Güncelleme Tarihi:
Geçen günlerde Milliyet gazetesinde Seyhan Akıncı imzalı bir haber yayımlandı. Haberde, ortaokul ve lise müfredatlarında çağdaş yazarlara daha çok ağırlık verilmesi gerektiği tartışılıyordu uzmanlar tarafından. Ben de Turgut Yasalar’ın ‘Ali Şamil Büyük Taarruz’un Küçük Tanığı’ adlı kitabının okutulmasını savunarak bir katkı yapmak istiyorum bu habere. Yasalar’ın Büyük Taarruz’un şehit ve gazilerine ithaf ettiği kitap, Osmanlı’nın son dönemlerinde başlayıp 100’üncü yılını kutladığımız Zafer Bayramı’na ve genç Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk günlerine uzanıyor. Yasalar öyle ustaca kurgulamış ki hikâyeyi, her olayı, ufak tefek göndermeleri ve hatta eleştirileri bile öyle dozunda yedirmiş ki kitaba, objektifliği sorgulanmayacak bir iş çıkmış ortaya.
Hikâyenin kahramanı Ali Şamil. Yüreği büyük, boyu küçük, anlattıkları ise deniz derya bir adam. Ahlat’ta doğmuş, savaştan sebep Mardin’e göçmüş, Enver Paşa’nın peşinde İstanbul’a gitmiş ve Mustafa Kemal’in ardından Kurtuluş Savaşı’na katılmış bir adam. Memleket sulhe erince İzmir’de bir kıraathane açmış ama öyle sandığınız gibi bir yer değil, kelimenin tam anlamıyla kıraathane. Kocaman bir kütüphanesi olan ve elbette sahibi de kitap gibi olan bir yer. Bir gün gençlerden biri ona Atatürk’ü tanıyıp tanımadığını sormuş. Sonra da Vahdettin’i. Soruların ardı arkası kesilmeyince Ali Şamil, ramazan ayı boyunca teravihten sonra gelmelerini, her akşam anılarının bir kısmını anlatacağını söylemiş. Sanmış ki birkaç kişi gelir ama aslında bilirmiş genç cumhuriyetin hepimizin gururu olduğunu, dinlediğimiz her hikâyeyle vatan uğruna şehit olmuşlara şükranlarımızı sunduğumuzu ve geleceğimize daha da sahip çıkmak için şevk duyduğumuzu... Dolmuş taşmış kıraathane. Ve Ali Şamil baştan başlamış anlatmaya...
DİNLEMEYE DOYULMUYOR
Turgut Yasalar kitabı ‘1001 Gece Masalları’ gibi kurgulamış. Ramazanın her gününe bir bölüm denk gelecek şekilde akıyor kitap. Bayramda da son buluyor. En sona Ali Şamil’in hikâyesini yerleştirmiş Yasalar. Yazar, tarihi olgulara sadık kalmış ama metin akıcılığını yitirmesin diye tarihleri dipnot olarak yerleştirmiş.
Ali Şamil önce Enver Paşa’yla tanıştırıyor; hem bizi hem mahalle sakinlerini. Onun ağzından dinliyoruz tarihin en tartışmalı isimlerinden birini. Övdüğü de oluyor, yerdiği de. Onun sayesinde geliyor Ali Şamil, İstanbul’a. Ve saltanatın önemli isimleriyle tanışıyor. Tanışmaktan öte dostluk, ahbaplık ediyor. Böylelikle farklı yüzlerini görüyoruz onların, üstelik saltanatın kadınları İstanbul’a döndüklerinde yanlarına gidiyor Ali Şamil. Son günlerine kadar dostluklarını sürdürüyor. Ulviye Sultan’ın eşi İsmail Bey ile Kurtuluş Savaşı’na katılıyor sonra. İşte orada Atatürk ve silah arkadaşlarıyla tanışıyor. Onların yanında zafere tanıklık ediyor. Mücadelelerine ortak olduğu kadar sohbetlerine de katılıyor. Hepsini öyle güzel anlatıyor ki... Kendinizi o kıraathanenin sandalyelerinden birinde oturmuş hissediyorsunuz. Ve tatlı diliyle bu ülkenin ne zorluklardan çıktığını anlatan o küçük dev adamı dinlemeye doyamıyorsunuz. Komutanları anlatıyor anlatmasına ama kimi Çanakkale’de, kimi Seddülbahir’de, kimi Kerte’de, kimi Anafartalar’da savaşan Eyüp, Abdurrahman, Yunus, İsmail Çelebi, Halil İbrahim, İsa, Şakir, Hacı İbrahim, Osman, Veli ve binlerce kahraman askeri de anmadan geçmiyor.
Turgut Yasalar önsözde ortaokul ve lisede her yıl tarihten ikmale kaldığını ama bugün kitaplığının yarıdan fazlasının yakın tarih üzerine olduğunu yazmış. Eğer yakın tarihte yaşananları bu kitaptaki gibi sade, keyifli, dolu dolu, hem bilgilendirici hem de içinize işler şekilde işleyen kitaplar olsaydı eminim ki iftiharla geçerdi tarih derslerinden. Ali Şamil’in tanıklığı ve anıları Yasalar’ın kalemiyle tarihe tıpkı anlatıcısı gibi kısa ama derin bir iz bırakıyor. Yasalar yine önsözde “Bu kitap, benim için yeni bir meydan okumaydı; umarım üstesinden gelmişimdir” demiş. Ben de kendisine kitabı hemen oğluma ve arkadaşlarına okutmak istediğimi söyleyerek cevap vermiş olayım.
ALİ ŞAMİL
BÜYÜK TAARRUZUN
KÜÇÜK TANIĞI
Turgut Yasalar
Nemesis Kitap, 2022
208 sayfa.