönemde karşılaştığı olaylardan birkaçına değiniyor. Bir dönem ülkedeki bütün arabaların dizel yapılması ve böylece 17 milyar dolar tasarruf edilmesi fikri gibi. Hatırlayanlar mutlaka olacaktır, buna dair bir özendirme belli bir zaman yapıldı da. “Neyse ki bu saçmalıktan az zararla vazgeçildi” diye bitiyor Törüner yorumunu. Tanık olduğu bir diğer örnek Boğaz’ın iki yakasındaki yeşil alan Hazine arazilerinin özel kişilere satılıp, buralara gökdelenler yapılması ve buradan elde edilecek kârla iç borçların tamamının kapatılması. Törüner, bu fikrin sahibinin şimdilerde batan bir bankanın eski sahibi olduğunu söylüyor.
Üçüncü bölüm ‘Bakanlık ve Sonrası Dönem’, 28 Şubat döneminde milletvekilliği süreci ve dönemin sıkıntılarına değiniyor. ‘Darbe sonrası değişen hükümet’, ‘Gelen hükümetin adının karıştığı yolsuzluk suçlamaları’ gibi pek çok arabaşlığa yer veren Törüner, 28 Şubat’ı anlamak için bilinmesi gereken konuların altını çiziyor. Çiller’in Başbakanlık’ın kendisine devredilmesiyle sorunun çözülebileceğine nasıl ikna edildiği, ikili oynayan milletvekilleri, Erbakan’la Genelkurmay Başkanı arasındaki özel görüşmelerde yaşananlar gibi pek çok soru ile çoğaltıyor bu tartışmayı.
Dördüncü bölüm ‘Özel Sektörde’ ile hem Amerika’da hem de Türkiye’deki tanıklıklarına değinirken Amerika’da karşılaştığı bir sendika toplantısından edindiği dersi paylaşıyor. İnsan hakları ve özgürlüklerin tam olarak verilmesi aynı zamanda sendikalaşmaya da imkân açmış ancak aynı kurum çalışanları üç farklı sendika kurmuşlardı, bu da işçiler arasında fikir birliğine varılmasının önünde engel teşkil ediyordu. Törüner’e göre bundan çıkarılması gereken ders, kapitalizmin aslında beslendiği güç olan “Bölen yönetir ve yöneten gücü elinde tutar”.
Kitabın son bölümü ‘Yaşam Kesitleri’ doğrudan Törüner’in aile geçmişi, özel hayatındaki tanışıklıklar ve dünyada “Bill Gates, Warren Buffet gibi isimlerin başı çektiği ‘hayırseverlik’ piyasasının Türkiye’de muadilini yaratmak mümkün mü?” gibi daha hayata dair soruları ve yorumları da içeriyor.
Törüner’in kitabı 1975 senesiyle açılıyor demiştik... O yıldan bu zamana Yaman Törüner, kendi yaşantısından satır başlarına değinirken bir yandan da hem yakın Türkiye tarihinin ekonomi politiğini değerlendiriyor hem de buna dair deneyimlerine dayanarak çeşitli tavsiyelerde bulunduğu bir izlek çıkarıyor.
YORUMLU HATIRALAR
Yaman Törüner
MD Basım, 2021
328 sayfa, 89 TL.