Güncelleme Tarihi:
Dijital bir gelecekte hayatta kalmanın yolları içinde bulunduğumuz çağda insanların en temel çelişkileri nelerdir? Z Kuşağını anlamanın bir yolu var mı? İş tanımları ve iş yapış şekilleri nasıl değişti, nereye doğru gidiyor? Sosyal medya insanları daha da yalnızlaştıracak mı? Sanal ortamlarda mutluluğu ararken özümüzden uzaklaşıyor muyuz?
Bütün bu çelişkiler ve sorgulamalar, Tolga Yücel’in Destek Yayınları etiketiyle okurla buluşan Son İnsan kitabında yanıt buluyor. Bütün bu soruları sade bir dille ve herkesin yaşadığı/yaşayacağı örnekler üzerinden açıklayan Yücel bir yandan da bambaşka bir gelecek analizi sunuyor. Yeni kırılma ve çatışma noktaları ile bugünkü dönüşümün geleceğe yansıması üzerinden yeni kavramlar, yeni anlayışlar ve akımların ipuçlarını arıyor.
Yalnızca içinde bulunduğumuz çağı açıklamakla kalmayıp geleceğe de bir projeksiyon tutuyor ve bunu ithal bir sosyoloji üzerinden yapmak yerine evrensel koşulları içinde bulunduğumuz sosyo-ekonomik gerçeklerle birlikte şekillendiriyor.
Bilginin yeni petrol olduğu bir dönemde beklenenin tam aksine bilgiye duyarsız ve acıya duygusuz kalan son insanı, hem teknoloji ile barışık hem de kendinden başkalarına da duyarlı olmaya davet ediyor... Tolga Yücel kitabında, insanın kendini kutsal saydığı alanlardan çekildiği bu dönemden ve bu göçe bağlı olası bir gelecekten bahsediyor. Dijitalleşmenin içinde barındırdığı yas çağrısını ve insanın kendi yasının evrelerini anlatıyor.
Küreselleşme tecrübesi, dijitalleşmenin getireceği yeni bir gelecek tasarımında, gücün hegemonik bir iktidar anlayışından yana olacağına vurgu yapan Yücel, şu soruyu soruyor; “Bugün dört elle sarıldığımız teknoloji ve dijitalleşme hangi insan için güzellikler vaat ediyor? Ya diğerlerine ne olacak?” Tolga Yücel Son İnsan'da okuyucuyu dijitalleşmenin yas çağrısına kulak vermeye davet ediyor.