Güncelleme Tarihi:
'Türk kahvesi'yle özdeşleşen Kurukahveci Mehmet Efendi ile İGA İstanbul Havalimanı çatısı altında yolcuları kültür ve sanat ile buluşturan İGA Art, Türk kahvesi kültürünün tanıtımı için bir araya geldi. Kurukahveci Mehmet Efendi’nin hazırladığı 'For the Love of Coffee – Kahve Aşkına' başlıklı sergi, 22 Eylül'den bu yana dünyanın dört bir yanından yüzlerce ziyaretçi ağırladı.
'Kahve Aşkına' sergisi ile, “Türk misafirperverliği”nin sembollerinden olan Türk kahvesi ve hikâyesi, 15 Ocak 2024 tarihine kadar yerli ve yabancı misafirlerle buluşmaya devam edecek. Sergide kahve tarımı ve üretiminin yanı sıra, kahve kültürünün tarihî gelişimi; metinler, fotoğraflar ve videoların yanı sıra, cezve ve ibrikler ile tüm dünyadan kahve fincanları gibi objeler eşliğinde izleyiciye sunuluyor.
Bugün Kurukahveci Mehmet Efendi markasıyla 60’tan fazla ülkeye ihracat yapıyoruz. Avrupa ve Amerika başta olmak üzere pek çok ülkede Türk kahvesi denince Kurukahveci Mehmet Efendi akla geliyor. Bu da bize Türk kahvesinin yaşatılması konusunda büyük sorumluluk yüklüyor” şeklinde konuştu.
Geçtiğimiz yıl, Kurukahveci Mehmet Efendi’nin hikayesinin başladığı Eminönü Tahmis Sokak’ta açılan yeni Tahmis Binası’nın orta katında Türkiye’nin ilk kahve kütüphanesini kurduklarını kaydeden Mehmet Kurukahveci, “Kütüphanede Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca ve İspanyolca eserler, kahve meraklılarının ve kahve konusunda araştırma yapan herkesin ücretsiz kullanımına açıldı. Tahmis Binası’nın üst katında ise, kurum ve ailemizin tarihçesini ele alan kalıcı bir sergi düzenledik. 152 yıldır bizi ayakta tutan kahveye borcumuzu ödememiz için çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
Serginin küratörlüğünü üstlenen Suna Altan ise, 'Kahve Aşkına'yla ilgili şunları söyledi: “Türk kahvesi, bilinen tüm kahvelerin ilk pişirme şeklidir. Bütün kahve pişirme yöntemleri Türk kahvesinden türeyip zenginleşmiştir. Tarihi gelişimine baktığımızda kahve kültürünün Osmanlı topraklarından, özellikle de İstanbul’dan Avrupa ülkelerine yayıldığını görüyoruz. Başta Venedik, Londra, Paris ve Viyana gibi önemli Avrupa kentlerinde 17. ve 18. yüzyılda Türk kahvesiyle başlayan kahve ve kahvehane kültürü, bugün farklı demleme ve sunum yöntemleriyle insanlığın ortak bir ikram kültürüne evrilmiş durumda. Sergiyi gezenler, bu tarihi gerçeği de belgeleriyle görüyor. Sergide ayrıca kahvenin sanatçılara nasıl ilham kaynağı olduğu ve Avrupa sanatında, önemli bir rol oynadığının örneklerine de şahit oluyorlar. Sergi, inanıyoruz ki Türk kahvesini öncelikle yurtdışından gelen misafirlerimize, sonrasında ise herkese tanıtmak için önemli bir araç.”