Türkiye-İtalya ilişkilerini anlatan kitaplar

Güncelleme Tarihi:

Türkiye-İtalya ilişkilerini anlatan kitaplar
Oluşturulma Tarihi: Eylül 04, 2020 09:31

Kırtasiye turlarımdan birinde Dr. Kâmil Kefeli bana ‘Türk-İtalyan İlişkilerinde Az Bilinenler’ adlı bir kitap armağan etti. Kitap benim de kişisel tarihimde bir yolculuk yapmamı sağladı.

Haberin Devamı

Babıâli’de bir kırtasiyeci dostumu ziyaret ettiğim bir gündü. Dükkânlardan birinde yanıma gelen Dr. Kâmil Kefeli bana bir kitap armağan etti: ‘Türk–İtalyan İlişkilerinde Az Bilinenler’. Yazarı Fabio L. Grassi. Kitabı dilimize Sadriye Güneş çevirmiş. Tarihçi Kitabevi tarafından yayımlanmış. İtalya’ya birçok kez gittim. Dostum Mehmet Demirel Hürriyet’in İtalya temsilcisiyken onunla birlikte Bologna Kitap Fuarı’nı giderdim.
Sevdiğim bir ülke; Milano’yu, Venedik’i, Floransa’yı da gördüm. Halkının sıcaklığını da unutamam. Venedik Bienali dolayısıyla gittiğim Venedik’te, Thomas Mann’ın ‘Venedik’te Ölüm’ünü anımsayarak gezdim. Sevgili dostumuz Prof. Dr. Oğuz Karakartal’ı Kıbrıs ziyaretlerimizde de Kıbrıs’taki Venedik etkisini ondan dinledik, örneklerini gördük. Karakartal’ın İtalyan kültürü ve dili ile ilgisi devam ediyor. Kıbrıs’ta çok sevilen çekirdek çitleme alışkanlığının da o dönemden kaldığını söylemişti bize. İtalyanca zaman geçirme anlamına gelen bu deyim Kıbrıs’ta değişime uğramış. Manisi bile var.
Gelelim ‘Türk–İtalyan İlişkilerinde Az Bilinenler’ kitabına...
Kitabın ilk sayfasında ne yazılı?
“Bütün Türk arkadaşlarıma.”
İlk makalesi için Grassi bilgi vermektedir: “Böylece İtalyan dirilişinin efsanevi kahramanı Giuseppe Garibaldi’nin gençliğinde başlayan İstanbul ve İstanbul’daki İtalyan camia ile temasları, İstanbul’daki İtalyan cumhuriyetçileri ele alan bir makale ile başlıyoruz.”
Garibaldi’nin konuşmasından bir bölüm, dünden bugünü görmek olarak yorumlanabilir:
“Sevgili arkadaşlarım,
Öyle bir gün gelecek ki, o gün insanlık artık despotluk ve rahipler tarafından birbirine düşman edilen birçok fraksiyona bölünmüş olmayacaktır.
O gün Canton Ticino’da ya da İstriya’da doğmuş olmanın pek bir önemi kalmayacaktır.” Konuşmanın yapıldığı tarihe dikkatinizi çekmek isterim: 5 Mayıs 1871. Grassi, ilişkiler konusunda daha fazla bilgi için Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı’nın arşivini salık vermektedir.
Garibaldi üzerine araştırmaların azlığına değinmektedir Grassi:
“Sonuç olarak, Türk tarihinin bugüne kadar Garibaldi’ye duyduğu ilginin yetersizliğini ifade etmeliyim.”
Her ülkenin yazarları, düşünürleri kendi millî kahramanları hakkında daha çok kitap çıkarılmasını isterler. Grassi, 1923’e giden süreçte İtalya-Türkiye ilişkilerine de değinmektedir.
Sanırım, Dante’den başlayarak Umberto Eco’ya uğrayıp İtalyan edebiyatının ünlü yazarlarının çevirilerini sıralamaya gerek yok. İyi İtalyanca çevirmenlerimizin de olduğunu belirtelim.
İtalya ile kültürel ilişkilerimiz konusunda Prof. Dr. Oğuz Karakartal’ın iki kitabı okunmalıdır:
mTürk Kültüründe İtalyanlar, Eren Yayınları.
mTürk-İtalyan Kültür İlişkileri, Eren Yayınları.
Kültür bağını kuran Rekin Teksoy’u da sevgi ve özlemle anıyorum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!