Toplumsal eşitliğin yolu çocuk romanlarından geçer!

Kadın cinayetleri artarken toplumda kadının gün gün neden ikinci plana düştüğünü sorgulamak zorundayız. ‘Kadınlarla dayanışma’ cümlesi yerine ‘kadınlarımızı korumalıyız’ cümlesi ile sahipliğin eril kimliğini pekiştirirken kadınları bir kere daha korumaya muhtaç hale getiriyoruz. Peki dilimize işlemiş bu kültürden nasıl kurtulabiliriz? Eşitlikçi, adil bir topluma dönüşmek için ne yapmalıyız?
Bugünü değiştirmenin yolu tartışmaya açık olsa da gelecek kuşaklara bu anlamda doğruyu göstermenin en güzel yolu sanırım çocuk kitaplarından geçiyor. Habib Bektaş da ‘öteki’nin derdine değinmeyi, ötekiyi ‘beriki’leştirmeyi kendine görev bilen bir yazar olarak çocuklar için kaleme aldığı her eserinde bu konuyu işaret ediyor. Tabii bunu da asla didaktik bir dille değil, genç okurlarına sunduğu maceralarda yer alan kahramanları aracılığı ile gerçekleştiriyor. Bektaş’ın ‘Sevginin Gizli Tarifi’ ve ‘İşte Senin Hikâyen’ adlı kitapları da toplumda kadın olmayı, engelli olmayı ve erkek çocuk rollerini ele alıyor.
Bektaş, ‘Sevginin Gizli Tarifi’nde bedensel engelli bir genç kızla başarılı bir aşçı olmaya aday genç bir erkeğin kesişen hayatını, aşka evrilen arkadaşlıklarını bir serüven içinde anlatıyor. Eve kapanmış engelli hikâyelerinin aksine özgüveni yüksek, azimli bir genç kız olan Aysel’in sorgulattığı ‘engelli’ kavramı, toplumda engelli bireye bakışı bir kez daha gösteriyor. Ve Aysel ile arkadaşlığını ilerleten Memo’nun çekincelerinde engelli biriyle arkadaş olmaya toplumun bakışını da görüyoruz.
Öte yandan hayat bilgisi kitaplarında yer alan kız çocuklarının mutfakta annesine yardım ettiği, erkek çocuklarınınsa babasıyla araba yıkadığı sahnelerin tam tersine bir sahne canlandırıyor Bektaş. Memo’nun babası, işini bırakıp aşçılık kursu açmaya karar verir ve evlerinin garajında derslere başlar. Elbette başyardımcısı Memo’dur. Memo’nun ve babasının yemek derslerinde verdiği tarifler okurlarını acıktırırken kim bilir belki de genç okurları aileleriyle beraber mutfağa da çeker. Ve mutfakta da olsa eşitlik sağlanır.
Bektaş ‘İşte Senin Hikâyen’de ise erkek çocuklarının kız çocuklarına bakışını, kızları küçük görmesini, akran zorbalığını bizlere hatırlatıyor. Ercüment, evde yaşadığı sorunlardan sonra evden kaçıp Çatalca’daki ‘Aziz Dede’nin Çiftliği’ne gitmeye karar verir. Arkadaşları Gül ve Şükrü de ona eşlik edecektir fakat Ercüment ve Şükrü’nün Gül’ü sürekli küçük görmeleri Gül’ü çileden çıkartır. Ve Gül sonunda bu iki gence sıkı bir ders vermeye karar verir. Macera tam da o noktada başlar! Bu keyifli maceranın sonunda ise yaptıklarının, kurdukları cümlelerin Gül’ü nasıl incittiğini gören Ercüment ve Şükrü’nün hayatlarında aldıkları anlamlı ders, okurları da önemli bir farkındalığa davet ediyor. Ve Bektaş bir yazar olarak ‘farklı olanı’ ötekileştiren dilimize de satır aralarında vurgu yaparken toplumsal eşitliği işaret edip toplumun yarınlarına yön vermeye devam ediyor. ;

Habib Bektaş

Almanya’da geçirdiği uzun yıllar sonrasında “Nerede yaşıyorsunuz?” sorusuna “Türkçede yaşıyorum” diyerek cevap veren Bektaş, toplumsal konuların yanı sıra Türkçenin doğru kullanımına da dikkat çekiyor. 2018 Yılında Dil Derneği Beşir Göğüş Türk Dilini ve Çocuk Edebiyatını Geliştirme Ödülü’ne layık görülen Habib Bektaş son iki romanında da akıcı anlatımının içinde Türkçenin zenginliğini göstererek bir kez daha ödüllü bir yazar olarak okurlarını selamlıyor.

İŞTE SENİN HİKÂYEN �

Habib Bektaş
Altın Kitaplar, 2018
160 sayfa, 10 TL.

 

 

 

SEVGİNİN GİZLİ TARİFİ�

Habib Bektaş
Altın Kitaplar, 2018
192 sayfa, 12 TL.