Güncelleme Tarihi:
2018’in Troya yılı ilan edilmesi için mücadele veren isimler arasında ilk sırada yer alıyorsunuz. Nasıl bir yol izlendi ?
Çanakkale’nin dört bir yanı hakikaten buram buram tarih kokuyor. Bu tarihi dünya ile buluşturmak, Çanakkale’de yaşayan, Çanakkale’yi seven herkesin görevi olmalı. Evvela ilgili STK’larımızla bir araya geldik. Bir yol haritası çıkarmak için hayli kafa yorduk. Akabinde Çanakkale Valiliği’mizle projeyi ete kemiğe büründürüp Kültür ve Turizm Bakanlığımıza sunduk. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve dönemin Başbakanı Binali Yıldırım büyük destek vererek, talimatlarıyla sürecin başlamasını sağladı. Yine o dönemde bakanlık görevinde bulunan Nabi Avcı ve Numan Kurtulmuş Bey’in de büyük emekleri oldu. Çanakkale Valimiz Orhan Tavlı’nın da hizmetlerini unutmamak lazım.
Troya yılı Çanakkale’ye neler kazandırdı? Ziyaretçi sayısında bir artış oldu mu?
Troya, Büyük İskender’den Sezar’a, Pers Liderlerden Fatih Sultan Mehmet’e ve Atatürk’e kadar birçok lidere ilham vermiş bir yer. Troya’nın önemi; “savaş ve barış” ile “aşk ve ihanet” kültürünün eşsiz bir bileşimi olmasıdır. Bu toprakların hamurunun yoğruluş öyküsünde karşımıza her daim Troya ve Çanakkale çıkar. Anadolu’nun kadim kültürünün önemli bir parçasıdır Troya. 2018’in Troya yılı ilan edilmesi ile birlikte bölge, özellikle turizm alanında büyük bir atılım sağladı. Geçtiğimiz yılın ilk dört ayında Troya Ören yerini ziyaret eden kişi sayısı 70 binlerdeyken, bu yılın ilk dört ayında bu sayı 150 bini buldu. 2018 Troya yılı, Çanakkale’nin uluslararası ününe ün kattı ve bir dünya değeri olan Troia’nın uluslararası alanda da gündem olmasını sağlayarak, evrensel karşılığı olan güçlü bir kültür ve turizm hamlesi oldu, yakıştı Türkiye’ye.
Tanıtım yeterli mi?
Bu yıl Kültür ve Turizm Bakanlığı’mızın katkılarıyla yaklaşık 100 uluslararası fuarda yıl boyunca Troya Yılı tanıtım temaları yer alacak. Anadolu Ateşi dans grubu ile yapılan antlaşma çerçevesinde 2018 yılı boyunca dünyanın 10 büyük başkentinde Troia müzikali ile dünyanın ilgisi Türkiye’de ve Troia’da olacak. Mesela en son Almanya’da 52. ITB Berlin Uluslararası Turizm Fuarına katıldık. İlber Ortaylı, Ahmet Ümit gibi Türk yazarların ve Koreli yazarların katıldığı “Troy Yazar Buluşması” oldu. Kültür ve Turizm Bakanlığı destekli - Troya Hazineleri “Asırlık Hasret” - isminde, Troya hazinelerinin ana vatandan kaçırılma öyküsünü anlatan harika bir yarı belgesel film yakında yurtiçi ve yurtdışı festivallerde izleyeceğiz. Türk Hava Yolları ile yapılan görüşmeler sonucunda “2018 Troya Yılı” temalı uçak giydirildi. Troya’nın gün yüzüne çıkmasında ekibiyle beraber büyük emek sarfeden Prof. Rüstem Aslan hocamızın Troya ile alakalı verdiği uluslararası konferanslar buraya olan ilgiyi de arttırdı.
Troya müzesinin özellikleri neler? Nasıl bir müze gezeceğiz?
Troia Müzesi, 3 bin m2 sergi salonu 11 bin 200 m2 kapalı inşaat alanına sahip büyük ve modern bir müze. Ziyarete rampadan inerek başlanacak. Müze içerisinde merdiven yok. Rampanın duvarlarında bulunan nişlerde Troya’nın farklı katmanları; mezar taşları, büyük boy heykeller, sahne canlandırmalarıyla anlatılacak. Adeta her katta Troya’ın faklı zamanları yaşanacak. Misafirler, giriş katından itibaren 7 başlığa bölünmüş bir hikayeyi takip edecek. Troas Bölgesi Arkeolojisi, Troya’nın Tunç Çağı, İlyada Destanı ve Troya Savaşı, Antik Dönemde Troas ve İlion, Doğu Roma ve Osmanlı Dönemi, Arkeoloji Tarihçesi, Troya’nın İzleri olarak kategorize edilen hikayelerin arkeoloji dünyasına yön veren eserleri büyük bir titizlikle ziyaretçiler ile buluşturulacak.
Schliemann ile başlayan süreçte çok sayıda eser dünyanın çeşitli müzelerine dağılmış durumda. Bu eserleri yeniden ana vatanına getirmek mümkün mü?
Heinrich Schliemann döneminde Osmanlı’nın verdiği kazı izni ihlal edilmiş ve Priamos Hazinesi olarak adlandırılan Troya hazineleri ana vatandan koparılarak götürülmüştür. Şu an eserlerin bir kısmı Almanya Berlin Neues Müzesi’nde , büyük çoğunluğu ise Rusya Pushkin Müzesi’nde sergileniyor. Troya Müzesi’nin yapılması ile beraber eserlerin yerinde sergilenmesi, hukuk gereği bölgeye kazandırılmasının önü açılacak. Her eser yerinde sergilenmeli. Bunun mazereti olamaz, olmamalı. Bu eserlere ülkemizin yeniden kavuşmasını sağlamak ve yurtdışına kaçırılan kültür varlıklarının envanterini çıkarmak için geçtiğimiz dönemde Meclis’te dört partinin ortak önerisiyle araştırma komisyonu kurulmasını sağladık. Komisyon oldukça başarılı bir çalışma yaptı ve sonunda ilgili kuruluşlara yönelik detaylı bir rapor hazırladı. Önümüzdeki dönemde bu rapordaki önerilerin uygulanması için daha çok çaba harcayacağız.
Gelibolu Yarımadası Tarihi Alan Başkanlığı gibi Troya, AleksandraTroas, Gür’deki Apollon tapınağı gibi bu bölgedeki antik kentleri içine alan bir yapılanmaya gidilebilir mi?
Çanakkalemizde her taraf kıymetli. Bölgenin büyük bir doğa ve tarih hazinesi var. Şehitliğimiz, Kazdağları, Assos, Troya, Adalar bunlardan bazıları. Alan Başkanlığı gibi tüzel kişiliklerin olumlu yanları olduğu gibi uygulamada zorlu alanlarda var. Dolayısıyla şuanda böyle bir çalışma yok. Şehrimize gelen turist sayısında her sene önemli bir artış söz konusu. Mevcut oteller bu konuda zaman zaman yetersiz kalıyor. Burası ciddi talep gören bir yer. Özellikle 1915 Çanakkale Köprüsünün ve Tarım Gıda OSB’nin hizmete girmesiyle bölge daha da ilgi çekecek. O yüzden turizm yatırımcılarını özellikle dağ, termal, deniz, ve tarih turizmcilerini bölgemize davet ediyoruz. Çanakkale her sene kendi rekorlarını yenileyen bir şehir. Çanakkale, Cumhuriyetimizin ön sözü. 81 milyonun hatıralarını bünyesinde barındıran özel bir kent.