Türk edebiyatının ilk polisiyesi: Esrar-ı Cinâyât

Güncelleme Tarihi:

Türk edebiyatının ilk polisiyesi: Esrar-ı Cinâyât
OluÅŸturulma Tarihi: Åžubat 11, 2021 12:31

Ahmet Mithat Efendi 1884’te yayımladığı ve Türk edebiyatının ilk polisiye romanı olan ‘Esrar-ı Cinâyât’ta cinayetlerin çözülmesinin önüne geçmeye çalışan, emri altındaki sorgu memurlarına baskı kuran üst yönetimdeki kişilerin karşısına gerçeğin ortaya çıkarılmasını isteyen gözüpek bir gazeteciyi çıkarıyor.

Haberin Devamı

Polisiye tüm dünyada en popüler edebiyat türlerinin başında gelir. Polisiye-suç edebiyatının serüveni ise Edgar Allan Poe’nun 1841’de kaleme aldığı ‘Morgue Sokağı Cinayeti’ adlı kısa öyküsüyle başlar. Polisiye matematiksel zeminde yükselerek okuyucular için merak öğesini ayakta tutan kurgularla başladığı serüvenine, bir cinayetle yola çıkan ve kahramanların varoluşunu sorgulayan derinlikli metinlerle devam ediyor. Türk edebiyatında polisiye roman da diğer birçok tür gibi varlığını ve gelişimini gazetelere borçlu. Yusuf Kamil Paşa’nın gazetede tefrika ettirdiği ilk çeviri romanla başlayan edebiyattaki modernleşmeyle birlikte kitaplar gazetelerde tefrika yoluyla yayımlanırdı o zamanlar. Türk basın tarihinin en uzun ömürlü gazetelerinden Tercüman-ı Hakikat’i çıkaran Ahmet Mithat Efendi’nin, gazetesinde tefrika olarak yayımladıktan sonra 1884’te kitap olarak basılan ‘Esrar-ı Cinâyât’ı ilk polisiye-suç kurgusu olarak edebiyat tarihinde yerini alır.
Dilde sadeleşmeyi savunan Ahmet Mithat’ın eserlerinde modern romanın ilk ayak sesleri duyulur. Körü körüne bir Batılaşmaya karşı çıkan yazar, eserlerinde Doğu ve Batı uygarlıklarını karşılaştırarak o dönem dikkate değer bir birleştirme de sağlar. ‘Esrar-ı Cinâyât’ (Cinayetlerin Sırrı) ise dönemin en önemli gazetecilerinden olan Ahmet Mithat, polisiye roman ve gazeteciliğin birbirine olan katkısını ele alır. Yazar romanda ‘gazete’yi olayların çözümünde en önemli unsur haline getirir.
‘Esrar-ı Cinâyât’ Osmanlı-Türk polisiye edebiyatının ilk cinayet mahalli olan ‘Öreke Taşı’ yani ‘Kanlı Kaya’nın tasviriyle açılır. İstanbul Boğazı’nın Karadeniz çıkışına doğru ve Rumeli açıklarında bulunan ‘boyu dört yüz, eni iki yüz elli metre, ortalık yerinin denizden yükseltisi beş-altı metreye varan’ kayalıklarda 15-16 yaşlarında bir kız çocuğu ile iki Rum cinayete kurban gitmiştir. ‘Hicretin bin iki yüz şu kadar senesine -1800’ler- rastlayan temmuz ayının on yedinci salı günüydü ki İstanbul’da basılıp yayımlanan gazetelerin birinde, yurt haberleri kısmında’ki gazete haberiyle okuyucu cinayetlerden haberdar olur. Bu cinayetlerden bir ay sonra da Beyoğlu’nda bir intihar olayı yaşanır. Bu aslında intihar süsü verilmiş bir cinayettir. İki vakayı birbirine bağlayan ise müstantik yani polis dedektifi Osman Sabri Efendi’dir. ‘İlk araştırma ve soruşturma işlerindeki olağanüstü mahareti ve yaygın şöhret sahibi’ Osman Sabri ve arkadaşı Hafiye Necmi iki vakanın arasındaki bağlantıları araştırmaya girişir. Osman Sabri’nin vakaların çözümündeki hızlı ilerleyişi ise Kaymakam Mecdeddin Paşa tarafından durdurulur. Dosyayı kapatmak isteyen paşaya karşı Osman Sabri bir gazetenin muharriri ile işbirliği yapar ve bundan sonra okuyucu anlatıcının anlattıklarının yanı sıra gazete haberleri ve haberler çıktıktan sonraki resmi açıklamalar ve mektuplar sayesinde vakaların çözümündeki ilerleyişe şahit olur. Osmanlı toplumunun duayen gazetecisi Ahmet Mithat Efendi cinayetlerin çözümünün önüne geçmeye çalışan, altındaki memurlara baskı kuran üst yönetimdeki kişilerin karşısına, gerçeğin ortaya çıkarılmasını isteyen gözüpek, isimsiz gazetecisini çıkarır.
Edebiyatımızda ‘metinlerarasılık kuramı’nın ilk örneklerinden de olan ‘Esrar-ı Cinâyât’, Tanzimat Dönemi gazeteciliği, haberlerin nasıl yapıldığı, basın kanunu, gazete basım aşaması, dağıtımı ve dönemin birincil iletişim aracı olarak gazetenin varlığının önemi hakkında ansiklopedik bilgiler içeriyor. Dönemin adalet sistemini, yargılama usullerini, sansür, rüşvet ve adam kayırmacılığı sert bir dille eleştiriyor. Ahmet Mithat Efendi çok yakından tanıdığı, içtenlikle bağlı olduğu İkinci Abdülhamit gibi, eğitim ve kültürün belirli bir seviyeye ulaşmadığı toplumlarda rejim sorunlarının öne çıkarılmasının zararlı olacağına inanıyordu. Batı’dan alınan türlerin başında gelen romanı yaygınlaştırarak ve halkı okumaya alıştırarak kültür ve sanatta önemli bir atılım gerçekleştiren Ahmet Mithat’ın, bu toprakların ilk cinayet kurgusunun günümüz Türkçesiyle yayımlanan baskısı herkes tarafından okunmayı bekliyor.

ESRAR-I CÄ°NÂYÂTÂ

Türk edebiyatının ilk polisiyesi: Esrar-ı Cinâyât

Ahmet Mithat Efendi
İş Kültür, 2020
268 sayfa, 14 TL.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!