BAHAR ÇUHADAR bahar.cuhadar@hurriyet.com.tr
Oluşturulma Tarihi: Kasım 21, 2019 15:25
Tiyatromuzun yaşayan efsanesi Genco Erkal sahnedeki 60’ıncı yılını kutluyor. Toplumcu çizgisinden ve yenilikçi sanatsal bakışından ödün vermeden, her döneminde Türk tiyatrosuna ilkleri armağan eden bu usta ismin kurucularından olduğu Dostlar Tiyatrosu ise 50 yaşında... Prof. Dr. Ayşegül Yüksel, ‘muhteşem ikilinin’ yolculuğunu detaylı bir bakışla anlatan bir çalışmaya imza attı: ‘Güneşin Sofrasında/Genco Erkal’ın Dostlar Tiyatrosu Serüveni’.
60 senedir tiyatro sahnesinden hayata karışan bir maraton. Sahneden özgürlük, adalet, eşitlik, onurlu bir yaşam adına alınıp verilen bir nefes. ‘Oyuncağı’ ister bir Brecht metni olsun ister Nâzım’ın, Can Yücel’in, Shakespeare’in dizeleri, ister Aziz Nesin’in ‘azizlikleri’ yahut bir Haldun Taner oyunu; inandığı ‘toplumcu ve insani bakıştan’ bir santim bile kaymadan ve her oyunda dönemine sanatsal yenilikler sunarak yol alan bir efsane: Genco Erkal...
Genco Erkal, bu sene sahnedeki 60’ıncı yılını kutluyor. Kurucularından olduğu ve tek başına yürütmeye devam ettiği Dostlar Tiyatrosu ise 50 yaşında. 60’lardan itibaren Türkiye tiyatro tarihine bir dolu mihenk taşı dikmiş olan Genco Erkal ve Dostlar’ın detaylı hikâyesi, Prof. Dr. Ayşegül Yüksel’in ‘Güneşin Sofrasında/Genco Erkal’ın Dostlar Tiyatrosu Serüveni’ başlığıyla titiz bir çalışma olarak elimizde şimdi. Yüksel, büyük kısmını kendisinin de tanık olduğu Dostlar Tiyatrosu’nun ve Genco Erkal’ın tarihini, 60 seneye yayılan oyunların tümünü dönemselleştirerek aktarıyor.
Çöl Faresi, 1960. Müşfik Kenter, Yıldız Kenter, Sadri Alışık, Turgut Boralı, Genco Erkal. ŞVAYK’LA DOĞAN ‘YILDIZ’ Deniz subayı bir babanın ve dikiş ustası bir annenin çocuğu olan, 28 Mart 1938’de İstanbul’da dünyaya gelen Erkal,
Galatasaray Lisesi’nin ilkokulunun ardından Robert Koleji’ne devam ediyor. Bu adres, ilk tiyatro üretimlerini de ortaya koyduğu yer... Liseden sonra tiyatro okuma isteği ailesi tarafından kabul görmeyince İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde psikoloji okumaya başlıyor. Ve eşzamanlı olarak Genç Oyuncular ile tiyatro yapmaya...
Sahneye ilk profesyonel adım, Muhsin Ertuğrul’un kendisini ikiliye önermesiyle; Yıldız ve Müşfik Kenter’le rol aldığı ‘Çöl Faresi’. Sene, 1959. Kenterlerle başlayan yolculuk Arena Tiyatrosu, Gülriz Sururi-Engin Cezzar Tiyatrosu, askerlik görevini yaparken Ankara’da temas ettiği Ankara Sanat Tiyatrosu ile devam edecek ve 1969’da Dostlar Tiyatrosu’nun kurucularından olacak Erkal. Yüksel’in çalışması; Erkal’ın tiyatro hayatını ‘Çöl Faresi’nden başlayarak onu ‘yıldızlaştıran’ oyun, 1963’te Arena Tiyatrosu’nda sahnelenen ‘
Aslan Asker Şvayk’taki Şvayk rolünden devamla (Bu rolle dönemin tek tiyatro ödülü İlhan İskender Ödülü’nü alıyor) günümüze kadar getiriyor.
‘Şvayk’ın ardından ismi Gülriz Sururi-Engin Cezzar Tiyatrosu’nda, ‘Keşanlı Ali Destanı’na yaptığı rejiyle parlayacak Erkal’ın. Bu başarılı çıkışı, 1965’te prömiyer yaptığında Türkiye’de sahnelenen ilk tek kişilik oyun olarak kayda geçen ‘Bir Delinin Hatıra Defteri’ izliyor. Genco Erkal, oyun için “İlk okuduğumda vuruldum” diyor; tıpkı oyunu 1965, 1993 ve 2014 senelerine denk gelen yorumlarında izleyip de vurulan, üç ayrı kuşağa mensup seyirci gibi...
