Tüm sanatların yoldaşı şiir

Güncelleme Tarihi:

Tüm sanatların yoldaşı şiir
Oluşturulma Tarihi: Kasım 20, 2020 13:06

İsmail Sertaç Yılmaz'ın şiir kitabı ‘İyi Yetişmiş Bir Hayvan’, kendi deyimiyle ‘doğaya ve hayvana yakın, varoluş ve yokoluşla ilgili’ şiirler. Şiiri bir dil ustalığı diye de görmüyor, dili iyi kullanmak gibi bir derdi de yok, ‘hayalime bakarım’ diyor.

Haberin Devamı

Bazı eleştirmenler çok şiir yazanlara, az da yazsalar şiirini beğenmediklerine, şiiri ‘üretiyor’ derler. Bana da söylendiği için iyi bilirim. Oysa ‘şiirle düşünmek’ kavramı, şiiri yazmaktan okumaya, dinlemekten duymaya, üretmeye şiirle ilgili ne varsa içerir bence, içermeli. Diğer türlüsü sözümona yeni bir şey önermek adına kendince eskiye karşı çıkarken, şiire statükocu yaklaşmak olur ki, memlekette statükoya karşı çıktığı görüntüsüyle onun yerini alan yeni statükoculardan geçilmiyor. Şairler için de geçerli.
İsmail Sertaç Yılmaz. Bu adı iki yıldır yaygınca duymamızın bir nedeni şair ve çizer olması ise bir nedeni de şiir ve kitapları üreticisi olması. Varlık, Şiirden vb. dergilerde şiir yayımlayan Yılmaz, eğitim için Toronto’ya gittikten sonra, başka bir şiirin mümkün olduğunu anlar. Aslında bu başka şiir yeni değil, eski bir şeydir ve Sertaç’ın keşfettiği de şiirin kaynağı ya da kökleridir. Her şeyin şiir olabileceği, herkesin şiir yazabileceğidir bir anlamda. ‘Poetry Slam’ dünyasıyla da tanışınca, şiirin özgünlüğü kadar özgürlüğüyle de tanışmış olur.
Hem şiirleri hem de ‘The Poet House’da yaptığı işler, tam da bu özgürlük noktasından başlıyor. Şiir kitabı ‘İyi Yetişmiş Bir Hayvan’, kendi deyimiyle ‘doğaya ve hayvana yakın, varoluş ve yokoluşla ilgili’ şiirler. Şiiri bir dil ustalığı diye de görmüyor, dili iyi kullanmak gibi bir derdi de yok, ‘hayalime bakarım’ diyor. İyi şiirlerle dolu kitabında, başlığı da dize olan, ‘ağaçlar arasında ağaç olan adamın şiiri’nde: “sanmam bu dünyada insan kadar az olacağımı” der. ‘Çek Cumhuriyeti’nde Kaç Yaşımda Olduğumu Bilmediğim Şiir’le de 30’unu kutlar: “şimdi düşünüyorum işte/kaç seneyi suya attım acaba?/kaç yıl kutlardım acaba onlarla Çek Cumhuriyeti’nde/ama başıma daha da korkunç şeyler gelebilirdi/sonuçta ne dünyayım ne yıldız/ben de.”
Sertaç, başkaları için el yapımı ürettiği, bir defaya mahsus ve sınırlı sayıda basılan, satışı internet üzerinden gerçekleştirilen kitaplar yayımlıyor. Hemen çoğu şiir. Vuslat Çamkerten’in güzel anlatıları ve kartları yanında birkaç da roman var. Çeviriler de var, İngilizce kitaplar da. Sertaç bunları her şaire özel tasarımlarla sunmakla kalmıyor, şiirlere de tek tek çizimler yapıyor ki bence şahane bir iş! The Poet House, bize İsmail Sertaç Yılmaz gibi, şiiri yazmakla kalmayıp onu düşünen, düşünmekle kalmayıp yeni bir ruhla tasarlayan özel bir şair getiriyor. El attığı diyelim ürünlere baktığınızda da, şiirin böyle de sunulabileceğini ve şiirin hem tüm yazının hem de tüm sanatların anası değil ama yoldaşı olduğunu görüyorsunuz. Ne diyelim, şiir yoldaşımız olsun!

Tüm sanatların yoldaşı şiir



İHTİYAÇ VAKTİ
Hayal’in son zamanlarda yayımladığı iyi kitaplardan en yenisi Ayşe Şafak Kanca ya da kısaca AŞK’ın, aslında uzunca demeli, ilk şiir kitabı, ‘Azalma Vakti’. Eski şiir duygusunu yitirmeden yeni şiir bilgisiyle buluşmuş şiirler. Mavi çocukluktan eski şiirin çocuklarına, şu uzun süren maskeli bahara, aşktan, yolculuktan, iyilikten yana şiirler. Hakikaten bir zamanlar ‘çocuklar gibi şen’ olduğumuzun şiiri. ‘Fakir ama gururlu’ diye dalga geçilen eski Türkiye’nin değerini de anlamış ve anlatan şiirler. Bizden şiirler yani, içimizden birinin yazdığı, içimizin şiiri, ki şiirin iyilikten yapıldığına bir kez daha iman ediyoruz okudukça. Şiirin bir ihtiyaç olduğunu bilmeyen yoktur ama bazı dönemlerde bazı şiirlere daha çok ihtiyaç duyarız. ‘Azalma Vakti’ de aslında tam da en çok ihtiyaç duyduğumuz vakitte gelmiş.
Önce ‘O Ev’ şiiriyle gönlümüzü çeliyor kitap: “Hava kararınca başlardı içimde ürkek bir sızı/Gözden düşerdi gün sıyrılıp kaçardı elimden pırıltı/ Örgülerini çözerdi bulutlara yaslı pencereler”. Sonra gidenlere uzanıyor: “Bir düştü geçtiler önümden/Aynı yükünü omuzlarımıza yükleyip gençliğin/Hangi uykunun sularına birlikte eğilmiştik/Teker teker eksilmek de nesiydi” diyor ‘Yokluk’ içinde.
Hele “İptida!/Biz, eski şiirin çocukları” dizesiyle başlayıp, “Bir başka memleketti bizimki /Menzilde kayıp/Acızalımdı dünya/Biz eski gözlerinizden öperiz” diye biten şiir.
Ezcümle, ‘Azalma Vakti’, şiirin vakti, iyiliğin vakti.

Tüm sanatların yoldaşı şiir


BAKMADAN GEÇME!