Türkiyeli ‘siyah’ların gerçek hikâyesi

Güncelleme Tarihi:

Türkiyeli ‘siyah’ların gerçek hikâyesi
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 22, 2022 11:10

Ümit Bayazoğlu imzalı “Arap Kızı Camdan Bakıyor/Türkiye’nin ‘siyah’ları”; çocukken lalettayin söylediğimiz ‘Arap kızı camdan bakıyor’ tekerlemesinin hiç de masum olmayan arka planını ve köleliğin bu topraklardaki acı dolu geçmişini anlatıyor.

Haberin Devamı

Ümit Bayazoğlu’nun kaleme aldığı “Arap Kızı Camdan Bakıyor/Türkiye’nin ‘siyah’ları” adlı kitabı okurken kendi adıma hicap duydum. Bu topraklardaki köleliğin tarihiyle bir biçimde ilgilenmemiş ve bu fenomenin kitlelerce önemsenmeyişinin altında yatan nedenleri hiç sorgulamamış olmama ve “Bizim buralarda siyahlarla alıp veremediğimiz bir şey yoktur, hatta Türkler severler zencileri” söyleminin ezberine kapılıp gitmeme kızdım.
Oysa yakın çevremde bile ‘Arap halayık’ hikâyeleri duymuş, bunun önemli günlerde aynı sofrada buluşan geniş aile mensuplarının, siyaset, din ve mirasın hakkaniyetli bölüşümü gibi kendilerince en önemli saydıkları mevzular bitip konuşacak laf kalmayınca başvurdukları diğer ehemmiyetsiz anılar gibi bir anı olduğunu sanıp itibar etmemiştim. Halbuki bu mevzu Türkiye’nin yakın tarihini anlamak adına ne kıymetliymiş. Meğer siyaset, edebiyat ve sanat dünyasında sevip saydığımız pek çok ismin bile bugün kendilerine açık açık ‘ırkçı’ dememizi gerektirecek bir ‘siyah köle’ geçmişi varmış.

Haberin Devamı

Antik Mısır ve Yunan medeniyetlerinden itibaren tüm imparatorluklar savaşlarda esir aldıkları insanların ticaretini yapmış. Nijerya, Çad, Sudan, Etiyopya gibi Doğu Afrika ülkelerinden zorla alıkonularak farklı coğrafyalara dağılan kölelere bizde yanlış olarak, çoğu Arap tacirler eliyle ve çoğunlukla Arabistan üzerinden geldikleri için ‘Arap’ denmiş.
Halk arasında yaygın olan ‘marsık’, ‘arapsaçı’, ‘gündüz feneri’, ‘Arap, yağı bol buldu mu orasına sürermiş’ gibi aşağılayıcı terim ve deyişler de buradan türemiş.
Cumhuriyet Türkiye’si siyahların genel durumunu ‘Uğurlugiller’deki, nihayetinde bir hizmet kölesi olan, Nurcihan Kalfa gibi sansa da Osmanlı İmparatorluğu’nun siyahları şiddetten tecavüze türlü işkenceyle sınadığı biliniyor. Atatürk’ten Hasan Âli Yücel’e, Tomris Uyar’dan Ahmet Hamdi Tanpınar’a tanıdığımız pek çok ismin ya zenci hizmetçisi, masajcısı, halayığı olması ya da zencilerden hafif bir tiksintiyle söz etmesiyse kitaptaki hayli şaşırtıcı ayrıntılardan yalnızca biri.

Haberin Devamı

Osmanlı’da sarayın harem bölümünden sorumlu ve elbette pek çoğu hadım edilmiş olan haremağalarının büyük bölümünü siyah köleler oluşturuyor. Haremdeki cariyelerin hizmetlerine bakan bu haremağaları zaman zaman şehzadelerle de ilgileniyor, bu eğitimli, ağırbaşlı ve bilge kölelerin sayıca çokluğu saray için bir övünç kaynağı oluyor. Siyahların köleliği yalnızca sarayda değil elbet, Osmanlı döneminde kendisine hizmetçi tutabilecek kudrette olan hemen herkesin konağında siyah hizmetçi bulundurulması vaka-ı adiyeden. Bu kölenin evin beyinin özel ihtiyaçlarına hizmet etmesinin de beklendiğini söylememize gerek yok elbette.
İstanbul’dan sonra zenci nüfusu yoğunluğunda ikinci sırada İzmir geliyor. İzmirli zenciler incir hasadı ve tütün tarlaları başta olmak üzere daha çok tarımda ve limanlarda çalışıyor. Kadınlarsa leblebi, dolma, susam helvası satıyor. İzmir’deki zenciler arasında İstanbul’da rastlanmayan dini bir kesim olan godyalar da bulunuyor. Bunlar sihir eksenli özel etkinlikler yapan bir tür tarikat. Tarikatın üyesi olmak isteyen zenci tütsülenerek tarikata alınıyor ve hasta insanları iyileştirmek, büyü yapmak, bozmak gibi türlü sorumlulukları oluyor.

Haberin Devamı

Kitabın en güzel bölümlerinden biri, Osmanlı’dan Türkiye Cumhuriyeti’ne bu ülkede yaşamış siyah sanatçılar, fotoğrafçılar, oyunculardan oluşan portreler geçidi... Kişilerin yüzlerine tek tek bakınca her birinin bir fenomenin parçası olmaktan çok, gerçek birer insan olduğunu görüyor ve bu topraklardaki siyahların tarihine çok daha yakından bakmak gerektiğini anlıyoruz.
Ümit Bayazoğlu’nu, gölgede kalana daha özenlice bakmamız gerektiğini hatırlattığı bu titiz çalışması için kalpten kutlarım. “Metrodaki ırkçı saldırı münferittir, bizim siyahlarla bir sorunumuz yok” ezberine inanmaya devam etmektense bu topraklardaki köleliğin geçmişi hakkında gerçekleri öğrenmek isteyenlereyse bu kitabı hararetle tavsiye ederim.

Haberin Devamı

Türkiyeli ‘siyah’ların gerçek hikâyesi
ARAP KIZI CAMDAN BAKIYOR-
TÜRKİYE’NİN ‘SİYAH’LARI
Ümit Bayazoğlu
Aras Yayınları, 2022
176 sayfa.

BAKMADAN GEÇME!