Bir Delinin Hatıra Defteri, 1965
Genco Erkal’ın tüm dönemlerini, kişisel gözlemlerini de ekleyerek oyunlar üzerine yazılmış eleştiriler ve program dergileri yazılarından destek alarak anlatıyor Yüksel. ‘Genco Erkal Adlı Tiyatro İnsanı’ başlıklı bölümündeki özetten alıntılayalım: “Erkal, dramatik oyunculuk tekniklerini Yıldız ve Müşfik Kenter gibi ustalarla çalıştığı dönemde geliştirmiştir. Göstermeci biçemde oyunculuk Genç Oyuncular’la olan deneyiminin ürünüdür. Yurtdışındayken gözlemlediği epik tiyatro oyunculuğu ise Asaf Çiyiltepe’yle yaptığı çalışmalarla biçimlenmiştir. Oyuncu olarak büyük üne 1963’te Arena Tiyatrosu yapımı Aslan Asker Şvayk ile ulaşan sanatçı, 1964’te Gülriz Sururi-Engin Cezzar Tiyatrosu’nda sahnelenen ve ‘tarih yazan’ Keşanlı Ali Destanı oyununun yönetmeni olarak ‘usta’lar arasına girmişti. 1965-67 döneminde AST çalışanıdır. Oyuncu olarak, Brecht’in Arturo Ui’sinden ‘Bir Delinin Hatıra Defteri’ne uzanan çizgide ilerlemektedir. Kesintisiz sahnede kaldığı altmış yılın sonunda, görüyoruz ki Genco Erkal kılıktan kılığa girerek gerek dramatik gerekse epik oyunculuğun gerektirdiği yaklaşımlar içinde, komik tiplemeden komedi karakter oyunculuğuna, bulvar tiyatrosu komedyenliğinden trajedi oyunculuğuna, doğalcı oyunculuğa dek tüm biçemlerde kendisini sınamış ve pişirmiştir. (...) Fransız yapımı ‘Jeremie’de yirmi sekiz ayrı tip yarattığını da unutmamalı. Erkal son yıllarda sahneyi çoklukla Tülay Günal ile paylaşıyor. Bu müzikli gösterilerde oluşturdukları ‘müthiş ikili’ hayranlık toplamayı sürdürüyor.” Yüksel; Genco Erkal’ın oyuncu, yönetmen, dramaturg, çevirmen, uyarlamacı olarak kat ettiği yolları ve uluslararası projelerini birbirine bağlayarak anlatıyor. Kendisiyle özdeşlemiş Nâzım ve Brecht yorumlarının, belgesel, solo ve ikili oyunların nasıl bir ihtiyaçla doğduğunu akıcı bir dille aktarıyor. ‘İnsanlarım’, ‘Sivas 93’, ‘Oyun Sonu’, ‘Kerem Gibi/Nâzım Hikmet’le 35 Yıl’, ‘Ben Bertolt Brecht’ gibi kültleşen eserleri anımsatan, bizi son oyunu ‘Merhaba’ya kadar getiren çok boyutlu bir inceleme elimizdeki.
70’LERE ATILAN İMZA: DOSTLAR 1969’da ‘toplumcu gerçekçi’ ve ‘devrimci’ bir yaklaşımla kurulan, bir koldan ‘işçi tiyatrosu’ yapan, Anadolu’yla, işçiyle ve öğrenciyle ‘dost’ olmayı şiar edinen bir topluluk Dostlar. Genç Oyuncular’ın devamı olarak kuruluyor. İlk oyunları ‘Ha Me Ka Ha Ha Pe’den itibaren topluluğu anlatırken; politik duruşları hasebiyle yaşadıkları yasaklama, tehdit, bombalama, Erkal’a getirilen yurtdışına çıkış yasakları, devlet ödeneğinin kesilmesi gibi zorlukları da anımsatıyor Ayşegül Yüksel.
70’lerde Türkiye tiyatro tarihine atılmış ‘Dostlar imzalarının’ bir kısmını anımsayalım: Ekibin asıl çıkış oyunu ‘Rosenbergler Ölmemeli’ (1970), Yüksel’in “Türk tiyatrosunda epik/diyalektik yaklaşımla biçimlendirilmiş en önemli oyunlardan” sözleriyle nitelediği ‘Asiye Nasıl Kurtulur’ (1971), topluluğun ilk belgesel oyunu ‘Havana Duruşması’ (1971), unutulmaz bir uyarlama ‘Analık Davası’ (‘Kafkas Tebeşir Dairesi’ uyarlaması, 1971), klasikleşen bir başarı ‘Azizname’ (1973), ‘komünizm propagandası’ suçlamasıyla engellenen, taşlı sopalı saldırıya uğrayan ‘Alpagut Olayı’ (1974).
Kafkas Tebeşir Dairesi, 1980
Dostlar kadrosunun, salonsuzluk ve bütçe sorunları sebebiyle 1980’de dağılmasından itibaren, yola prodüksiyon tiyatrosu olarak devam eden topluluğun üretimini sırtlanan isim Genco Erkal oluyor. Bugün sahnedeki 60'ıncı yılını, 23. İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında üç ayrı oyunla (‘Yaşamaya Dair’, ‘Bir Delinin Hatıra Defteri’, ‘Merhaba’) kutlayan Erkal’ın üretim gücünü ve direncini sadece buradan bile anlamak mümkün.
‘Güneşin Sofrasında’; toplumcu çizgisinden ve sanatsal denemelerinden ödün vermeden bugün 81’inci yaşını sürerken, 60 seneye yayılan bir heyecanla yurtdışı ve yurtiçi turnelerde seyirciyle buluşmaya devam eden, 40’ın üzerinde ödül almış, tiyatromuzun yaşayan efsanesi Genco Erkal’ı tanımak için benzersiz bir kaynak. Kitap haliyle, okuyucuya 60’lardan günümüze Türk tiyatrosuna detaylı bir bakış sunma fırsatı da veriyor. Öte yandan Genco Erkal’ın ‘sesini’ ancak evvelki söyleşileri ve yazıları aracılığıyla duyabiliyoruz kitap boyunca. Yüksel’in bu etkili çalışmasının, Genco Erkal’ın hayat öyküsünü ve tiyatroyla ilişkisini kendi ağzından anlatacağı bir kitapla tamamlanması müthiş olacaktır...
GÜNEŞİN SOFRASINDAGENCO ERKAL’IN
DOSTLAR TİYATROSU SERÜVENİAyşegül Yüksel
Kırmızı Kedi Yayınları, 2019
336 sayfa, 45 TL.