Güncelleme Tarihi:
Çoktur onur konuğu ama, o hâlâ İlhan Abi’sine uyup, öykünüp belki de, gençler gibi bir heves kitap çıkarıyor. Onur konuğu deyişim, jübile anlamına gelmiyor elbette. Türkçenin has şairleri arasına çoktan katıldığının beyanı.
Sina Akyol şiiri. Anlatınca anlatıyor. Uzun, iştahlı, ağız sulandıran cinsten bir meyve sunar gibi. Sanki o meyveyle birlikte bir mevsimi de anlatıyor. Böylece diyelim ki şiirlerden yazdır ve şair de yaz ağacının altında ona biraz şiir eklemek isteğindedir. ‘Yetinmek Sevindirir’ dediğine bakmayın! Yaz sadece bir mevsim değildir, Sina Akyol şiirinde şiirin mevsimidir ve böylece Murathan Mungan’ın “yaz geçer/yine gelir” dizesine de nazire gibi olarak, “yaz geçmez/şiir olur” Sina Akyol’da.
İlhan Abi, nasıl “dünyada benden habersiz bir şey yazılamaz” dediyse, Sina Akyol da “benden habersiz yaz geçmez!” demenin de ötesine geçer, ve “hele şiirsiz hiç geçmez” der. Hem geçmesin de. Yoksa Türkçenin yaz şairi Sina Akyol sözcüklerini
nereye yazardı?
Bu yaz şairi nitelemesinde biraz ağustosböceği iması, göndermesi de var. Kabul, yaz ve saz, şair ve şarkıcı, imaya bile gerek yok aslında. Korkarım ironi de yok! Giderek şair için, elbette ‘yaz şairi’ olmasının yazıya verdiği rahatlıktan da ‘ilham’ alarak, ağustosa ve onun ‘hummalı böceği’ne doğru, poetik, kavramsal ve yazınsal mı bilmiyorum ama, yazsal bir biçimde yaklaşıyoruz.
Sanırım bir Sina Akyol şiir (ya da yaz) bildirisi de sayılabilecek ‘Sözler’ şiirinin de şahane bir biçimde söylediği üzere; şairin vazifesi de şu dizelerdeki gibi oluyor: “Ağustos’un hummalı böceğini/ onun terli
şarkısını/ gayret et, /Türkçeye çevir.”
Bundan hummalı, bundan Türkçe, bundan şiirsel vazife olur mu?
Peki bu durumda bu ‘tahrir
vazifesi’nden neler çıkarılabilir?
-Sina Akyol şiirimizin ‘yaz’ıdır.
-Sina Akyol yalnızca yazı yazmaz, ama yazdığı şiirlerle yeni bir yaz yaratır, yazın uzamasını sağlar, adeta bir ‘yaz cumhuriyeti’ kurar
sözcükleriyle.
-Sina Akyol yazı şiire, şiiri yaza, şiiri Türkçeye, Türkçeyi şiire çevirir.
-Sina Akyol şiirimizin ve Ağustos’un ‘hummalı böceği’dir.
Bildiğiniz gibi, Sezai Karakoç’un da ‘Ağustos Böceği Bir Meşaledir’ şiirinde dile getirdiği gibi, ‘Ağustosböceği ile Karınca’ meseli farklı bir biçimde okunuyor artık. Karakoç, masalcının bu harika böceği tembellikle suçladığını, oysa onun hiçbir karşılık beklemeden yazı, ağustosu, çamı, çınarı bize tanıttığını ve çok çalışkan olduğunu söylüyor.
Şiirin sonu şöyle: “Ateşle dans eder o güneşle dans eder/ Çırçıplak çıkar güneşin karşısına/ Belki yaşayamaz güneşi eksik kışta/ Fakat ardında unutulmaz bir yaz bırakır”.
Ağustosböceği unutulmaz yazlar bırakırsa, ‘hummalı böcek’ de unutulmaz şiirler yazıyor demektir. Tam da yine ‘Sözler’ şiirindeki destek gibi, ‘gayret’, Sina Akyol şiirindeki çalışkanlığın tek sözcükle tanımıdır. ‘Gayret’in ‘hayret’ kazandırdığı
bir şiir.
Böylece nasıl ağustosböceği kendi şarkısını söylüyorsa, Sina Akyol da kendi folklorunu oluşturur.
Doğayı, sesleri, rüzgârları, nehirleri, otları, böcekleri, ağaçları, yaprakları ve efektleri kullanarak, bir araya getirerek oluşturduğu harmoni ile, sanki çalışırken kendini de eğlendiren bir işçi gibidir adeta.
İşi şenlik olan. Çok sevdiğim ‘Çeyrek’ şiirindeki ‘folklor’a dikkatinizi çekerim: “Ay sürerken gidelim./ Şırıl şenlik gidelim./ Bigadiç’e gidelim.”
Şiir ihtiyacı olanındır, öyle, ama bazen de şiirin ihtiyaç duyduğu şairler olabilir, Sina Akyol o şairlerden işte. Deminde bir şiir. Suyun terlemesi gibi, terleyip üzerinden kayan birkaç damlanın şiir olması gibi. Yaz çarşısında dükkân açmış alfabe. Dervişane ama ‘tervişane’ olduğunu da unutmamalı. Tene ruh gibi itinalı. Şehvetli bir hasret: “Ağzın...dedim/ben ağzından/giderken./.../ağzın/bana/ memleket!”
İlhan (Berk) Abi’si, çok ‘harika’ demiştir ona, Sina Akyol’un şiiri ‘harikulade’ bir şiirdir.
23 Nisan 2017 Pazar
İzmir Kültürpark Fuar Alanı Konferans Salonu I
13.00-14.00
Panel: “50. Edebiyat Yılında
Sina Akyol Şiiri”
Konuşmacılar: Orhan Alkaya, Gökçenur Ç., Gültekin Emre, Haydar Ergülen, Emel Kaya
Düzenleyen: TÜYAP-Mayıs Yayınları
24 Nisan 2017 Pazartesi
İzmir Kültürpark Fuar Alanı Konferans Salonu I
15.15-16.15
Söyleşi: “Ellinci Sanat Yılında Sina Akyol”
Konuşmacı: Enver Ercan,
Sina Akyol
Düzenleyen: TÜYAP