Güncelleme Tarihi:
En az bir ‘sahaf’ dostu olmayan okur-yazar yok gibidir. Sadece kitaplar gelip geçmez bir sahaf dükkânından, dönemler ve şahsiyetler de akar. ‘Akademisyeni, alaylısı, tüccarı, kitapçısı, kütüphanecisi, naşiri, kitap sevdalısı’ mutlaka olur böyle mekânların ama ona meczupları, âşıkları, boş gezenleri, meraklıları, yoldan geçenleri, öğrencileri, şairleri, politikacıları, koleksiyonerleri de eklemek gerekir. Hayale sığan ne varsa bulunabilir sahaflarda. Çoğunlukla dar, izbe, dağınık ve loş mekânlar olmasına rağmen kendilerine has çekimleri vardır. Çok lezzetli yemek yapan arkaik aşçılara benzer orayı çekip çevirenler. Elektriğin değil hayal, bilgi ve aşkın ötesinde sırlı başka bir şeyin aydınlattığı lamba yanar.
O lamba sembolik ifadeyle pekâlâ bir sahaftır ama her yaklaşanın şevkine göre renk aldığı da sır değildir. Benim ilkgençliğimden beri rengine büründüğüm, ışığına yaklaşıp ateşinden kaçtığım sahaflar oldu. Rahmetli Tayfun Kurt gibi ilginç tipolojilerle karşılaştım. Şimdi de ‘Sahaflar Kitabı’nı okurken son 40 yıllık hayatımın içinde gidip geliyorum adeta. İsmail Özdoğan, İsmail Erünsal, Hilmi Merttürkmen, Lütfi Seymen, Emin Nedret İşli, Asuman Bektaş, Lütfi Bayer ve Bahtiyar İstekli’nin serüvenlerinde kendimi de görüyorum. Biliyorum ki bu kendine has kültür ikliminde kitap bir kurucu vesiledir ve asıl etkileşim insanla insan arasındadır. Bir sahafın anlattıkları şahsi hikâyesinden hızla sıyrılır, toplumsal belleğin peteğine dönüşür. O petekte kaç arı ırkı birden çalışır.
Her meslekte olduğu gibi sahaflıkta da özneleri birbirinden ayıran meşrepleridir. Sahaf bu meşrebi sayesinde hem hayat bulur hem de şöhret kazanır. Dışarıdan bakıldığı zaman zor insanlardır ama onların katlandıkları daha zor insanlar düşünüldüğünde oldukça makul kişiliklerdir. Her sahafın rüyası ‘Müteferrika baskısı’na ulaşmaktır belki ama içlerinde bu rüyayı ‘Selimiye Kışlası’nı kütüphane yapmak’ derecesine çıkaranlara rastlanır. Kitap alımı sırasında ‘bağlarbaşı’ gibi özel terminolojisi olan, Helsinki’de Türkçeye dair büyük miktarda kitap olduğundan haberli, Gölpınarlı, Muzaffer Ozak, Orhan Şaik, Ziyad Ebuziyya, Mehmet Çavuşoğlu, Hakkı Tarık Us, Uğur Tanyeli, Enis Batur, Şevket Eygi, Selçuk Altun, Beşir Ayvazoğlu, Orhan Pamuk, Hilmi Yavuz, Murat Menteş, Murat Yalçın gibi nice insana hizmet vermiş kişilerden söz etmektir bu.
‘Sahaflar Kitabı’ altı şahıs üzerine odaklansa da İstanbul’da onlar kadar değerli pek çok sahaf yaşıyor ve mekânları etkin birer kültür alanı olarak varlıklarını sürdürüyor. Bir eve kitap bakmaya giden sahaf aslında dün ile bugün arasındaki değişen dinamiklere de bakar. Kitapların sahafa geldikten sonra başka maceralara bürünmesi ise ayrı bir dünyadır. Türkiye’nin en azından son 50 yıllık kültür röntgenini ‘sahaflar’ üzerinden okumak için eşsiz bir şans ‘Sahaflar Kitabı’. Her okuyanın kendi ayak izlerini de bulacağı bambaşka bir yolculuk, elbette. Hatta, herkesin kendi kütüphanesinde sıralanmış kitaplarıyla oturup dertleşmesinin de imkânı.
SAHAFLAR KÄ°TABIÂ
SON Ä°STANBULLU
SAHAFLARLA KONUÅžMALAR
Hazırlayanlar: Fulya İbanoğlu,
Filiz Dığıroğlu, İsmail Kara
Dergâh Yayınları, 2022
448 sayfa.