Troçki’den lakerdaya, Lefter’den ayazmaya Büyükada’nın belleği

Güncelleme Tarihi:

Troçki’den lakerdaya, Lefter’den ayazmaya Büyükada’nın belleği
Oluşturulma Tarihi: Ocak 06, 2023 16:18

Fıstık Ahmet Tanrıverdi’nin kaleme aldığı ‘Hafıza Çekmecemde Biriktirdiklerim’, adada yaşamış efsane isimlerden yaz akşamları sofralarda çınlayan kahkahalara, leziz pavuryadan ışıltılı plajlara, ‘adanın ada olduğu dönemleri’ anlatıyor.

Haberin Devamı

Fıstık Ahmet Tanrıverdi deyince Büyükada, Büyükada denince de elbette ilkin Ahmet Bey gelir akla. Adaya ayak basar basmaz karşımıza çıkan Prinkipo’da onu her daim güler yüzüyle misafirlerini karşılarken görürüz. Tam bir ada âşığı olan Ahmet Bey, ‘Atina’daki Büyükada’, ‘Hoşçakal Prinkipo’, ‘Barba’nın Mezeleri’ gibi adayı tarihinden insanına, sokaklarından sofrasına ince ince anlattığı kitaplarının yanına şimdi bir yenisini ekledi: ‘Hafıza Çekmecemde Biriktirdiklerim’.
İnsana daha ilk sayfalarında “Hadi ilk vapura atlayıp adaya gidelim” dedirtecek kadar içten yazılmış, sanki eski bir fotoğraf albümüne benzeyen, tarihin çok kıymetli bir dönemine tanık, önemli bir kitap bu. Elbette yitip giden isimlerle birlikte kaybolan, adanın o kendine özgü havasına inanılmaz bir özlem de duyduruyor bir yandan...

PASTANELER, ECZANELER, KİLİSELER…
Araştırmacılar için rehber niteliğindeki kitap, Ahmet Bey’in çocukluğunun geçtiği 1950’lerden bugüne uzanıyor. İlk bölüm 14 Mayıs 1950 milletvekili seçimlerinden başlayarak, 12 Eylül 1980 askeri darbesine kadar uzanan bir yolculuk. İkinci bölümdeyse adanın sosyokültürel yapısının değişimi ve bu değişimin ortaya çıkardığı yaşanmışlıklar var. Elbette, insana kitap sayfaları arasında değil de rakı sofrasında olduğunu hissettiren, içinde Fedon’un, Tarzan Pavli’nin, Papa Roncalli’nin, Lefter’in, Cevat Şakir’in, Yako’nun, Nino’nun da olduğu bir kitap bu... Ahmet Bey’in elinden çıkmış mezelerle donatılmış, beyaz örtülü, tuz kokulu, neşeli ve çok kalabalık bir sofra gibi.
Adanın bugünkü sokaklarını gezerken pek çoğunu artık göremeyeceğiniz pastaneler, eczaneler, çiçekçi dükkânları ve her dinden, inançtan, dilden insanın bir arada mutlulukla yaşadığı Büyükada’daki ibadet alanları da gerçek hikâyeleriyle yer alıyor kitapta. Tabii bu mutluluğu bölen 6-7 Eylül olayları da...

‘MASTERCHEF’TE ANILMAYAN AYRINTI
Geçenlerde MasterChef programında, Michelin yıldızlı restoran Turk’ün şefi Fatih Tutak, kendi yorumladığı uskumru dolmasını anlattı genç şef adaylarına. Ve fakat bu dolmanın İstanbul yemek kültüründeki çok önemli bir görevini, barba ile müşterisini birbirine bağlayan değerini, anlatmadı.
Bakın Ahmet Bey kitapta nasıl anlatıyor: “Deniz balıklarını yiyerek büyümüş bir neslin çocuğu olarak, şimdilerde çiftlik balıklarına muhtaç kalmamıza üzülüyorum. Sedef Adası’nın önünde Horoz Reis’in dalyanında yakalanan uskumrular nerede? Uskumru, kolyoz ve kolaridaya çıkmayınca çiroza da hasret kaldık. Evvelden denize inen sokaklarda tahta düzeneklere asılıp kurutulan çirozları gazete kâğıdını tutuşturarak yakar, taşla ezip keyifle yerdik. Meyhanelerin ramazandan sonra hatırlı müşterilerinin evine piyatayla yolladıkları uskumru dolmasını unuttuk. Bu dolmanın o zamanki adı ‘Buyurun Gelin’ dolması idi...”
Bildiğim kadarıyla ‘Unutma Beni Dolması’ da denir bu dolmaya ve ben o ismini daha çok severim. Adayı, adayla ilgili her şeyi çok sevdiğim, Kınalı’da yaşarken alışveriş için İstanbul’a değil Büyükada’ya gittiğimi ve Splendid’in barında içkimi yudumlarken ne kadar mutlu hissettiğimi hiçbir zaman unutmayacağım gibi...

Haberin Devamı

HAFIZA ÇEKMECEMDE BİRİKTİRDİKLERİM

Troçki’den lakerdaya, Lefter’den ayazmaya Büyükada’nın belleği

Fıstık Ahmet Tanrıverdi
Everest Yayınları, 2022
348 sayfa.

BAKMADAN GEÇME!